Beslenme ve Diyetetik alanında akademik kariyer yapan binicilik sevdalısı Gökçen Zeybek: Hayallerimi gerçeğe dönüştürdüm
“Atım hem arkadaşım hem sırdaşım” Çocukluk yıllarından itibaren at sevgisi ile büyüyen Beslenme ve Diyetetik alanında akademik kariyer yaparken aldığı ilk maaşı ile yıllarca hayalini kurduğu atı alan Gökçen Zeybek, “Atımla zaman geçirmek benim için bir terapidir. Onsuz bir gün geçirmiyorum.” diye konuştu
“Hayallerinize inanın, kendinize güvenin” Zeybek, “İnsan önce kendisine güvenmeli, sonra ona güvenen insanlara güvenmeli ve onlarla birlikte yürümeli, gelişebilmek için de eleştiriye açık olmalı, cesaretli olmalı ancak yersiz cesaret değil, doğru zamanda doğru cesareti gösterebilmelidir. Başarı böyle gelir.” dedi
Pınar SAVUN
Sabiha Gökçen Zeybek’in çocukluk hayali vardı. Bir ata sahip olmak çocukken kurduğu en büyük hayali idi. O bu hayalinden hiç vazgeçmedi. Babasına istediği atı hiçbir zaman aldırmadı ama ilk maaşı ile birlikte kendisine en büyük hediyeyi kendisi aldı. Invisible adını verdiği atı ile 6 yıl birlikte bir çok şey paylaşacağı yolculuğu da böylece başlamış oldu.
Gökçen Zeybek ile bir at çiftliğinde atına binerken konuştuk. Kendisi aynı zamanda akademik unvana sahip bir beslenme uzmanı. YDÜ’de Beslenme ve Diyetetik Bölüm başkanlığı yapmış bir Doçent. Zeybek ile bir yandan sağlıklı nesillerin nasıl yetişmesi gerektiğini konuştuk, diğer yandan da atlarla insanlar arasındaki bağı. Güzel ve keyifli bir sohbet oldu. Gelin birlikte okuyalım.
Pınar Savun: Bize kendinizden söz eder misiniz?
Sabiha Gökçen Zeybek : 1990 doğumluyum. YDÜ’den Beslenme Diyetetik Bölümünden mezun oldum. Yüksek lisans, doktora ve yardımcı doçentlik olsun bütün akademik unvanları YDÜ’den aldım. 21 Eylül 2023’te görevimden istifa edip kendi şirketimi kurduğum güne kadar YDÜ’de son bir buçuk yıl Beslenme Diyetetik bölüm başkanlığı yaptım. Şimdi kurduğum Nutritouch Health Center adlı şirketimi büyütmeye çalışıyorum. Nutritouch Food Laboratuvar ve Nutritouch Education adı altında iki alt birimimiz daha var. Nuritouch Health Center olarak tıbbı beslenme tedavisi dediğimiz hem sağlıklı beslenme alışkanlıklarını kişilere kazandırırken hem de çocuk ve yetişkin hastalıklarında diyet, tıbbı beslenme tedavisini kişilere sunuyoruz. Biz mutfağı kesinlikle besin üretiminin olduğu bir laboratuvar olarak düşünüyoruz ve Food Lab bölümümüzde sağlıklı besin üretiyoruz. Sabah, ara, öğlen ve yine ara olacak şekilde dört öğün yemek hizmeti veriyoruz. Şubat ayı itibarı ile akşam öğünlerini vermeyi hedefliyoruz. Böylece 3 ana 3 ara öğün hizmeti verecek bir noktaya geleceğiz.
Pınar Savun: Danışanlarınızı nerede kabul ediyorsunuz?
Sabiha Gökçen Zeybek: Her türlü yasal izinleri de alarak evimin bir kısmını ofis haline getirdim, cihazlarımı koydum. Hem bölgesel zayıflama alanında hizmet veriyorum hem de tıbbı beslenme danışmanlığı veriyorum.
Pınar Savun: Çocuk beslenmesi nasıl olmalı?
Sabiha Gökçen Zeybek: Normalde benim uzmanlık alanım gebe, emzikli ve çocuk hastalıkları beslenmesidir. Tabii ki yetişkin hastalıklarına da beslenme konusunda hizmet veriyorum. Sağlıklı nesiller istiyorsak, sağlıklı çocuklar yetiştirmeliyiz ve bunun için de daha doğum olmadan, gebelik döneminden itibaren sağlıklı beslenmeye dikkat etmemiz gerekir.
Pınar Savun: Annenin hamileyken beslenmesi çocukların beslenme alışkanlıklarını, damak tatlarını etkiliyor mu?
Sabiha Gökçen Zeybek: Evet, etkiliyor. Biz çocuğun beslenme alışkanları ya da ileride karşılaşacağı hastalıkların temelini hep gebelik döneminde atıyoruz. Buna biz, bir bilim adamı olarak Baker’ın ortaya çıkardığı fetal programlama diyoruz. Eğer çocuk anne karnında iken yeteri kadar beslenmezse ya da anne yeteri kadar dengeli beslenmezse biz obeziteyi, kardiyovasküler hastalıkları, böbrek hastalıklarını çocukların yetişkinlik dönemlerinde daha sık görüyoruz. Bu nedenle annelere gebelik döneminde mutlaka sağlıklı beslenme alışkanlıklarını kazandırıp, bunlara dikkat etmelerini sağlamalıyız. Ancak bu şekilde sağlıklı nesiller oluşturabiliriz.
Pınar Savun: Okul kantinlerinde satılan ürünlerle ilgili nasıl uyarılarınız olacak?
Sabiha Gökçen Zeybek: Kantinlerde bizim birliğimizin geliştirdiği ve bakanlığın da uyguladığı özellikle şekerli yemiş ya da çips gibi ürünlerin satılması yasaktır. Bu noktada sadece okul kantinlerinde bu uygulamanın olması yeterli değildir. Okul kantinleri bir başlangıçtır ama çocuklar okul dışına çıktıklarında bunları engellemek daha zor oluyor. Bu nedenle biz çocuklarımıza öncelikli olarak sağlıklı beslenmeyi öğretmeliyiz ki hayatlarının her döneminde dengeli beslenme alışkanlıklarını sürdürebilsinler. Sağlıklı beslenme alışkanlığı edinmiş nesiller yetiştirirsek onları hastalıklara karşı daha çok koruyabileceğiz. Benim önerim her şeyi sorgulayan nesiller yetiştirmemizdir.
Pınar Savun: Birçok insan diyet konusunda sorun yaşıyor, kilo verip verip, sonra alıyor. Bunun nedeni nedir?
Sabiha Gökçen Zeybek: Diyetler sürdürülebilir olmalıdır. Multidisipliner yaklaşım ve ekip çalışması çok önemlidir. Bu işin diyetisyen tarafı dışında psikolojik tarafı, eksersiz tarafı, tıbbı tarafı vardır. Kişi kilo vermek istiyorsa tüm bu alanlardan destek alarak yaparsa daha başarılı olur. Önemli olan sorunun kaynağının bulunması ve buna göre çözüm üretmektir. Bence hem doktorlar hem diyetisyenler hem fizyoterapistler hem de beden eğitimi antrenörleri hep birlikte multidisipliner bir çalışma içinde diyet programları uygulamalıdır. Diyette hem psikolojik hem de fiziksel hazır hisseden danışanlarımın başarılı olduğunu söyleyebilirim.
Pınar Savun: Sizin bir de binicilik serüveniniz var. Bu tutku sizde nasıl oluştu?
Sabiha Gökçen Zeybek: Küçük yaşlardan beri benim atlara karşı çok büyük merakım vardı, atları çok severdim. Komşumuzun atları vardı, ben gider onları severdim. Babamdan bana hep at almasını isterdim. Hep de beyaz at isterdim ama hiç beyaz atım olmadı. Babam bana hiç at almadı. Kendi ayaklarımın üzerinde durup, para kazanmaya başladığımda Balıkesir’deki bir at çiftliği gördüm, oraya giderek ilk at eğitimini almaya başladım. Benim at serüvenim 2014 yılında başladı. Aileme at alacağımı söylediğimde bana karşı çıktılar ve maddi olarak da bir destek vermeyeceklerini söylediler. 2015 yılının Haziran ayında ilk atımı kendi paramla aldım. Aldığım at aslında kendi maaşımla kendime aldığım ilk hediye idi. Invisible Son adını verdiğim kısrak bir İngiliz atı olan atımla 6 yıl birlikte olduk, huzur içinde uyusun. İlk aldığımda binmekten çok korkuyordum. Her şeyi onunla öğrendim, o benim altı yıl boyunca en yakın arkadaşım, sırdaşım oldu.
Pınar Savun: Atınızın sizi hissettiğini, anladığını düşünür müsünüz?
Sabiha Gökçen Zeybek: Hissettiğini, anladığını her şekilde düşünürüm. Ben atın üzerine bindiğimde her gün işimde ne yaptığıma kadar her şeyi ona anlatırdım ve onunla güzel ve güçlü bir bağ kurdum. İlk atımın yeri benim için çok özel ve hep çok ayrı bir yeri olacak. Onunla vedalaşarak ayrıldık. Çok zor bir hastalık dönemi geçirmişti. O dönemlerinde onunla yatıp, kalktım. Onunla vedalaşırken ona bir söz verdim. Dedim ki, “Güçlü olacağım ve hiçbir zaman ağlamayacağım.” Bu sözümü tuttum. 1 Aralık’ta kaybettim ve bir daha at almayacağımı söyledim. Şimdiki atım Lady hayatıma temmuz ayında bir altı ay sonra girdi.
Pınar Savun: Sizin için Lady ile bağ kurmak zor mu oldu?
Sabiha Gökçen Zeybek: Lady’nin üzerine ilk bindiğimde çok ağladım. Lady beni ilk başta hiç sevmedi. Atlar hisseder. Ben Invisible gibi hiçbir ata bağlanıp, onu sevebileceğimi düşünmezdim ama öyle olmadı. Lady ilk geldiğinde bana kendisini sevdirmeyen bir attı. Sonra Lady bir gün hasta oldu ve o gün birbirimize bağlandığımız gün oldu. O gün bugündür tıpkı Invisible gibi Lady ile aramızda güçlü bir bağ var.
Pınar Savun: Ne kadardır at biniyorsunuz?
Sabiha Gökçen Zeybek: 10 yıldır at biniyorum ve bir yıldır da Lady ile birlikte engel atlama sporu ile uğraşıyorum. Engel atlamayı Invisible ile de çok yapmak istemiştim ama Lady ile şimdi yapıyorum. Bu konuda kendimi geliştirmek için hem Türkiye’de hem de farklı hocalardan burada dersler alıyorum, farklı deneyimler kazanmaya çalışıyorum.
Pınar Savun: Başka bir yerde başka bir ata bindiğin zaman o atla Lady ile kurduğun yakınlığı kurabiliyor musunuz, ona da Lady’ye olduğu gibi güven duyabiliyor musunuz?
Sabiha Gökçen Zeybek: Her at kendisine göre farklı ve değişiktir bu nedenle Lady ile kurduğum bağ ve ona duyduğum güven ile başka atlar farklıdır. Lady’nin her hareketinden durumunu anlayabilirim, onu çok iyi tanıyorum, ne istediğini bilirim ama ilk kez bindiğim bir at ile ilgili ayni şeyleri söyleyemem, tedirgin olurum.
Pınar Savun: Atların insanların ruh halini hissettiği biliniyor. Çok agresif ve gergin olduğunuzda Lady bunu hissediyor mu?
Sabiha Gökçen Zeybek: Çok agresif ya da gergin olduğumda Lady’e binmem ve onu tımarlarım, onu severim böylece o gerginliğim gider ondan sonra binerim. Benim için ata binmeden önceki Gökçen ile attan indikten sonraki Gökçen’in çok farklı olduğunu söylerler.
Pınar Savun: Hiç at kazası geçirdiniz mi?
Sabiha Gökçen Zeybek: Attan çok düştüm. Attan düşmeden at binmeyi öğrenemezsiniz,
Pınar Savun: Yarışlarda ne hissedersiniz?
Sabiha Gökçen Zeybek: Heyecan, korku ve sevinç hissederim.
Pınar Savun: Kendiniz için başarı olarak nitelendirdiğin bir yarışın oldu mu?
Sabiha Gökçen Zeybek: Bence her yarış bir başarıdır. Ben ilk günkü heyecan ve korku ile ata binerim, o yüzden yarışmak bile benim için bir başarıdır..
Pınar Savun: Atınız, bir köpek ve üç kediniz var. Bu durumda tatile gitmek sizin için zor oluyor mu?
Sabiha Gökçen Zeybek: En çok 4 gün tatile gidebiliyorum ve dört günden fazla kalamıyorum. Daha fazla kalacak olsam oflayıp puflamaya ve atımı, evdeki köpek ve kedilerimi kontrol etmeye başlıyorum. Lady ve köpeğim için kamera sistemi kurdurdum, tatilde olsam bile mutlaka onları görür, onlarla ilgili bilgi alırım. Atımla tatildeyken de konuşurum.
Pınar Savun: Kendini en çok nereye ait hissedersin?
Sabiha Gökçen Zeybek: Mutlu ve huzurlu olduğum her yere kendimi ait hissederim. Sevdiklerimin tümünün yanımda olacağı bir yer diyebilirim.
Pınar Savun: Sizi en çok ne mutlu eder?
Sabiha Gökçen Zeybek: Ben küçük şeylerden bile mutlu olan bir insanım. Şimdi bana biri gel sana bir at aldık dese çok mutlu olurum.
Pınar Savun: Sizi en çok ne öfkelendirir?
Sabiha Gökçen Zeybek: Yalandan nefret ederim ve yalan söylenmesi ya da yavaş hareket edilmesi beni çok öfkelendirir.
Pınar Savun: Genç girişimcilere nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Sabiha Gökçen Zeybek: Benim için YDÜ’den istifa ederek kendi işimi kurmak çok zor bir karardı. Korkularım yok muydu, vardı. Ama insan önce kendisine güvenmeli, sonra ona güvenen insanlara güvenmeli ve onlarla birlikte yürümeli, gelişebilmek isterse eleştiriye açık olmalı, cesaretli olmalı ancak yersiz cesaret değil, doğru zamanda doğru cesareti gösterebilmelidir.
Pınar Savun: En büyük hayaliniz nedir?
Sabiha Gökçen Zeybek: Şu andaki en büyük hayalim şirketimi istediğim noktaya getirmektir. En önem verdiğim iki şey atım ile işimdir. Hem işimi büyütmek hem de atımla keyifli, güzel şeyler başarmak isterim.
Zeybek: Benim için en önemli iki şey atım ve işimdir
Sabiha Gökçen Zeybek YDÜ’den ayrılıp kendi şirketini kurdu. Küçük bir şirket olmanın dezavantajlarını yaşadığını düşünen Gökçen Zeybek, küçük şirketlerin desteklenmesi gerektiği görüşünde. “Benim şu anda tam zamanlı istihdam yapabilecek bir maddi gelirim yok.” diyen Zeybek, yarı zamanlı istihdamlar yaparak ve çoğu zaman da işlerin büyük bir bölümünü kendisi yürüterek şirketini ayakta tutmaya çalışıyor. Küçük şirketinde gerektiğinde diyetisyen, gerektiğinde şef, gerektiğinde paket servis ya da temizlikçi olabilen Zeybek, “İşinizi soluyarak büyütmeniz gerekir. Her zerresini bilmeniz gerekir.” düşüncesi ile hareket ediyor. Yaptığı işten büyük bir keyif alan Gökçen Zeybek her türlü zorluğu aşarak şirketini büyütmek istiyor. “Bir gün eminim ki şirketim istediğim noktaya gelecek, büyüyecek ve ben geriye dönüp baktığımda yaşadığım zorlukları anımsayıp gülümseyeceğim.” diyen Zeybek, başarmak için inanmak ve çok çalışmak gerektiği görüşünde. İş yorgunluğunu atı ile zaman geçirerek atan Zeybek için hayatta en önemli iki şey atı ve işi.