Amerikan edebiyatının usta yazarı olan William Gay’ın kült romanı: Ebedi Ev
Amerikalı yazar William Gay ilk romanı olan Ebedi Ev’i ancak 58 yaşında, 1999 yılında yayınladı. Uzun yıllar yazdıklarını sadece aralarında Cormac McCarty’nin de bulunduğu bir avuç insanla paylaşmıştı. Ebedi Ev kısa sürede büyük bir başarı yakaladı ve kült statüsüne yükseldi.
William Gay, Amerikan edebiyatında Cormac McCarty ve William Faulkner gibi büyük yazarlarla kıyaslandı. Güney Gotiği’nin en önemli temsilcilerinden biri olarak gösterildi.
Ebedi Ev, babası korkunç biçimde öldürülen Nathan Winer’ın, içki kaçakçısı Dallas Hardin’in ve olan biteni ormandaki kulübesinden sessizce izleyen William Tell Oliver’ın hikâyesi.
William Gay bu romanında insanın en gizli, en şeytani, aynı zamanda en masum yanlarını ortaya çıkarıyor. 1940’lı yılların içler acısı manzarasını kusursuz bir üslupla anlatıyor. Kötülüğe, ölüme, yalnızlığa, felakete uğrayanların içinde çok zor büyüyebilen kurtuluş umuduna dair hiç bitmesini istemeyeceğiniz edebi bir ziyafete konuk olacaksınız.
Yazara dair…
1941 yılında Tennessee’de doğan William Gay, liseyi bitirdikten sonra ABD donanmasına yazıldı ve Vietnam Savaşı’na katıldı. Yazmaya on beş yaşında başlamıştı ama hayatını marangozluk ve boyacılıkla kazanıyordu. Hayranlık duyduğu Cormac Mccarthy ile dostluk kurması onu edebiyata daha da yakınlaştırdı.
William Gay
Hep yazdı, üretti…
Mccarthy ile sık sık görüşüp yazdıklarını okuttu, usta yazardan tavsiyeler aldı.15 yaşından beri yazmasına rağmen 1998’de iki öyküsünün edebiyat dergilerinde yer bulmasına kadar hiçbir şey yayımlamamıştı.
1999’da ilk romanı Ebedi Ev yayınlandı. Gay bu romanla James A. Michener ödülünü kazandı ve büyük bir ün sahibi oldu. 2012 yılında vefat edene kadar yazmaya devam etti.
Kitaptan tadımlık..
Meraklı okurlar için kitaptan kısa bir bölüm sunuyoruz;
Thomas Hovington arka avlusunu yürüyerek geçtiği sırada bir ses duydu, taşıdığı yem torbasını yere atıp büyülenmiş gibi kalakaldı. Yeryüzünün bağırsaklarından, ayaklarının altında bir yerlerden geliyormuşa benzeyen ilginç bir sesti, dişlerinde hissettiği ve arkasındaki pencerelerin verniksiz camlarını zangırdattığını duyduğu boğuk bir gümbürtüydü. Hovington
hareketsiz dururken ses yine geldi, akarsu kolunun altında bir yerden geliyordu, toprağın içindeki bölmeli koridorlarda kocaman yuvarlak taşlar yuvarlanıyordu ya da dünyanın içindeki boşluklarda şiddetli bir fırtına kopuyor, şimşekler görünmeyen, koyu renkli, yana yatık ve rutubetli gömütleri aydınlatıyor, dünyanın yüzeyi gök gürültüsünün yankılarıyla
titreşiyordu.
sayfası için iletişim: