Beslenme Uzmanı Akman uyardı: Bol su tüketelim
Kilolu bir çocukluk dönemi geçiren Beslenme Uzmanı Melis Burcu Akman, diyetisyen kontrolünde kilolarından kurtulduktan sonra bu mesleği yapma kararı aldı. Akman, KIBRIS okurları için yeni yıl akşamına özel uyarılarda bulundu.
Bir bardak alkole iki bardak su… Diyetisyen Melis Burcu Akman, alkolü iki bardakla sınırlamak gerektiğini belirterek, her bir bardak alkol için iki bardak su içilmesi tavsiyesinde bulundu. Ertesi sabah baş ağrısı, kas ağrısı çekmek istemeyenler için ise “Kişinin mineralli su tüketmeye karşı bir rahatsızlığı yoksa, alkol alacağı günden bir gün önce ve bir gün sonra mineralli su içmesini tavsiye ederim.” dedi.
Kısa süreli diyetler sakıncalı… Sosyal medyada herkesin gördüğü 3 günde 5 kilo ya da 5 günde 10 kilo verdiren kürler hakkında uyarıda bulunan Melis Burcu Akman, “Biz beslenme uzmanları ve hekimler bunlara karşı çıksak da, bu şok diyetlerin önü alınamıyor maalesef. Sağlıklı mı? Değil. Kalıcı kilo verdirir mi? Hayır. Sürdürülebilir mi? Değil.” diyerek herkesi bu konuda dikkatli olmaya davet etti.
Emine Gül ÖZER
Verdiği tarifler ve önerdiği besinlerle hem zayıflatıyor hem de bilinçlendiriyor. 2017 yılında mezun olduktan sonra Beslenme Uzmanı olarak hizmet veren Melis Burcu Akman, beslenme ile ilgili herkesin merak ettiği soruların yanıtlarını KIBRIS okurları için verdi.
Mesleği seçme nedenini paylaşan Akman, kısa sürede kilo verilen formüllerle ilgili faydalı bilgiler paylaştı. Sağlıklı beslenmenin önemine değinen genç diyetisyen önemli olan konunun sürdürülebilirlik olduğunu anlattı.
Yeni bir yılı karşılarken Kıbrıs Türklerinin özenli sofralar kurduğunu anımsatan Akman, yeni yıl için dikkat edilmesi gerekenleri anlattı, önemli uyarılarda bulundu
Yılbaşında alkolün dozunu kaçıracaklar için önerilerde bulunan Akman, diyabet ve tansiyon rahatsızlığı olan kişilerin de yiyebileceği şeylere dikkat çekerek, yapılması gerekenlerin altını çizdi.
Yeni yıl akşamı diyet yapıp sabit kiloda kalmak ya da hem yiyip aynı zamanda kilo kaybetmek isteyenler için de formüller veren Akman, sofraları şenlendirecek bir çorba tarifi paylaştı.
“Ortaokulda obez biriydim”
Bu mesleği seçme sebebinin geçmişte yaşadığı olaylara dayalı olduğunu kaydeden Burcu Akman, “Bu mesleği seçme sebebimin duygusal bir öyküsü var. Ortaokul ve lise yıllarında oldukça kilolu hatta obez sınıfına girecek kadar bir çocukluk dönemi geçirdim. Sonrasında ailem beni diyetisyene götürdü. O zamanlar bana yardımcı olan diyetisyen sayesinde ciddi kilolar kaybettim. Bunun neticesinde de üniversitede beslenme uzmanlığı okumaya karar verdim” ifadelerini kullandı.
“Danışanlarımla aile gibiyiz”
2017 yılından beri bu meslekte var olan Akman, danışanlarıyla arasındaki ilişkiyi şöyle değerlendirdi:
“Danışanlarımla ilişkimi özellikle yakın tutmaya çalışıyorum. Çünkü çok ciddi kilo kaybı isteyen hastalarımızda veya tansiyon, diyabet gibi bir rahatsızlığı olan kişilerde bu diyet süreci çok uzun olabiliyor. Dolayısıyla bir aile gibi oluyoruz bu süreçte diyebilirim. Bazen 6 ay bazen 1 sene bazen 2 sene bile beraber çalıştığımız danışanlarımız olabiliyor. Dolayısıyla sıcak ve samimi bir ilişki istiyorum her zaman danışanlarımla aramda. Her zaman rahatlıkla bana ulaşabilmelerini ve istedikleri tüm soruyu istedikleri gün ve saat diliminde bana yöneltebileceklerini dile getiriyorum.”
“3 günde 5 kilo verdiren diyetler sağlıksız”
Sosyal medyada herkesin gördüğü 3 günde 5 kilo verdiren, 5 günde 10 kilo verdiren kürler hakkında konuşan Akman, “Maalesef hep vardı bunlar. Her ne kadar biz beslenme uzmanları bazı hekimler karşı çıksak da bu şok diyetlere, yine de önünü alamıyoruz; sosyal medyada sürekli olarak karşımıza çıkıyor. Sağlıklı mı? Değil. Kalıcı kilo verdirir mi? Hayır. Sürdürülebilir mi? Değil” diyerek herkesin dikkatli olmasını istedi.
“5 günlük çok düşük kalorili diyet neticesinde kişi normal hayatına devam ettiği müddetçe enerji yakımı bir önceki gün gibi ama bir yandan da o düşük kalorilinin yansıması olarak baş ağrısı, kas ağrısı gibi sorunlar ortaya çıkıyor” diyen Akman, “Bunun yanı sırada o 5 günün sonunda verilen şey kilo kaybı değil su oluyor. Dolayısıyla biz normal beslenmeye geri döndüğümüzde o verdiğimizi sandığımız kilonun bir kısmını geri alıyoruz” dedi.
“Alkol tüketimi sırasında su içmeye özen gösterin”
Yılbaşına geri sayım sürerken, yeni yıl akşamı ile ilgili özel bilgiler paylaşan Akman, özellikle yoğun alkol tüketecek kişileri uyardı. Melis Akman, “Alkolün o kötü etkilerini yaşamamak için birincisi 2 bardakla sınırlamak gerekiyor ama yeni yıl çok özel bir akşam. Koca bir yılı geride bıraktığımız, sevdiklerimizle birlikte yeni yıla geçtiğimiz bir akşam. Dolayısıyla bir çoğumuz için bir iki bardakla sınırlı kalmak mümkün olmuyor gerçekçi olmak gerekirse” ifadelerini kullandı.
Fazla alkol kullanacak olan kişiler için ise o kötü etkilerden nasıl korunabileceğini şöyle anlattı:
“Alkol aslında bize o kötü etkiyi yaşatır. Fazla alkol kullandığımızda, su atımı vücutta çok ciddi bir seviyeye çıkar. Dolayısıyla susuzluk, elektrolit kaybı gibi problemler yaşarız. Bununla beraber ertesi sabah uyandığımızda baş ağrısı, ödem, şişlik gibi hissiyatlarla karşılaşırız. Bunları azaltabilmek adına, her bir bardak alkollü içecek ile 2 bardak su içilmesini tavsiye ederim. Bununla birlikte eğer mineralli su tüketmeye karşı bir rahatsızlığı yoksa kişinin tansiyon gibi, alkol alacağı günden bir gün önce ve bir gün sonra mineralli su içmesini tavsiye ederim.”
Yılbaşında sabit kiloda kalmak isteyenler dikkat!
Yeni yıl akşamı hem kendini şımartıp, hem de sabit kiloda kalmak isteyenler için Akman, “Ben kendi danışanlarıma iki seçenek sunuyorum. Kişi yeni yıl haftasında, yeni yıl sofrasının keyfini çıkartıp ama sabit kiloda kalmak istiyorsa, o zaman çok da abartıp, şımarmadan sevdiğimiz besinlerin tadına bakıyoruz. Güzel keyifli bir akşam geçirecek, 1 Ocak itibariyle de diyetimize geri dönüyoruz” şeklinde konuştu.
Akman, sabit kiloda kalmak istemeyip, hem yılbaşının tadını çıkartıp hem de kilo kaybına devam etmek isteyenler için ise “o zaman şunu öneriyorum. 31 Aralık’tan bir önceki akşam menüsünü yeşil yapraklı sebzelerin ağırlıklı olduğu bir çorba menüsüyle değiştiriyorum. 1 Ocak’ta ki akşam menüsünü de yeşil yapraklı bir çorbayla değiştiriyorum. Bu sayede o kalori dengesini korumuş ve kilo kaybetmeye devam etmiş oluyoruz” dedi.
“Yeni yılda diyabet ve tansiyon hastalarına tavsiyeler”
Diyet yapan ve tansiyon, diyabet türü rahatsızlığı olan kişiler hakkında “diyete 1 günlük ara verilebilir mi?” konusu üzerine yorumlamada bulunan Akman, “Hastalığı olan kişiler için bu kadar rahat konuşamıyoruz. Çünkü bir gün ara vermek bile sağlığa ciddi geri dönüşleri olabiliyor. Mesela bir tansiyon hastası bir kişi üzerinden ilerleyecek olursak, yeni yıl sofrasında tuzdan olabildiğince uzak durması gerekiyor. Kimi kişiler yeni yılı evde kutlamıyor, dışarıda, otelde, restoranda kutluyor. Dolayısıyla o besinlerin içerisindeki tuz oranını bilemiyor. O zaman ne yapmamız gerekiyor? Bol bol su tüketmeliyiz. Eve de dönünce yatmadan önce mutlaka bir tansiyonunuzu kontrol etmeliyiz” uyarısında bulundu.
Melis Akman, Diyabet hastaları için “patates, pirinç, ekmek ve tatlılar arasında bu tip besinlerden en çok canının çektiği birini sınırlı bir ölçüde tüketsinler. Sofradaki protein ağırlıklı hindi, balık, et, tavuk ve sebzelerle karınlarını doyursunlar” önerisinde bulundu.
Sofraları şenlendirecek ‘Körili Bal Kabağı Çorbası’
Yeni yıl akşamı için hem masamızı renklendirerek, damakları şenlendirecek hem de sağlıklı bir besin olarak midemizin hazmedebileceği tarifi bizlere sunan Diyetisyen Akman, “Yeni yıl akşamı önümüzdeki hafta için en soğuk akşam, bu soğuk havada da içimizi ısıtacak en güzel şeylerden birisi çorba. hem sağlıklı hem pratik, geçenlerde denedim çok hoşuma gitti sizlerde bu tarifle, misafirlerinizi yeni yılda ağırlayabilirsiniz. Çorbanın adına “körili bal kabağı çorbası” diyelim” ifadelerini kullandı. Tarif için sırasıyla uygulanması gereken yol:
“Tencereye 2 yemek kaşığı zeytinyağını koyalım, bir büyük boy soğanı koyalım, sırasıyla acı biber ekleyelim.. acı tercih etmiyorsanız tatlı biberde ekleyebilirsiniz. Damak zevkinize göre.. bir büyük boy patates kadar bal kabağı, bir küçük boy patates, iki diş sarımsak ve bir tane havuç.. Bu sebzeleri küp küp doğradıktan sonra hafif renk değiştirene kadar soteleyelim. O esnafa üzerine 1 su bardağı et veya tavuk suyu ekleyelim. Geriye kalan suyu ise sıcak veya içme suyuyla sebzelerin üzerini kapatacak şekilde su ekleyelim. Çorbamızı ilk bir 5 dakika yüksek ateşte, daha sonra kısık ateşte pişirelim. Ne zaman ki sebzeler pişer, o zaman içerisinde 1 tatlı kaşığı köri, yarım tatlı kaşığı karabiber, yarım tatlı kaşığı da zerdeçal ekleyelim.. Baharatlar da eklendikten sonra bir su bardağı şekersiz Hindistan cevizi sütünü ilave edelim çorbamıza. Bir iki, üç dakika daha kaynattıktan sonra blendırdan geçirerek, servis yapabiliriz. 4-6 porsiyon çıkar bu ölçüde. Eve gelen misafirlerde diyabet hastası olan var ise tarifteki patatesi, kabakla değiştirebilirler.”