Yapay zeka 2000 yıllık yanmış papirüsü okumayı başardı!
Yapay zeka (YZ) her ne kadar son dönemde ChatGPT gibi büyük dil modelleriyle son kullanıcıların işine yaramaya başladıysa da, aslında bir süredir profesyonel olarak birçok farklı dalda kullanılmaya devam ediyor. Bunlardan biri de arkeoloji.
Bilim insanları, MS 79 yılında patlayan Vezüv Yanardağı’nın yok ettiği Pompeii şehrinde buldukları ve patlama sonrasında oluşan ısı, kül ve sünger taşından zarar gören bir papirüs parşömenindeki harfleri okumak için YZ’yi kullandı.
Herculaneum antik kentinde bulunan bir Roma villasında bulunan yüzlerce zarar görmüş papirüs tomarları, geleneksel yöntemlerle açılıp incelenmek için oldukça narin. Julius Caesar’ın kayınpederine ait olduğu düşünülen villada 18. yüzyılda yapılan kazılarda, 1000’den fazla tam ya da kısmı haldeki parşömenler yanardağ patlaması nedeniyle kömürleşmiş halde bulunmuş. Bu nedenle papirüslerin üzerinde bulunan siyah mürekkep okunmamamıştı.
Bu antik parşömenlerin okunması için Kentucky Üniversitesi’nden bilgisayar bilimcisi Brent Seales ve Silikon Vadisi’ndeki çeşitli destekçiler tarafından 2023’te başlatılan 1 milyon dolar bütçeli Vesuvius Challenge adı verilen bir yarışma başlatıldı. Yarışma dahilinde Birleşik Krallık’taki Oxfordshire kentinde bulunan parçacık hızlandırıcı tesis Diamond’da, parşömenlerden birinin yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi benzeri taramaları yapıldı. Bu taramalardaki metinlerin okunmasını sağlayan projeye ise ödül vaat ediliyordu.
Geçtiğimiz pazartesi günü ABD’li teknoloji yöneticisi ve yarışmanın kurucu sponsorlarından Nat Friedman, Alman Youssef Nader, Amerikan Luke Farritor ve İsviçreli Julian Schilliger’dan oluşan üç meraklı bilgisayar öğrencisinden oluşan ekibin, 700 bin dolarlık ödülü kazandığını açıkladı.
Taranan görüntüleri sanal olarak açıp, mürekkebin varlığını tespit etmek için YZ algoritmalarını eğiterek, parşömenleri okuma çabalarına öncülük eden Seales, “Yeni bir çağ başlıyor” açıklamasında bulundu. Seales’ın şimdiki amacıysa, parşömenleri bulunduğu yerden taşımadan görüntüleme amacıyla taşınabilir bir CT tarayıcısı inşa etmek.
Ekip parşömenleri nasıl okudu?
Geçtiğimiz ekim ayında ekipten Farritor, parşömende bulunan eski Yunanca “mor” kelimesini tespit ederek, yarışmanın 40 bin dolar değerindeki “İlk harfler” ödülünü kazandı. Kasım ayında ekibin bir diğer üyesi Nader’le bir araya gelen Farritor, CT görüntülerini otomatik olarak açmak için bir algoritma geliştiren Schilliger ile yarışmanın son tarihi olan 31 Aralık’tan önce onlara katıldı. Birlikte parşömenin 2000’den fazla harfini okudular ve akademisyenlere içerik hakkında ilk fikirleri de sağlamış oldular.
Youssef araştırma sırasında oldukça heyecanlı olduklarını ve bazen günde 20 saatten fazla çalıştıklarını da söylüyor.
Herculaneum parşömenlerinden sadece bir tanesi.
Akademisyenlerden yorumlar
Kömürleşmiş parşömenlerin okunması, akademisyenler arasında da büyük etki yaratmışa benziyor. Bristol Üniversitesi’nden Yunanca profesörü ve Herculaneum Topluluğu başkanı Robert Fowler, projenin işleri baştan sona değiştirdiğini söylüyor.
Napoli Federico II Üniversitesi’nde papirolog olan Dr. Federica Nicolardi ise şöyle diyor: “Bu, Herculaneum papirolojisinde ve genel olarak Yunan felsefesinde bir devrimin başlangıcıdır. Antik Roma döneminden bize ulaşan tek kütüphane bu.”
Fowler ayrıca okunan papirüsün yazarının muhtemelen filozof Gadaralı Filodemus (Philodemus) olduğunu söylüyor. Üslubunun sertliği ve konunun Filodemus’a benzerliğine dikkat çeken Fowler, parşömende müzik ve yemek gibi (özellikle de kapariden) zevk kaynaklarından bahsediliyor. Ayrıca metinde “Konu yiyecek olduğunda, az bulunan şeylerin bol bulunanlardan kesinlikle daha hoş olduğuna hemen inanmayız.” diyor yazar. Fowler da bunu şu şekilde irdeliyor: “Sanırım burada şu soruyu yöneltiyor: Bir şeylerin karışımından alınan hazzın kaynağı nedir? Baskın unsur mu, az bulunan unsur mu, yoksa karışımın kendisi mi?”.
Sonraki aşama ne?
Yarışma, parşömenin %85’inin okunması hedefiyle bu yıl içerisinde devam edecek. Parşömenin tamamen okunması da, halihazırda gün yüzüne çıkan diğer parşömenlerin de okunmasını sağlayacak temelleri kurmuş olacak. Bilim insanlarının her parşömen içerisindeki papirüs yüzeyini taramak ve en hasarlı kısımlardaki mürekkepleri belirlemek için yapılan adımları otomatik hale getirmesi gerekiyor. Ancak sadece 1 yıl öncesinde bu işin nasıl yapılacağı belli değilken, 1 yılda alınan yol ilerisi için de oldukça umut verici.