Eski Asbaşkanı Serhan Çetinsaya, Yeniçağ’dan Aytunç Akın’a konuştu. Çetinsaya, kendisinin istifa sürecinden Sergio Ramos transferine, stat sponsorluğundan Beşiktaş’taki seçim sürecine kadar pek çok konuya yanıt verdi.
Siyah-beyazlı camiadan istifa sürecini açıklayan Çetinsaya, “Bununla ilgili zaten bir basın toplantısı yapmıştım, arşivlerde de duruyordur ama kısaca özetlemek gerekirse; Mayıs 2022’de kongrede seçilip, Haziran 2022’de de mazbatamızı aldım. 15 ay gibi bir süre zarfında Beşiktaşımız’a hizmet etme şansı yakaladım. Bu süreçte yoğun çalıştık. Benim de karakteristik olarak bir özelliğim var; bir işe gönül verdiğim zaman, sonuna kadar onun peşinden gidiyorum. Beşiktaş’ta sorumluluk alanım olan görevlerin haricinde, başka yönetici arkadaşların görevlerinden de sorumlulukları, onlara yardım etmek adına üzerime aldım. Günün sonunda mevcut iş ve özel hayatımın etkisi ve ayrıca yönetimde her geçen gün daha çok hissettiğim görüş ayrılıklarının da etkisiyle istifa ettim.” dedi.
“Bardağı taşıran son damla…”
Ancak bu hizmeti yaptığınızda da emek harcadığınız ve yoğun çaba sarf ettiğiniz işlerin, diğer yönetici arkadaşlar ve camia tarafından takdir toplamasını ve finalize olmasını bekliyorsunuz. Birkaç şeyin finalize olamayışı, bir transferde bardağı taşıran son damla oldu. Artık bu dakikadan sonra verimli bir şekilde hizmet edemeyeceğimi ve verimli çalışamayacağımı hissetmemden sebep istifa kararını aldım.
33 yaşındaki eski yönetici, yaz transfer döneminde gündemden düşmeyen, Beşiktaş’a transferi çok yakın olan ancak maliyeti nedeniyle gerçekleşmeyen Sergio Ramos transferinin detaylarını anlattı.
Sergio Ramos’a ilk resmi teklifi 3 Ağustos günü yaptık. O zaman, Galatasaray da Ramos ile ilgileniyordu. Transfer sürecinde 7 farklı kulüp ile yarıştık. Emre Kocadağ’ın yoğunluğu nedeniyle ben biraz daha etkin rol aldım. Ramos, benim için Beşiktaş’ı layık olduğu dünya vitrinine çıkaracak bir vizyon projesiydi. Konu aslında sadece bir stoper transferi değildi. Ramos transferini hep artıları ve eksilerini düşünerek ilerledim. Ramos’u Beşiktaş’a getirdiğinizde, üzerinden kazanç da sağlayabilirsiniz. Örnek olarak, göğüs sponsorluğu için 6 istediğiniz yerde, Ramos’tan sonra 8 istemeye başlayacaktınız. Stada 10 isterken, 15 istemeye başlayacaktınız. Bunların hepsini alt alta topladığınızda, Ramos transferinin yararlı olacağını düşündüm. Maliyeti ise; 1 milyon Euro imza parası, 4 milyon Euro yıllık maaşı, 2,5 milyon Euro ise menajerlik ücreti vardı. Bu menajerlik ücreti de kendi içinde kıvrımlara ayrılıyordu. Transferde iki farklı menajerlik şirketi vardı lakin söz konusu ücretler 2024-2025 bütçesinde yer alacaktı. Ramos bizden 10 milyon Euro kazanmak istediği için 6 milyon Euro’luk Türkiye’de bir reklam filminde marka yüzü olması konusunda garanti istedi. Bu reklam filmi görüşmelerini de bizim yürütmemizi istedi. Ramos, 2 yıllık bir kontrat istiyordu ve Konferans Ligi’nde oynayan bir takıma kesinlikle hayır cevabını veriyordu. Biz kendisini 1+1’e ikna edince çift taraflı fesih hakkı olmasını istedi. 15 Haziran 2024’te bildirmek kaydıyla, iki taraf da kontrattan çıkabiliyordu. Günün sonunda, bugünkü transferlerden alamadığımız verimi görüyoruz. Örnek vermek gerekirse; üç tane araba aldınız. Üçünün de teknik arızaları var. Sizi A noktasından B noktasına üçü de götürür ancak A noktasından C noktasına üçüyle de gidemiyorsunuz. Sonra dönüp diyorsunuz ki; keşke çeşitli arızaları olan üç tane araba alacağıma, bir tane taş gibi araba alsaydım. O üç araba da elinizde kalıyor.
“Amartey ve Bailly alacağıma bir tane Ramos alırdım”
“Fikret Orman konusunda biraz geçmişe bakmak lazım”
Sosyal medyada Fikret Orman’a güzellemeler var. Biraz geçmişe bakmak lazım. Başkan Ahmet Nur Çebi, bu kulübe geldiğinde 5 aydır personel maaş alamıyordu. 770 civarı da haciz dosyası vardı. 4 senede, enflasyonist bir ortamda mali açıdan neredeyse imkansız olan bir şeyi yaptı. Taraftar da haklıdır, maliye bakmam diyen olabilir. Bugün ortada enkaz yok, yönetilebilir bir Beşiktaş var.
