Genç girişimci Gülçe Berksel Solyalı: Çikolata ruhunuzu besler
Çikolata ile insanları mutlu eden genç girişimci Gülçe Berksel Solyalı, çikolataya olan tutkusunu kendi yarattığı marka ile hayata geçirdi.
Gülçe Berksel Solyalı, enerjik, hayat dolu, hayatta her zaman şanslı olduğuna inanan, hayallerinin peşinden giderken gerçekleri de gözden kaçırmayan, yaptıklarının hep daha fazlasını tutku ile yapmak isteyen, hayatı seven, değişim ve gelişime açık genç bir girişimci ve başarılı bir avukat.
“İnsanların mutlu olmak ve özel hissetmeye ihtiyaç duydukları zamanlarda çikolata onlar için tutku ile sarılacakları vazgeçilmez bir lezzettir” diyen Solyalı için üretmeden geçen her gün boşa yaşanmış bir gün.
Pınar SAVUN
Gólche markasının yaratıcısı çikolata şefi Gülçe Berksel Solyalı ile ürettiği birbirinden lezzetli çikolatalarla sohbetimize mutluluk kattık. Çikolata üretimi yaptığı atölyesine girdik ve birlikte ürettik. Başarılı bir avukat olan Gülçe Berksel Solyalı, enerjik, hayat dolu, hayatta her zaman şanslı olduğuna inanan, hayallerinin peşinden giderken gerçekleri de gözden kaçırmayan, yaptıklarının hep daha fazlasını tutku ile yapmak isteyen, hayatı seven, değişim ve gelişime açık genç bir girişimci.
Avukatlık mesleğini başarılı bir şekilde devam ettiren Gülçe Berksel Solyalı çikolataya olan tutkusunu da kendi yarattığı markası ile hayata geçirdi. Gülçe Solyalı, büyük bir zevkle tasarlanan Avrupa’daki benzerlerini aratmayan mekanında müşterilerine kaliteyi ve lezzeti bir arada sunuyor. Kendi ürettiği çikolataları büyük bir özenle, kendi ifadesi ile kuyumcu gibi özel bir vitrinde servis ediyor.
“Gerçek bir çikolata çok özel ve değerlidir.” diyen Gülçe Berksel Solyalı, gerçek bir çikolatayı nasıl ayırt etmemiz gerektiğini de bizlere anlattı. Gelin birlikte okuyalım.
Pınar Savun: Çikolatayı tutkulu bir aşka benzetebilir misiniz?
Gülçe Berksel Solyalı: Çikolata ruhumuzu besler, enerji verir. Çikolatanın bilimsel olarak serotonin ve endorfin gibi mutluluk hormonlarını harekete geçirdiği biliniyor. Kakaonun Amerika kıtasında keşfedilmesi ile birlikte kakao önce büyülü ve şifa niyetine tüketilen bir içecek olarak İspanya üzerinden Avrupa’ya geldi. Mutluluk veren, sihirli bir içecek olarak düşünüldüğü için de kakao uzun süre aristokratlar tarafından gizlice tüketildi ve çok sevildi. Halen tutku ve aşkla tüketiliyor.
Pınar Savun: Neden çikolata üretmek ve böyle bir markayı oluşturmak istediniz?
Gülçe Berksel Solyalı: Çocukluktan beridir çikolataya karşı ilgim vardı. Yurt dışına tatile gittiğimizde herkes çevre ile ilgilenirken ben çikolata satılan yerlerdeki vitrinlere hayranlıkla bakardım. Hiç çevre ile ilgilendiğimi hatırlamam. Ama sorsanız bütün çikolata reyonları ezbere bilirdim. Oralarda çikolata tükettikçe damak tadım da gelişti, bir süre sonra adada damak tadıma uygun çikolata bulamaz oldum. Keyifle oturup istediğim gibi yiyebileceğim kalitede çikolata yoktu. Ben de kendim yapmaya karar verdim.
Pınar Savun: İnsanların çikolata ile kurduğu bağı nasıl yorumlarsınız?
Gülçe Berksel Solyalı: Gözlemlediğim kadarıyla insanlar mutlu olmak ve özel hissetmeye ihtiyaç duydukları zamanlarda çikolata onlar için tutku ile sarılacakları vazgeçilmez bir lezzettir. Bir de çok özel bir hediye olarak çikolatayı sevdiklerine alıyorlar.
Pınar Savun: Çikolata için günaha girmeye değer mi?
Gülçe Berksel Solyalı: Bazı insanlar çikolatanın kalorisinin yüksek olduğu görüşünde ama gerçek bir çikolata için günaha girmeye değer. Bizim burada ürettiğimiz çikolatalar el yapımıdır ve içlerinde bir katkı ya da koruma maddesi yoktur. Şeker de koymuyoruz. Meyveleri de gerçek meyvelerden koyarak çikolataları yapıyoruz. Ben kendi kızıma yedirebileceğim çikolatalar üretiyorum.
Pınar Savun: Kendinizi ait hissettiğiniz bir yer söyler misiniz?
Gülçe Berksel Solyalı: Ben her yere uyum sağlayabilirim.
Pınar Savun: Şu anda yaptığınız mesleği yapmasaydınız, hangi mesleği yapardınız?
Gülçe Berksel Solyalı: Başka bir şeyler yapma arayışında olduğum bir zamanda bu soruyu sordunuz. Cafe açabilirim.
Pınar Savun: Haftanın bir gününü silebilecek olsanız bu hangisi olurdu?
Gülçe Berksel Solyalı: Bütün günler benim için çok kıymetlidir, hiçbirini silmezdim.
Pınar Savun: Bir çikolata çeşidi olacak olsanız hangisi olurdunuz, neden?
Gülçe Berksel Solyalı: Baileys ya da salted caramel çikolatası olurdum. Sade sütlü bir çikolata olamazdım. Sade bitter de değilim. İçinde başka bir sürü şey olması lazım. Ben çok yönlü birisiyim, bu sebeple beni yansıtan baileys ya da salted caramel diyebilirim.
Pınar Savun: Kendinizi nasıl ödüllendirirsiniz?
Gülçe Berksel Solyalı: Kendime özel ve çok güzel zamanlar çalarak ödüllendiririm. Zaman çok kıymetlidir ve ben kendime ‘me time’ı her gün için ayırırım.
Pınar Savun: Günlük ritiuleniz var mı, nedir?
Gülçe Berksel Solyalı: Her sabah kimse uyanmadan beş buçuk altı gibi kalkarım. Yazları bahçeye çıkar doğanın içerisinde zaman geçiririm. Kış aylarında ise kitap okurum. Eşim ve kızım daha sonra kalkar. Onlar kalkana kadar kendime zaman ayırırım.
Pınar Savun: Ne tür kitapları seversiniz?
Gülçe Berksel Solyalı: Son dönmelerde edebi romanlar okuyorum.
Pınar Savun: Hayatınız bir roman olsaydı türü ve ismi ne olurdu?
Gülçe Berksel Solyalı: Türü macera olurdu. Ben heyecanı, tutkuyu ve aşkı severim. Bir kitap olacak olsam mutlaka bunlar içerisinde olurdu.
Pınar Savun: En son aldığınız en önemli karar neydi ve bu hayatınızı nasıl etkiledi?
Gülçe Berksel Solyalı: Hayatımı etkileyen çok kritik kararlar aldım. Bugünlerde de alabilirim ama size şu anda söyleyemem.
Pınar Savun: Ailenizden öğrendiğiniz en değerli şey nedir?
Gülçe Berksel Solyalı: İnsan ve doğa sevgisi.
Pınar Savun: Arkadaşlarınızda aradığınız üç şeyi söyler misiniz?
Gülçe Berksel Solyalı: Samimiyet, iyi niyet ve dürüstlük ararım.
Pınar Savun: Sizin için en önemli özgürlük nedir?
Gülçe Berksel Solyalı: Gerçekte özgür hareket edebilmeniz için para, maddi güç önemlidir. Çünkü para yoksa düşündüklerinizi hayata geçiremezsiniz. Ama ruhen de tabuların olmaması lazım.
Pınar Savun: En son hangi konuda bir eleştiri aldınız ve buna nasıl bir yanıt verdiniz?
Gülçe Berksel Solyalı: Yeni bir şeyler yapmak istediğimi söylediğimde bir eleştiri aldım. Ama bence hayatın temposu budur. Hayatın içinde değişim ve devinim olmalıdır.
Pınar Savun: Tek kelime ile hayatı tanımlayacak olsanız ne derdiniz?
Gülçe Berksel Solyalı: Değişim, dönüşüm ve sürekli bir devinim. Hayatın güzel kısımları da bunlar.
Pınar Savun: Sevdiklerinize sevginizi nasıl gösterirsiniz?
Gülçe Berksel Solyalı: Sevgimi gizlemem, hep gösteririm, sarılırım. Herkesi arar, ilgilenir ve vakit ayırırım.
Pınar Savun: Bir insanı değerli kılan nedir?
Gülçe Berksel Solyalı: Her insan değerlidir ama bazı insanların yara ve travmaları vardır. Yara ve travmaları olan insanların bu yaralarını iyileştirmelerini ve travmalarını geride bırakmalarını dilerim. Ben insanları severim.
Pınar Savun: İnsanlar hayatları boyunca sizce nereye zaman harcamalıdırlar?
Gülçe Berksel Solyalı: Kendilerine zaman ayırmalıdırlar.
Pınar Savun: Çevrenizdeki birinin özelliğini alacak olsaydınız, bu kim olurdu ve neden?
Gülçe Berksel Solyalı: Eşimin birçok özelliğini almak isterdim. Eşimin sağduyusunu, duyarlılığını, sakinliğini, olaylarla yaklaşım ve analiz şeklini almak isterdim. O benim dengemdir.
Pınar Savun: Gençlere mesajın ne olurdu?
Gülçe Berksel Solyalı: Çok özel bir yetenekleri ve bunu gerçekleştirebilecekleri olanakları varsa, ekonomik ortam, ülke şartları uygunsa ve yapacakları işin fizibilitesini hesaplamışlarsa hayallerinin peşinden gitsinler. Gerçekçi olsunlar. Şans da önemlidir ama koşullar uygun olmalıdır.
Pınar Savun: Ürettiğiniz çikolataların raf ömrü ne kadardır ve çikolatalar buzdolabına konulabilir mi?
Gülçe Berksel Solyalı: İçi dolgulu çikolatalar katkı koruyucusu içermediği için en çok bir ya da bir buçuk ay raf ömrüne sahiptir. Diğerleri altı ya da sekiz ay kalabilir. Çikolatalar buzdolabına konabilir. Yazın çikolataları mutlaka buzdolabına koyun. Koyarken onları hava almayacak bir kabın içerisinde muhafaza edin ya da ambalajları ile koyun. Kesinlikle Kıbrıs şartlarında yaz aylarında gerçek bir çikolata dışarıda kalamaz. Ancak buzdolabına koyduğunuz çikolatanın hava ve nem almamasına dikkat edilmelidir. Su çikolatanın düşmanıdır. Çikolataları dışarıda 18-23 derece arasında tutabilirsiniz. 45 derecede çikolata erir, 30 derecede de biz çikolatayı işleriz.
Pınar Savun: Marka tasarımınızda size ne ilham oldu?
Gülçe Berksel Solyalı: Biz tam yılbaşı üzeri kurulduğumuz için yılbaşı ağacından esinlenerek çikolata kutularımız için üçgen şeklini seçtik. Renklerde de Paris’teki Laduree’den esinlendik. Yeşil benim en çok sevdiğim renktir. Tasarımlarda Rozen Erdal’dan çok büyük destek aldım. O benim çok yakın bir arkadaşımdır, O’na çok güvenirim ve O’nun olmaz dediği hiçbir şeyi yapmam. O’nunla tarzımız çok uyar. İç mimar olarak da çok başarılı bir mimar olan yakın arkadaşım Özde Güröz ile çalıştık.
Pınar Savun: İyi bir çikolatayı ayırt etmek için bize birkaç tiyo verir misin?
Gülçe Berksel Solyalı: İyi bir çikolatayı elinize aldığınızda, tuttuğunuzda erimesi lazımdır. Eğer erimiyorsa o yediğiniz büyük bir ihtimalle çikolata değildir. Yediğiniz şekerlemedir, gofrettir ve bence onu yemeyiniz. İyi bir çikolatayı yediğinizde sizi suya çekmez. Yediğiniz çikolata ağzınızda yağlı bir his bırakıyorsa o da iyi bir çikolata değildir. Kaliteli bir çikolatada yağ olarak kakao yağı kullanılmalıdır. Pulm yağı kullanılan çikolataları önermem, sağlıklı değildir.
Pınar Savun: Atölye çalışmaları yapıyor musunuz?
Gülçe Berksel Solyalı: Yaparız. Çocuklara dönük de genç ve yetişkinlere dönük de atölye çalışmaları yaparım. Onlara çikolata yapmanın yanı sıra çikolatanın tarihçesi hakkında da bilgiler veririm.
“Çikolata değil, mutluluk satıyorum”
Gólche markasını yaratan Gülçe Berksel Solyalı markasının adını belirlerken kendi adından yola çıktıklarını ve adının Rumcası ile Fransızcasının karışımından Gólche isminde karar kıldıklarını söyledi. 35 yaşında, Asi isminde bir kızı olan Gülçe Hanım on yılı aşkın bir süre aktif olarak avukatlık yaptıktan sonra 2020 yılında Gólche markasını yarattı. Eşi de avukat olan Gülçe Hanım, Gólche’de bir şeyler üretip yaratmanın keyfini yaşıyor. Küçücük bir çikolata parçasının bile insanların yüzünü gülümsetmesinin kendisini çok mutlu ettiğini söylüyor. Girişimci bir ruha sahip olan Gülçe Berksel Solyalı, bu yönünü büyük babasından aldığını düşünüyor. Tapas bar açmayı düşünürken Gólche’yi açan Gülçe Hanım’ın şimdi de Cafe açma projesi olduğunu öğrendik.
Gólche markası nasıl doğdu?
Gülçe Berksel Solyalı, Gólche markasının nasıl ortaya çıktığını “İş yoğunluğundan dolayı bunaldığım bir dönemde sırf yurt dışına gitmek için bahane ararken Belçika’da bulduğum bir çikolata kursuna katılmaya karar verdim ve o kursta aslında çikolata ile ilgili hiçbir şey bilmediğimi fark ettim. Çikolata konusunda yeni şeyler öğrendikçe çikolataya ilgim arttı. Yurt dışında çikolata ile ilgili birçok atölye çalışmasına katıldım. Aslında ben farkında olmadan katıldığım eğitimlerle bu işin doktorasını yaptım ve Gólche markasını yarattım.” diyerek anlattı.