Özendirici olmayın!
Uzmanlar, ilkokul çağı çocuklarına kadar inen “kanlı para” oyununun şiddet içerikli bir davranış olduğunu belirterek, aileleri bu konuda bilinçli olma konusunda uyardı:
“Asla yapmaman lazım” demeyin… Evrensel Çocuk Hakları Derneği Kurucu Üyesi ve Uzman Klinik Psikolog Zahide Aliusta, aileleri uyararak, özellikle okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklarla “böyle bir şey varmış, senin asla yapmaman lazım” yaklaşımıyla uyarılarda bulunulmaması gerektiğini, aksi takdirde özendirici olabileceğini söyledi.
Farklılık gösteriyor… Aliusta, zorbalığın bir çeşidi olan oyunlara her çocuğun yaklaşımının farklı olduğunu ifade ederek, bazı çocukların özendiği, bazılarının da arkadaşları tarafından kabul görmek için bunun kötü olmadığını zannettiği için bu oyunları uyguladığını belirtti. Aliusta, bazı çocuklarda ise davranış bozukluğunun bir sonucu olarak zorbalığın ortaya çıkabildiğini kaydetti.
Cemre CEMALİ
Türkiye’de olduğu gibi ülkemizde de son zamanlarda çocuklar arasında oynanan bir “oyun”, ülke gündeminde yankı uyandırdı.
İlkokul çağı çocuklarına kadar inen “kanlı para” oyunu aileleri endişelendiriyor.
Ellerini kanatana kadar oynanan bu oyundan sonra çocukların elleri yaralanıyor ve şiddetin etkisiyle ellerde kanlı oyunun izleri de kalıyor.
Uzmanlar, çocukların farkında olmadan oyun olduğunu zannederek ya da arkadaşları tarafından kabul görmek için de oynadığı bu oyunun, zorbalığın bir çeşidi olduğunu ifade etti.
KIBRIS’a konuşan, Evrensel Çocuk Hakları Derneği Kurucu Üyesi ve Uzman Klinik Psikolog Zahide Aliusta, çocuğunun zorbalık içeren oyunların içerisinde yer aldığını fark eden ailelerin, bunun bir oyun olmadığını, zarar verici ve doğru olmayan bir davranış olduğunu uygun dille anlatması gerektiğini ifade ederek, her yaş grubundaki çocukla konuşulamayacağı için özelde gözlem yaparak, genel anlamda da konunun “şiddet, zorbalık” yaklaşımlarıyla ele alınması gerektiğini belirtti.
“Zorbalık sürekli olarak şekil değiştiriyor”
Evrensel Çocuk Hakları Derneği Kurucu Üyesi, Uzman Klinik Psikolog Zahide Aliusta, “Kanlı para oyunu” olarak adlandırılan ve okullarda çocuklar arasında oynandığına yönelik son günlerde gündeme gelen “oyunun” eylem olarak yeni gibi görünse de yeni bir durum olmadığını ifade ederek, bunun “zorbalık, fiziksek zorbalık” veya “şiddet içerikli bir davranış” olarak tanımlanabileceğini belirtti.
Zorbalığın sürekli olarak şekil değiştirdiğini ve son günlerde gündeme gelen bu oyunun zorbalığın bir örneği olduğunu söyleyen Aliusta, gerekli önlemler alınmadığı sürece zorbalığın sürekli olarak şekil değişeceğine işaret etti.
Aliusta, “çok ciddi anlamda bir panik halinde olmaya gerek yok” diyerek, zorbalıkla mücadele ederek zorbalığın önüne geçilebileceğinin altını çizdi.
Oynanan oyunun adını anarak değil de konunun genel çerçevede ele alınması gerektiğine vurgu yapan Aliusta, zorbalıkla mücadelede bunun önemine dikkat çekti.
“İlkokul çağına kadar yayıldı”
Aliusta, çocuklar arasında oynanan “oyunun” ilkokul çağına kadar yayıldığı yönünde duyumlar aldığını söyleyerek, okul öncesi çağına kadar ulaşmamasını umut etti.
Zorbalığın çeşidi olan bu oyunla ilgili mücadelede uygulanabilecek çok önemli noktalar olduğunu ifade eden Aliusta, özellikle okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklarla “böyle bir şey varmış, senin asla yapmaman lazım” yaklaşımıyla uyarılarda bulunulmaması gerektiğini, aksi takdirde özendirici olabileceğini açıkladı.
Aliusta, çocukların günümüzde internet hizmetine hızlıca erişebildiğini, duyduğu ve öğrendiği her şeyi arama motorundan arayıp bulabileceğini söyleyerek, “aklına gelmeyen, fikri veya bilgisi olmayan çocuk da öğrenmiş olur. Dolayısıyla gözlem yaparak özelde onu yapan çocuğu bulup uygun bir dille konuşarak veya genel anlamda “şiddet, zorbalık” yaklaşımlarıyla ele alınarak yaklaşılabilir” dedi.
“Özendirmeden ele alınmalı”
Çocukları özendirmeden, sorgularcasına değil sohbet ederken konuşulması taraftarı olduğunu belirten Aliusta, çocukla ‘okulunun nasıl geçtiği, her şeyin yolunda olup olmadığı ve her gün için başına gelen en güzel ve en olumsuz şeyin ne olduğunun’ sorulmasının önemine dikkat çekti.
Aliusta, çocuğunun zorbalık içeren oyunların içerisinde yer aldığını fark eden ailelerin, bunun bir oyun olmadığını, zarar verici ve doğru olmayan bir davranış olduğunu uygun dille anlatması gerektiğini ifade ederek şöyle devam etti:
“Aile- okul işbirliği de önemli. Bu noktada aile mutlaka sınıf öğretmeni ve rehber öğretmeni ile iletişime geçmeli. Maruz kalan çocuğa ‘bunun sana yapılması doğru değildir” bunun yapılmasına izin vermemen gerekir bunu bana yapamazsın diyerek oradan uzaklaşman gerekiyor’ denmeli.”
Aliusta, bu tarzdaki zorbalıklara karşı yeterli ve gerekli sıklıklarla çocukların yaşına uygun etkinlikler yapmak gerektiğini vurgulayarak “İlgili, meraklı öğretmenler ve müdürler tarafından okullara psikolog, psikolojik danışmanlar veya bu alanda uzman kişiler davet edilerek sürekliliği olacak şekilde etkinlikler sunumlar yapılabilir.”
Özellikle ilkokul çağı çocuklarında zorbalıkla mücadelede uygulanacak yöntemlerin uygulamalı şekilde olmasının önemine dikkat çeken Aliusta, ortaokul ve lise çağındaki çocuklarla da hem konuşarak hem de gerekirse görsel olarak sunumlar izlemelerini sağlayarak empati kurmalarının sağlanabileceğini kaydetti.
Aliusta, bu zorbalık türü ile mücadele kapsamında çocuklarla yalnızca bir kere konuşma ya da etkinlik yapmanın yeterli olmayacağının altını çizerek, zorbalık içeren oyunlara karşı çocukların tutumlarının nedenlerinin de üzerinde durulması gerektiğini belirtti.
“Davranış bozukluğu olabilir”
Uzman Klinik Psikolog Zahide Aliusta şöyle devam etti:
“Bazı çocuklar özendiği için ya da arkadaşları tarafından kabul görmek için yapar. Bazıları bunun kötü olmadığını zannettiği için yaparken, bazı çocuklarda ise davranış bozukluğunun bir sonucu olarak ortaya çıkar. Bunun önüne geçilmezse ileri yaşlarda anti sosyal kişilik bozukluğuna dönüşür. Esas tehlike de buradadır, bu davranışların devamını getirecek olan çocuklar davranış bozukluğu olanlardır.”
Aliusta, bu risklerin öngörülmesi için okullarda bununla ilgili gözlemler veya uygun testler yapılması gerektiğine işaret ederek “Çok ciddi ve kapsamlı işbirliği ile yürütülebilecek projelerle çözülebileceğine inanıyorum. Zorbalığı önleme programı olması gerekir ki bunun müfredatta da yer alması gerekiyor” dedi.
Davranış bozukluğu belirtisi veya yatkınlığı olan çocukların hareketlerinin ileride başka bozukluklara veya sorunlara dönüşmemesi için erken zamanda fark edilip müdahalede bulunulması gerektiğini söyleyen Aliusta, bu davranışları kalıcı hale getirme riski yüksek olan gurubun ele alınarak onlar üzerinden daha kalıcı çözümler sağlanabileceğini ve daha hızlı ilerleme kat edileceğini açıkladı.
“Empati kurmakta zorlanan çocuklar var”
Aliusta, öfke problemi yaşayan, anlık sinirlenip kızgınlık geçiren ya da anlık özendiği için zorbalık olarak nitelendirilen oyunları oynayan çocuklar olabildiğini kaydederek, bu grubun da empati kurmakta zorlanan çocuklar olduğunu vurguladı.
Çevresinde, ailesinde psikolojik veya fiziksel şiddet içerikleri gördüğü için de bu tarz içeriklerin onaylanan bir şey olduğunu zanneden bir grup olduğunu ifade eden Aliusta, bu çocukların empati yeteneğinin daha düşük olduğu için karşısındakinin çektiği acıyı veya üzüntüyü çok fazla umursamayan bir yapı ve karakter oluşma riski ile karşı karşıya olduğunun altını çizdi.