Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Jenkins, ülkede yaşlılarla ilgili bir devlet politikasının olmamasından yakındı.
“Yaşlı bakımı toplumsal bir sorundur”… Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins, yasaların yetersizliğinden dem vururken, yaşlı bakımının bireysel değil; toplumsal bir sorun olduğuna dikkat çekti. Jenkins, “Bugün özel bakımevleri kıt kanaat kaynaklarla hizmet vermeye çalışıyor. Bizim bakıcıya, bakımevine ihtiyacımız var. Bu alanda destek, ekonomik ve teşvik sağlayacak politikalara ihtiyacımız var” dedi.
Ezgi ÇELİK
Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins, KTV ekranlarında, ‘Kıbrıs ve Ötesi’ programında Akay Cemal’ın konuğu oldu ve ülkedeki huzurevi gerçeğiyle ilgili önemli açıklamalar yaptı.
Ülkemizde 60 yaş üstü yaşlı oranının yüzde 14’lere vardığını belirten Jenkins, yaşlı bir nüfusa sahip olduğumuzu söyledi.
Yaşlıların bakıma ihtiyacı olduğunu ve bu konuda belirli düzenlemelerin gerektiğini belirten Jenkins, “Yaşlılarla ilgili, siyasilerin bir planı yok” ifadelerini kullandı.
Jenkins, ülkemizde yaşlıların sesini duyurabileceği hizmet ve yardım odaklı tek kurumun kendileri olduğunu belirterek, “Lapta ve Kalkanlı Huzurevlerimiz var ancak devlet oralarda da görevini yapmıyor” şeklinde konuştu.
Yaşlılara nasıl hizmet verileceğine yönelik devlet politikasının olmadığını belirten Jenkins, bunun çok fazla soruna yol açtığını ifade ederek, Huzurevi Yasası’nın uygulanmasını talep etti.
“Çok yaşlı bir nüfusa sahibiz”
Ülkemizde yaşlı nüfusun ağırlıklı olduğunu fakat bu konuda hiçbir yapılanmanın olmadığını ifade eden Hatice Jenkins, şöyle konuştu:
“Yaşlılarla ilgili, siyasilerin bir planı yok. Derneğimizi kurduğumuzdan bu yana gördüğümüz tek şey, Yaşlılar Günü’nde karanfil alarak Lapta Huzurevi’ne gitmek. Yapılanlar bununla sınırlı.
Ülkemizde 60 yaş üstü yaşlı oranı yüzde 14. Bu, uluslararası standartlara bakıldığında çok yaşlı bir nüfusa sahip olduğumuzu gösterir.”
“Bakımevine para bulmayıp mal mülk satıyorlar”
Hatice Jenkins, burada ikamet eden yaşlı İngiliz kesimine de evde çeşitli bakım ve hizmetler sağlanması gerektiğini ve bunun da bir ekonomik sektör olduğunu anlatarak, “Burada bulunan İngilizlerin yaş ortalamasına bakarsanız 75 üstüdür. Bu insanların bakıma ihtiyacı vardır. Evlerinde çeşitli hizmetlere ihtiyaçları vardır. Bu bir bakıma ekonomik bir sektördür. Buradan işler yaratabiliriz. Burada, bakımevine de bakıcı bulamayıp malını mülkünü satarak İngiltere’ye dönen çok İngiliz biliyorum” diye konuştu.
“Devlet görevini yapmıyor”
Ülkemizde bakıcı bulmanın çok zor olduğunu anlatan Hatice Jenkins, bu alanda yardım ve hizmet odaklı tek kuruluşun kendileri olduğunu, buna devletin de katkı koyması gerektiğini kaydetti.
Jenkins, şöyle devam etti:
“Sık sık bakıcı var mı diye aranıyorum. Kimisi de bakıcılık hizmeti vermeye çalışıyor. Bu talepleri denk getirmeye çalışıyorum. Yardımcı olmaya çalışıyorum ama bu benim görevim değil. İnsanlar çaresizlikten nereye sarılacağını bilmiyorlar. Burada sesini dernek olarak duyurabilen, hizmet odaklı, yardım odaklı tek kurum biziz.
Lapta ve Kalkanlı huzurevlerimiz var ancak devlet oralarda da görevini yapmıyor”.
Lapta’nın binasının 2011 yılında yıkıldığını ve belki 5-6 defa temelinin atıldığını kaydeden Jenkins, şunları kaydetti:
“Bu yıl 15 Kasım’da binanın bitmesi gerekiyordu, ama bitmedi. Bizim için de sürpriz olmadı. Devletin ciddi bir niyetle bu alana indiğini görmedik.
Siyasilerimiz neden özel bakımevlerine gitmiyorlar. Onlar özel diyorlar, evet özel ama bugün özeli de desteklememiz gerekmiyor mu? Oteller özel değil mi? İş yerleri özel değil mi? Onları destekliyoruz. Neden bakımevlerinin arkasında hiç kimse durmuyor?”
“Huzurevi Yasamız uygulanmıyor”
Huzurevi Yasası’nın olduğunu fakat uygulanmadığını, aynı şekilde huzurevlerinin bakımevine dönüştürülüp yaşlılara nasıl hizmet verileceğine dair bir politikanın olmadığını belirten Hatice Jenkins, şunları anlattı:
“Yaşlılara nasıl hizmet verileceğine yönelik devlet politikamız yok. Böyle olunca yasalar da çıkmaza giriyor. Huzurevi Yasamız var ama huzurevi yok, hepsi bakımevi oldu. Huzurevi Yasamız uygulanmıyor. Bu yasalar ise bakımevlerini denetlemek için yeterli değildir. Bu bakımevleri belediyeler altında açılıyor. Huzurevi Yasası var, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı. Bakımevlerinin de bakanlığa bağlanması bekleniyor.”
“Kalkanlı Bakımevi, bütçesi hiç düşünülmeden, yasa çıkarılmadan acele şekilde Sağlık Bakanlığı altında açıldı” diyen Jenkins, “O gün Sağlık Bakanı’na gidip ‘Yasamız yok, devlet eliyle yasa dışı iş yapmayın’ dedik. Yasa yok diyorsunuz ve buraları denetleyemiyorsunuz. Denetleseniz de ceza kesemiyorsunuz. İkaz edebilirsiniz en fazla. Bu ülkede bakımevi yasası yoktur. Huzurevi yasası da çok eski ve güncelliğini yitirmiştir.”
“Yasa güncelliğini yitirdi”
Uzmanların desteğiyle iki sene önce bir yasa tasarı hazırlandığını ve meclise kadar geldiğini vurgulayan Hatice Jenkins, “Meclisten, Çalışma Bakanlığı’na geri gönderildi. Orada çok büyük bir soru işareti var. Gerçekten iyi hazırlanmış bir yasa. Bu yasanın uygulanamamasını, meclisten geçememesini anlamıyorum çünkü Kalkanlı, 2019 yılında yanlış bir bakanlık altında açıldı. Sadece bir bakanın kendi inisiyatifiyle Sağlık Bakanlığı altında bir bakımevi açıldı. Kimsenin istemediği bir bakımevi oldu. Bakan gittikten sonra skandallarla çalkalandı” şeklinde konuştu.
“Yaşlı bakımı bireysel değil; toplumsal bir sorundur” diyen Jenkins, şunları aktardı:
“Bugün özel bakımevleri kıt kanaat kaynaklarla hizmet vermeye çalışıyor. Bizim bakıcıya, bakımevine ihtiyacımız var. Bu alanda destek sağlayacak ekonomik, teşvik sağlayacak politikalara ihtiyacımız var.
Mağusa Belediyesi’nin 65 yaş üstü 3 bin kayıtlı nüfusu var. Lefkoşa’nın 3 bini biraz geçmiştir. Girne bölgesinde çok fazla İngiliz yaşlı nüfusu vardır. Devlet belediyelere katkı payını, yaşlı nüfus oranında artırmalıdır.”
