Gürcafer: Yabancıya toprak satışı yüzde 0,30
İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, “Ülke toprakları satıldı, KKTC Gazze’ye dönecek” söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını dile getirdi.
“Yasal düzenleme şart”… Yabancı sermaye ve yabancılara satılan topraklar konusunda yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Gürcafer, “Evet bunun planlanması lazım. Satışların planlı bir şekilde olması lazım ve ülkeye fayda getirir şekle dönüşmesi lazım. Burada bir eksikliğimiz var. Eksikliğimizi söylemek başka bir şeydir; ülke toprakları bitti gitti, yabancılar tarafından alındı; Gazze’ye dönüyoruz demek başka bir şeydir” ifadelerine yer verdi.
“Bölgesel kısıtlamalar lazım”… Gürcafer, “KKTC, 2 milyon 550 bin dönümdür. Siz, eğer 5 bin dönüm arazi içerisine 100 bin konut yapabiliyorsanız ve şu andaki satış miktarımız bizim 30 – 40 bin arasındaysa… Bunu oranı oran orantıya vurduğumuz zaman yüzde 0.30’luk bir satış olduğu ortaya çıkar. Bu çok yüksek bir rakamdır. 2030-2040 yılına kadar ne kadar konut yapılacaksa bunu bölgelere göre planlamamız lazım ve bölgesel kısıtlamalar getirmemiz lazım” dedi.
Elif ŞEN ÇATAL
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, “Ülke toprakları satıldı, KKTC Gazze’ye dönecek” söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını dile getirdi. Gürcafer, bu tür söylemlerin halk tarafından gündeme getirilebileceğini ancak siyasetçilerin de bu konularla ilgili üzerine düşen görevleri olduğunu dile getirdi.
Gürcafer, yabancılara toprak ve mülk satışına ilişkin çıkan bazı haberlere de tepki gösterdi.
“Ülke toprakları satılıyor. KKTC Gazze’ye dönecek” şeklinde söylemlerin zaman zaman siyasetçiler tarafından da söylendiğine işaret eden Gürcafer, “Evet bunun planlanması lazım. Satışların planlı bir şekilde olması lazım ve ülkeye fayda getirir şekle dönüşmesi lazım. Burada bir eksikliğimiz var. Eksikliğimizi söylemek başka bir şeydir; ülke toprakları bitti gitti, yabancılar tarafından alındı; Gazze’ye dönüyoruz demek başka bir şeydir.” şeklinde konuştu. Yabancı sermaye ve yabancılara satılan topraklar konusunda yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Gürcafer, şu anda dillendirilen bu tür söylemlerin ise popülizm için yapıldığını savundu.
“Bu dedikoduların hiçbiri doğru değil”
Bazı basın yayın organlarında yer alan haberlere tepki gösteren Gürcafer, “Bu dedikoduların hiçbiri doğru değil. Piyasaya bir dezenformasyon pompalanıyor… Rum tarafının bu konuda propaganda yapması normaldir ancak benim kendi insanım küçük çıkarlar için Rum propagandasına ortak olmasını ben anlayamıyorum” diye konuştu.
“Yabancıya satılan arazi miktarı yüzde 0.30’dur”
Gürcafer, kendi ellerindeki verilere dayanarak yabancılara satılan arazi oranının yüzde 0.30 olduğu iddiasında bulundu.
Fasıl 96 kurallarına göre bin dönümlük araziye 20 bin tane konut yapılabildiği bilgisini paylaşan Gürcafer, önemli bir detaya da dikkat çekerek şunları söyledi:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 2 milyon 550 bin dönümdür. Siz, eğer 5 bin dönüm arazi içerisine 100 bin konut yapabiliyorsanız ve şu andaki satış miktarımızda bizim 30 ila 40 bin arasındaysa… Bu oranı oran orantıya vurduğumuz zaman yüzde 0.30 çok yüksek bir rakamdır. Konut stratejimizi yapmamız lazım; Pazar stratejimizi yapmamız lazım. 2030-2040 yılına kadar ne kadar konut yapılacaksa bunu bölgelere göre planlamamız lazım ve bölgesel kısıtlamalar getirmemiz lazım.”
Gürcafer, bu satışların önüne geçilmemesi, plansız satışın devam etmesi, turizm amaçlı kullanılmaması durumunda ülkenin demografik yapısının bozulacağını, toplumun kültürel bir erozyona uğrayacağını vurguladı.
“Tapu arttı, kayıt azaldı!”
Tapu vergi harçlarına yönelik yapılan düzenlemelere dikkat çeken Gürcafer, açıklamasında şunları kaydetti:
“Bir düzenleme yapıldı, tapu vergi harçları yüzde 6’dan yüzde 12’ye çıkarıldı. Bunun amacı hem Mal Tanzim Komisyonu’na kaynak yaratılması hem de kendi insanlarımızın, gençlerimizin ev sahibi olabilmesi için sosyal konut fonuna bir kaynak yaratılmasıydı. Bu uygulamaya geçildikten sonra tapuya yapılan kayıtlarda ciddi bir gerileme oldu. Devlet bunun takipçisi olamadı, maalesef. Çıkan izinlerle Tapu Dairesi’ne yapılan kayıtlar arasında ciddi bir fark var.”
“Esas kaynak yaratan yüzde 6’dır”
“Alıcı evini alıyor, müteahhit parasını alıyor ama devlet kendi alması gereken payı almıyor” diyen Gürcafer, şöyle devam etti:
“Yeni uygulamaya göre, Tapu Dairesi’ne gidip sözleşmeyi yatırdığın zaman yüzde 6’yı peşin ödersin. Bir sözleşme yaptıysan, gidip tapuya bunu yatıracaksın. Olmayan bunlardır… Tapuları çıktığı zaman kişi gider devrini alır o başka bir konudur. Ancak burada da eksikler vardır. Esas kaynak yaratan o yüzde 6’dır; sözleşmelerin yatırılmasıdır. Devletin şu anda bu yüzde 6’ya ihtiyacı var. Bu sözleşmelerin imzalandığı zaman hasıraltı edilip, devlete sırf yüzde 6 yatırılmasın diye yastık altı duran, kasaların içerisinde duran binlerce sözleşme vardır” ifadelerini kullandı.
“Yeni bir düzenleme gündemde”
Gürcafer, yeni bir düzenlemenin şu anda gündemde olduğunu ifade ederek, “Yapılacak olan düzenleme aslında hem ekonominin hem müteahhitlerin hem ülke insanının hem de devlet çıkarlarının örtüşme çalışmasıdır” dedi.
Yapılacak yeni düzenlemenin ekonomiyi sürdürebilir hale getirmek ve mevzuat eksiklerinin ortadan kaldırılması için olduğunu aktaran Gürcafer, “Önümüzdeki birkaç gün içerisinde yasal düzenleme netleşince toplantılar düzenleyip müteahhitleri bilgilendireceğiz” açıklamasında bulundu.
Gürcafer, “Kendi ekonomimizi sürdürebilir kılmak için mevzuatlarımızı yapmamız lazım. Denetim, kötü niyetli olanlara zarar veren bir uygulamadır. Denetimsizlikten ve bu boşluklardan yararlananlar kötü niyetlilerdir… Benim müteahhittim işini doğru düzgün yapar, devletine vergisini verir” diyerek, mevzuatların açık bir biçimde gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Muhasebeci ve avukatlar üzerinden kayıt
Cafer Gürcafer, ülkede hali hazırda yabancıların mülkiyet edinmeyle ilgili bir yasanın yürürlükte olduğunu hatırlatarak, yasaya göre bir tane konut, bir arsa alımı ya da bir dönüm arazinin almasına imkan tanındığını dile getirdi. Yasal olarak yürütülen satışların Tapu Dairesi’ndeki kayıtlarda yer aldığını dile getiren Gürcafer, bu kayıtlardan bağımsız avukat veya muhasebeciler aracılığıyla da konut ve toprak satımının gerçekleşebildiğine dikkat çekti.
“Gerekli tanımlama ve kısıtlama yok”
Ülkedeki sorunun yabancı sermayenin faaliyetiyle ilgili bir mevzuat ve yabancı sermayeyle ilgili bir tanımlama olmamasından kaynaklandığını dile getiren Gürcafer, “Bu tanımlamanın olmamasından dolayı olumsuzluklar yaşanıyor. Yani mülkiyet edinmeden öteye, yabancı sermaye hangi noktalarda bu ülkede faaliyet gösterecek? Bununla ilgili yasal bir tanımlama ya da sınırlamamız yok. Esas boşluğumuz ve eksikliğimiz o noktadadır” ifadelerini kullandı.
“Dünyada benzer örnekler var…”
Konut satışıyla ilgili Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği olarak benzer ölçekteki ülkelerle KKTC arasındaki durumu kıyaslayan bir araştırma yaptıklarını kaydeden Gürcafer, Malta, Güney Kıbrıs, İspanya, İtalya gibi Akdeniz ülkelerinde ve Türkiye’de bir konut alınılsa bile konaklama süresinin sınırlandırıldığını, mülk sahibinin belirli bir zaman diliminde konutunda kalıp kalan zaman dilimini de bir takım uygulamalarla mülklerin turizm sektörüne kazandırıldığını anlattı.
Bunun da ülkeye turist getirilmesi anlamına geldiğini söyleyen Gürcafer, ülkeye yerleşmek isteyen yabancılarla ilgili de dünyada uygulanan örnekleri sıraladı.
“Mevzuat gözden geçirilmeli”
“Ülkeye yerleşmek isteyenler için de oturum mevzuatı vardır. Biz de bu konuda da eksiklikler var” diyen Gürcafer, ülkemizde, evi alıp yerleşip ülkede kalınabildiğini ifade etti.
Gürcafer, ülkede yabancı sermayenin tanımlanması ve ikamet etme, oturum izni almayla ilgili mevzuatın gözden geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Toplumsal tepkinin de bu başlıklarda yaşanan eksiklikler nedeniyle ortaya çıktığı iddiasında bulunan Gürcafer, tatil amacıyla satılan konutların ülkeye fayda sağlaması gerektiğini bu konudaki yasaların da düzenlenmesinin şart olduğunu kaydetti.