“Betonlaşmaya karşıyım”.. Erenköy Karpaz Belediyesi Başkanı Dr. Hamit Bakırcı emirnamenin kaldırılmasının şart olduğunu belirterek, “Elbette emirname kalktıktan sonra herkes her istediğini yapacak diye bir durum yoktur. Yapmamalı da. Bölgede iki kattan fazla yapılaşmaya izin verilmemeli. Karpaz’da geri dönülmez bir betonlaşmaya kesinlikle karşıyım” dedi.
“Üstel ve Ataoğlu söz verdi”... Eski belediye başkanı Özay Öykün de Annan planının etkisiyle çıkarılan Karpaz Emirnamesi nedeniyle bölgenin gelişmediğini, bölge insanın fakir kaldığını anlattı. Öykün, emirnamenin kaldırılması gerektiğini belirterek, bu çerçevede Başbakan Ünal Üstel ve Yardımcısı Fikri Ataoğlu’nun bu konuda söz verdiğini anımsattı.
Muhtarlardan ve vatandaşlardan tam destek… Yenierenköy Muhtarı Safiye Mimar Sayar, Ziyamet Muhtarı Hacı Bey Mehmetoğlu ve Dipkarpaz Sancak Paşa Mahallesi Muhtarı Cevet Dağ da emirnamenin kalkmasını desteklediklerini belirtirken, geçmişte kısmen kaldırılan emirnamenin tamamının kaldırılmasını talep etti. Bölge sakinleri de emirnamenin bir an önce kaldırılmasını istedi.
Ayşe BULUT
Karpaz’da yerel yöneticiler ve yöre halkı, Karpaz Emirnamesi’nin bir an önce kaldırılmasını istiyor. Emirname nedeniyle Karpaz bölgesinde yaşayan insanların fakir kaldığını söyleyen bölge halkı, emirnamenin kaldırılması sonrasında bölgenin doğasının korunması gerektiğinde de hemfikir. Yapıların iki katı geçmemesi gerektiğini söyleyen Karpaz bölgesi sakinleri, emirnamenin kaldırılmasıyla mağduriyetlerin giderileceğini düşünüyor.
Karpaz halkı ve yerel yöneticiler, bu konudaki düşüncelerini KIBRIS’a anlattı.
Bakırcı: İki kattan fazla yapılaşmaya izin verilmemeli
Erenköy- Karpaz Belediye Başkanı Hamit Bakırcı, emirnamenin kaldırılmasının şart olduğunu belirterek, emirnamenin kalkmasının, herkesin her istediğini yapacağı anlamına gelmediğini söyledi.
Bakırcı, şunları kaydetti:
“Elbette emirname kalktıktan sonra herkes her istediğini yapacak diye bir durum yoktur. Yapmamalı da. Bölgede iki kattan fazla yapılaşmaya izin verilmemeli. Karpaz’da geri dönülmez bir betonlaşmaya kesinlikle karşıyım. Dikparpaz’ın yüzde 80’i, Yenierenköy’ün yüzde 65’i neredeyse yok pahasına satılarak el değiştirdi. Yenierenköy – Dipkarpaz topraklarının nerdeyse yüzde 70 – 75’i orada yaşamayanlarındır. Zar zor yaşama tutunan Karpaz halkının taşınmaz malları leblebi parasına satıldı. Yarın bölgede değer patlaması olduğu zaman arazileri değil, bir anlamda çoluk çocuğunun geleceğini satan aile büyükleri çocuklarının ve torunlarının yüzüne bakamayacak.”
Öykün: Umarım Başbakan ve Yardımcısı sözlerini tutacak
Eski Belediye Başkanı Özay Öykün, Karpaz Emirnamesi’nin Annan Planı döneminde gündeme getirildiğine değinerek bu sürecin artık geride kaldığını kaydetti. Öykün, gerek Başbakan Ünal Üstel’in, gerekse Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu’nun emirnamenin kaldırılmasına yönelik sözler verdiğini anımsatarak, “İnanıyorum ki sözlerini tutacaklardır” dedi.
Öykün, “Bu geçen süreçte birçok insan mallarını yok pahasına az bir parayla satmak zorunda kaldı. Halbuki bu emirname kalmış olsaydı ve araziler değerinde satılmış olsaydı belki insanlar kendi küçük ihtiyaçlarını halletmek için bir kaç dönüm satacak, geriye kalanı da çocuklarına bırakacaktı. Fakat bu aşamaya öyle bir geldi ki; bu yoksulluk, sıkıntılar, pandemi dönemi derken insanlar az bir parayla kendi malını satmak zorunda kaldı” dedi.
Bölge insanın fakirleştiğini söyleyen Öykün, bunda gelmiş geçmiş tüm iktidarların sorumlu olduğunu belirterek, bir haksız durumun ortaya çıktığına değindi. “Ne acıdır ki hala daha bu haksızlık sürmektedir” diyen Öykün, sözlerine şöyle devam etti:
“Zenginler bölgeye akın etti”
“Son zamanlarda “emirname çıkacak” denildi diye zenginler bu arazilere ilgi göstermeye başladı. İnşaata açık olan yerleri de açılmayan yerleri de almaya başladılar. Dolayısıyla hükümet bu duruma bir çare bulmak zorundadır. Çünkü bu vatandaşa bu bölgedeki insanlara bırakın ekonomik sıkıntıları psikolojik olarak da ezgi altında kalmıştır.”
Emirname kalktığı zaman bölge insanının daha iyi şartlara sahip olacağına dikkat çeken Özay Öykün, emirname sonrasında bölgenin imar planı kriterleriyle yönetileceğine değinerek, böylelikle çevrenin korunacağının altını çizdi.
Öykün, “Emirname katlığı zaman kriterler diyor ki; burada ev yapacaksan iki kattan fazla yapamazsın. Alanın yüzde 35’ini kullanabilirsin, yeşil alanı koruyacaksın. Yani bütün kriterler imar planı kriterlerindekilerdir. Yani böyle her taraf bina dolacak diye bir konu söz konusu değildir” diyerek emirnamenin bir an önce kalkması gerektiğine vurgu yaptı.
Yenierenköy Muhtarı: Emirname herkes için açılsın
Yenierenköy Muhtarı Safiye Mimar Sayar da Karpaz ve Yenierenköy’ü kapsayan emirnamenin kalkması gerektiğini söyledi.
Emirname yüzünden bölgede, arazilerini, çocuklarını okutabilmek ya da evlendirebilmek için yok pahasına satanlar olduğunu ifade eden Sayar, Karpaz’ın, her zaman, her konuda mağdur olduğunu bildirdi.
“Emirnamenin kalkmasını istiyoruz ama yüksek katlı binalara da karşıyız” diyen Sayar, şöyle konuştu:
“Bilinçli ve düzgün, doğamızı bozmadan, Lefkoşa, Girne ve Mağusa gibi betonlaşmak istemiyoruz. Emirname kalkacaksa, Hasan’a, Hüseyin’e değil, herkese kalkmasını istiyoruz. Çünkü geçmiş yıllarda emirnamenin belirli kişilere açılarak, sonra kapatıldığını da biliyoruz”.
Ziyamet Muhtarı: Büyük şehirlerde emirname yok!
Ziyamet Muhtarı Hacı Bey Mehmetoğlu da emirnamenin kalkmasını isteyenlerden biri. “Büyük şehirlerde emirname yok ancak bizim fakir ve geri kalmış bölgemizde emirname var” diyen Mehmetoğlu, bölgenin gelişmesi için emirnamenin kaldırılması gerektiğini anlattı.
Mehmetoğlu, “Ancak emirname kalkarken de gelişi güzel inşaatlara izin verilmemeli. Karpaz’ın doğası bozulmamalı” dedi.
Dipkarpaz Muhtarı: Bizde arazi mi kaldı?
Dipkarpaz Sancak Paşa Mahallesi Muhtarı Cevet Dağ, Karpaz bölgesinde emirnamenin kalkmasını herkes gibi kendilerinin de istediğine işaret ederek şunları kaydetti:
“Ama tabi ki emirname kalkacaksa da düzeni doğayı katletmeden, çok kat olmadan, sistemli bir düzen içinde olması gerekiyor. Ayrıca emirname kalksa da bize yarayacağını sanmıyorum. Çünkü bizde arazi kalmadı. Araziler hep yabancılara satıldı. İnsanlar çocuklarını evlendirmek, okutmak, bir yerlere getirebilmek için arazilerini satmak zorunda kaldı. Çünkü bizim bölgemiz fakir bir bölge”.
Vatandaş ne dedi?
Aytekin Selengin:
“Emirnameyle şunu yapacağız, bunu yapacağız dediler, hiç bir şey yapmadılar. 20-25- 30 yıldır bu emirnameyle yaşatıyorlar bölgeyi. Bunca yıldır nerdesiniz, neden düzenlemiyorsunuz bölgeyi, emirname ne demek, yasakname demek. Yani halk malını kullanamıyor demek. Ya bana eşdeğer verirsin, yahut malımı verirsin, koçanını verirsin ama kullanamazsın bu malı. Peki nasıl kullanayım, onu da söyleyemiyorsun, kullanamayacaksın diyorsun. Bu bana göre akıl dışı bir harekettir. Bizim idarecilerimiz bu kadar basiretsiz olmamalı. Bu kadar kararsız olmamalı. Biz daha iyi, kararlı liderler istiyoruz. Mağdur olan bölgeyi daha da mağdur ettiler. Emirnamenin kesinlikle kalkması gerekiyor. Ufak tefek düzenlemeler olabilir, o ayrı bir konu”.
Cesim Kızıl:
“Emirname kalkmazsa Karpaz ilerlemez. Karpaz mağdurdur, emirnamenin kalkması gerekiyor. Yıllardır mahrumiyet bölgesi olan Karpaz, bu emirname yüzünden çok çok daha geriye gitmiştir. İnsanların malı var, çocuğuna ev yapamıyor. Neden, çünkü arazisi emirname kapsamında, bu olacak iş mi? Ondan sonra da çocuklarımız adayı terk ediyor”.
Yaşar Kızıl:
“Emirnamenin kalkmasını istiyoruz. Hiçbir tarafta emirname yok, niye Karpaz’da emirname var? Çünkü Karpaz halkı kalkınmasın diye. O zaman onlara da yasak getirsin ki; buradaki emirname de yasağa girsin. Emirnamenin kalkmasını biz de istiyoruz. Karpaz’ın kalkınması için emirnamenin kalkması şarttır”.
Ertuğrul Yavuz:
“Bölgenin kalkınması için emirnamenin kalkması şart. Bu durumdan dolayı yıllardır bölge halkı mağdur. Tabi ki emirname kalksın ancak çok katlara da müsade verilmemeli. Karpaz’ın doğası bozulmamalı, Karpaz betonlaşmamalı. Emirname kalkmalı ki Karpaz halkı da biraz nefes alsın, biraz kalkınsın”.
Sami Şarafat:
“Bölgenin kalkınması, belediyenin güçlenmesi, bölge halkının refaha kavuşması için emirnamenin bir an önce kalkması gerekiyor. Yıllardır mağdur olan bölge, daha fazla mağdur edilmemeli”.
