Siber: Çare TMK
Avukat Akan Kürşat’ın İtalya’da tutuklanmasıyla mülkiyet rejimi tartışmaları alevlendi. KIBRIS yazarı Hasan Hastürer eski Meclis Başkanı ve Başbakan Dr. Sibel Siber ile konuya ilişkin söyleşi gerçekleştirdi.
“Uluslararası hukuk kabul ediyor”… Taşınmaz Mal Komisyonunun uluslararası hukukun kabul ettiği kararlar aldığına değinen Siber, “Yani mülkün 1974 öncesi sahibi, komisyona müracaat edip, uzlaşıldığı takdirde, mülkiyetin tapusu ile ilgili o hep sorgulanan “Eşdeğer mi?”, “Tahsis mi?” soruları ortadan kalkar. “Türk tapulu” mala döner. Böylelikle hem sorunsuz bir mülk olur hem de ekonomik değeri artar.” dedi.
“Acapulco yasası gündeme gelmeli”… Siber, Acapulco yasası olarak bilinen 13/2008 sayılı yasayı anımsatarak, “Bu yasa ile özel veya tüzel kişiler, devletin tazminat ödemesine gerek kalmadan, kendi imkanlarıyla TMK aracılığıyla 1974 öncesi sahibinden mülkiyeti alarak “Türk malı” tapuya dönüştürebilir.” ifadesini kullandı. Siber, yasada gerekli düzenlemeleri yaparak bu haktan yararlanmak isteyenlerin önünün açılması gerektiğini kaydetti.
‘Güvensizlik derinleşir’ uyarısı… Rum tarafının isteksizliği ile yarım asrı aşkın süredir Kıbrıs sorununun çözümsüz durduğunu ve mülkiyetin de bu sorunun bir parçası olduğunu söyleyen Sibel Siber, “Hal böyle iken, çözümsüzlüğün yarattığı bu durumdan bireylerin sorumlu tutulması, tutuklanması, sorunu çözmeyeceği gibi iki toplum arasında gerginlik yaratarak güvensizliği de derinleştirecektir.” ifadelerine yer verdi.
İşte Hasan Hastürer’in köşesine taşıdığı o röportaj:
Kıbrıs Türk siyasal yaşamının önemli isimlerinden, Meclis Başkanlığı, Başbakanlık görevlerinde bulunan Dr. Sibel Siber’le iletişim hattım her zaman açıktır.
Güncel konuları fırsat yaratabilirsek yüz yüze, olmadı telefonda konuşur ve değerlendiririz.
Sibel Siber, her şeyden önce, çok değerli bir düşünce insanımızdır.
Avukat Akan Kürşat’ın İtalya’da tutuklanmasından sonra özellikle 1974 sonrası ortaya çıkan mülkiyet rejimi bir kez daha gündemin ön sıralarında yer aldı.
Dr. Sibel Siber’le bu konuyu konuştuk.
İşte sorularım ve aldığım yanıtlar.
***
Soru: İtalya’da Avukat Akan Kürşat’ın tutuklanması hakkında ne diyeceksiniz?
Siber: Avukat Akan Kürşat’ın tutuklanmasının, siyasi olduğunu herkes kabul ediyor. Ortada, çözülmeyen ve maalesef Rum tarafının isteksizliği ile yarım asrı aşkın süredir Kıbrıs sorunu çözümsüz duruyor. Mülkiyet de bu sorunun bir parçasıdır. Hal böyle iken, çözümsüzlüğün yarattığı bu durumdan bireylerin sorumlu tutulması, tutuklanması, sorunu çözmeyeceği gibi iki toplum arasında gerginlik yaratarak güvensizliği de derinleştirecektir. Biliyoruz ki, uzlaşmanın olmadığı yerde çatışma kültürü egemen olur. Bu konuda, sağduyunun galip geleceğine inanmak istiyorum.
Soru: KKTC’de yarattığımız mülkiyet rejimi ile ilgili görüşleriz, paylaşır mısınız?
Siber: Kıbrıs sorunu maalesef yarım asırdır devam ettiği için, KKTC ve GKRY, Kuzey’de ve Güney’de terk edilen mallar ile ilgili kendi mülkiyet rejimini yaratmıştır. KKTC’de 74 sonrası iskan politikası uygulanırken çok hatalar yapıldığını ve hala devam eden adil olmayan uygulamaları hepimiz biliyoruz. Çoğu, toplum belleğinden yavaş yavaş siliniyor olsa da bunları geçmişte çok tartıştık, çok eleştirdik.
Şu bir gerçek ki, Rum tarafının da, Kıbrıslı Türklere ait mülkler konusunda hukuka uygun davrandığını ve çok masum olduğunu söyleyemeyiz. Kıbrıslı Türkler tarafından açılan ve Rum Mahkemeleri’nde sonuçlanmayıp, AİHM’e giden mülkiyet davaları devam etmektedir.
Soru: Taşınmaz Mal Komisyonu, mülkiyet konusunda kazanım nitelikli, kurumsal bir yapımızdır. Taşınmaz Mal Komisyonu’nu gelinen noktada nasıl değerlendirirsiniz?
Siber: Uluslararası alanda en önemli kazanımlarımızdan biri 67/2005 sayılı yasa tahtında kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu’dur diyebilirim. Bu komisyonun aldığı kararlar, uluslararası hukukun kabul ettiği kararlardır. Yani mülkün 74 öncesi sahibi, Komisyon’a müracaat edip, uzlaşıldığı takdirde, mülkiyetin tapusu ile ilgili o hep sorgulanan “Eşdeğer mi?”, “Tahsis mi?” soruları ortadan kalkar. “Türk tapulu” mala döner. Böylelikle hem sorunsuz bir mülk olur hem de ekonomik değeri artar.
TMK’nın Kıbrıslı Türkler için çok önemli bir kazanım olduğunu ve bunu iyi değerlendirdiğimiz takdirde iki bölgeliliği koruyacak şekilde Kuzey’deki mülkleri büyük oranda sorunsuz tapuya dönüştürebileceğimizi en çok vurgulayan kişilerden biri oldum. Bu konuda birçok köşe yazım, basın açıklamam var. Ama ne yazık ki çoğu konuda olduğu gibi burada da atılması gereken hızlı adımları atamadık.
Çok sayıda Kıbrıslı Rum, Kuzey’deki mülkleri için TMK’ya müracaat ettiği halde biz bu işlemleri hızla sonuçlandıramadık. En önemli sorun da tazminatlar için ödenecek kaynak yaratmaktı. Meclis Başkanlığım döneminde TMK’ya kaynak yaratılabilmesi için birçok çalışma yapıldı. Ama hepimizin bildiği sonuç üretmeyen siyasi anlayış ve popülist yaklaşımlar, bu konuda karar üretilmesine engel oldu.
Soru: Acapulco yasası diye adlandırılan yasa ile ilgili görüş ifade etmeye ne dersiniz?
Siber: Acapulco yasası, aslında 13/2008 sayılı yasadır. Bu yasaya göre, KKTC devletinden (74 öncesi mülkiyeti Kıbrıslı Rum’a ait olan) bir arazi kiralanırsa, TMK aracılığıyla bu arazinin tazminatı ödenerek uluslararası hukukun tanıdığı tapuya dönüştürülebilir. Tabii ki, 74 öncesi mal sahibi TMK’ya başvurursa ve uzlaşılırsa. Acapulco yasası diye adlandırılmasının nedeni Acapulco Hotel’in bir kısım arazisinin bu yasaya göre satın alınmasındandır.
Bu yasa ile çok önemli bir adım atılmıştır. Burada özel veya tüzel kişiler, devletin tazminat ödemesine gerek kalmadan, kendi imkanlarıyla TMK aracılığıyla 74 öncesi sahibinden mülkiyeti alarak “Türk Malı” diye tabir ettiğimiz bir tapuya dönüştürebilmektedir.
Acapulco’dan sonra bu yasaya dayanarak, bazı işadamlarının da Devlet’ten arazi kiralayarak, mülkiyeti aynı bu şekilde Türk tapulu mala dönüştürdüğünü de biliyoruz.
Soru: Bu yasa sadece Devlet’ten arazi kiralayanları mı kapsıyor? Yani, örneğin kiralama değil de kendi mülkiyeti ise TMK aracılığıyla 74 önceki sahibinden tazminatını ödeyerek alabilir mi?
Siber: 2012 yılında bir köşe yazımda aynen şunları yazmıştım: “Şimdi yapılması gereken, 13/2008 sayılı yasada gerekli düzenlemeler yaparak bu haktan yararlanmak isteyenlerin önünü açmak.”
2013 yılında Meclis Başkanlığım döneminde, sadece mülkiyet kiralayanların değil, mal sahibi olanların da istediği takdirde bu haktan yararlanabilmesi gerektiği üzerinde durdum. Hukukçularla birlikte, 13/2008 sayılı yasada düzenleme yaparak o zamanki UBP hükümetine gönderdim.
Bana gelen yanıt, Hukuk Dairesi’nin bu yasa değişiklik talebine olumsuz görüş verdiğiydi. Gerekçe de Anayasa’ya aykırı olduğu ve KKTC’nin verdiği tapuları sorgulatır duruma düşüleceğiydi.
Buradaki mantığa göre, mülkiyetin 74 önceki sahibine KKTC devleti tazminat öderse Anayasa’ya aykırı sayılmıyor; ama tazminatı devlet değil de birey öderse Anayasa’ya aykırı sayılıyor. Ya da kişi Devletten kiraladığı yani Mülkiyeti KKTC devletine ait arazinin tazminatını öderse yine Anayasa’ya aykırı sayılmıyor. Burada bir çelişki olduğunu söyleyebilirim.
Soru: TMK yasası da Anayasa’ya aykırı diye Anayasa Mahkemesi’ne götürülmemiş miydi?
Siber: Evet. Ne yazık ki, TMK yasası da Anayasa’ya aykırı diye zamanın UBP hükümeti tarafından Anayasa Mahkemesine götürülmüş ve büyük emeklerle elde ettiğimiz bu kazanım, uygulamaya konmak istenmemişti.
Kısacası şunu söyleyebilirim, özellikle ilk yıllarda TMK ile ilgili siyasi partilerde bir konsensüs oluşmamış ve TMK’nın aktif ve hızlı çalışması konusunda istekli davranılmamıştır.
TMK’nın kuruluşundan bu yana 20 yıla yakın bir süre geçti. TMK web sitesindeki verilere baktığımızda, 18 Ocak 2024 tarihine kadar toplam müracaat sayısının 7481 olduğunu görürüz. Bu müracaatların ise ancak 1502 tanesinin sonuçlandığı bilgisi var. Yani müracaatların ancak %20 si sonuçlanabildi.
Soru: Sizinle sohbete doyum olmaz. Bu aşamada son olarak ne söylersiniz?
Siber: Meclis ve Başbakanlık arşivinde olan 13/2008 sayılı yasa çalışmasını tekrar gündeme getirmek gerektiğini düşünüyorum. Hem TMK’ya kaynak yaratmak hem de özel veya tüzel kişilerin, TMK aracılığıyla mülkiyeti uluslararası tapuya çevirmesinin önünü açmak, bu yaşananlardan sonra daha bir önem kazandı diyebilirim.