Selışık: Kendinizi tanımadan meslek seçmeyiniz
Selışık: “Gençler meslek seçmeden önce kendilerini iyice bir tanımalıdırlar. Popülist yaklaşmamalıdırlar. Bana göre insan 30’lu, 40’lı yaşlarında kendisini bulur ve cesaret ederse bu yaşlarda doğru bir meslek seçimi yapar.”
Serhat Selışık: “Makarna bizim genel kültürümüzün bir parçasıdır. Temel kültürümüzdür. Bu nedenle makarna üretimi kendi kültürümüzü yaşatma açısından önemlidir. Aynı zamanda makarna dünyada kültür olarak birleştiricidir, romantiktir, ailelerin vazgeçilmezidir, kısacası vazgeçilmez bir yiyecektir.”
Pınar SAVUN
Serhat Selışık Hacettepe Üniversitesinde Güzel Sanatlarda Heykel Ana Bilim dalında eğitim gördü. Aynı bölümde master yaptı. Bir süre burada asistan olarak çalıştı. Kendisi aileden sanatçı bir kişiliğe sahip. Son yaptığı tasarımlardan birisi ise Doktor Fazıl Küçük’ün Girne’ye giderken çemberde yer alan silüeti. Selışık, 22 yıl bir kurumda profesyonel olarak hizmet verdikten sonra kendi yolunu çizmeye karar verdi. Çamur ile uğraşırken, hamur işleyeceği yeni bir hayata geçti. Kurumların yaratıcılığı öldürdüğü düşüncesi ile yaptığı görevi bırakan ve daha özgür bir şekilde yaratıcı olabilmek için kendi işini kuran Selışık, Lefkoşa’nın tarihi dokusunun içerisinde açtığı küçük ve sevimli artisan mekanında kendi ürettiği makarna ve pizzaları müşterileri ile buluşturuyor. “Makarnayı herkes yapabilir, makarna bizim kültürümüzün bir parçası, makarna bir tutku, sevgidir.” diyen Selışık yarattığı artisan mekanında her şeyi yerli ürünler kullanarak kendisi üretiyor. Sürekli bir şekilde kendini geliştirmeyi seçen Serhat Selışık, basitlikten yana bir yaşam anlayışıyla hareket ediyor ve paylaşmayı seviyor. Ülkede yaşanan ekonomik sorunlar her işletmeyi olumsuz etkilediği gibi Selışık’ın mekanını da olumsuz etkiliyor. Girdi maliyetlerinin sürekli bir şekilde artıyor olması, işletmelerin sürdürülebilirliğini zora soktuğunu konuştuğumuz Serhat Selışık’ın, müşteri profilini yüzde 80 oranıyla genelde turistler oluşturuyor. Kendisini tarif ederken, “Aileden sanatçıyım, ailem bana hep destek oldu.” diyen Selışık, sohbetimiz sırasında “Ben ne yaptıysam kendi çabam ve ailemin desteği ile yaptım.” dedi.
Gelin Serhat Selışık ile Serart isimli mekanında yaptığımız keyifli söyleşiyi birlikte okuyalım.
Pınar Savun: Heykel sanatı konusunda akademik çalışmalar yaptınız. Çamurdan hamura geçişiniz nasıl oldu?
Serhat Selışık: Aslında ikisi biri biri ile çok benzerlik gösteriyor. İkisinde de şekil vererek üretmek var. Bir süre heykel alanında çalıştıktan sonra, mesleki bir değişime ihtiyaç duydum. Hobi olarak başladığım makarna üretimini “Bunu neden herkesle paylaşacağım bir duruma getirmeyeyim?” diyerek bu yeni yola girdim.
Pınar Savun: Neden makarna?
Serhat Selışık: Makarna bizim genel kültürümüzün bir parçasıdır. Temel kültürümüzdür. Bu nedenle makarna üretimi kendi kültürümüzü yaşatma açısından önemlidir. Aynı zamanda makarna dünyada kültür olarak birleştiricidir, romantiktir, ailelerin vazgeçilmezidir, kısacası vazgeçilmez bir yiyecektir.
Pınar Savun: Makarnayı nasıl üretiyorsunuz?
Serhat Selışık: Unlarımızı yerli üretici ARUN’dan alıyoruz. Makarna yaparken biz unu hamur yapmıyor, onu makinelerimiz aracılığı ile sıkıştırarak makarnaya çeviriyoruz. Bu ürün tüketildiğinde midede rahatça parçalanıyor ve şişkinlik yaratmıyor. Yüksek lif yoğunluğu olan, gluteni düşük ve hazmı kolay bir un kullanıyoruz.
Pınar Savun: Ürettiğiniz makarnalarda iddialı mısınız?
Serhat Selışık: Kendi yerel kaynaklarımızı kullanarak sağlıklı makarnalar ürettiğimiz konusunda iddialıyım.
Pınar Savun: Markanızın ismi nasıl doğdu?
Serhat Selışık: Serhat ile art birleşerek, Serart oldu. İsmimle sanat tarafımı birleştirerek yaptım.
Pınar Savun: Ürünlerinizi marketlerde ya da başka yerlerde satışa sunuyor musunuz?
Serhat Selışık: Önceleri sunuyordum ama artık sunmuyorum. İnsanlar artisan makarnanın normal makarna ile aynı sürede piştiği yanılgısı ile hareket ederler. Bu nedenle ben artisan makarnaları burada isteyene pişirme tarifi vererek satıyorum.
Pınar Savun: Magarına bulli kültürü olan bir ülkede artisan makarna nasıl bir karşılık buldu? Menünüzde magarına bulli var mı?
Serhat Selışık: Temelde Kalavaç köyündeki gibi magarına elde yapılırsa, bunun artisan makarnadan bir farkı yoktur. Magarına bulli bir artisan ürün olduğu kadar politik bir ikondur da. Kıbrıs’ın ortak mutfağının bir ürünüdür ve hellim gibi vazgeçilmezdir. Biz magarına bulli yapanlara saygı duyuyoruz ve onlara duyduğumuz saygıdan dolayı magarına bulliyi menümüze koymadık.
Pınar Savun: Menünüzde makarna dışında başka seçenekler var mı?
Serhat Selışık: Başta makarna ile başladık, sonra salata ve pizza ekledik. Bizim menülerimizin özelliği her şeyi müşterilerin oluşturabilmesidir. Onlar seçiyor biz yapıyoruz.
Pınar Savun: Makarna sizce ne demek?
Serhat Selışık: Makarna bir tutkudur, aşktır.
Pınar Savun: Asmaaltı gibi tarihi bir yerde böyle bir yeri açmış olmanızın özel bir nedeni var mıdır?
Serhat Selışık: Aslında iyi bir şeyi iyi bir noktada yapmayı hedefledim. Asmaaltı, Kumarcılar Han’ı, Büyük Han gibi çok tarihi eserlerin bulunduğu bu noktada olmak benim için önemliydi.
Pınar Savun: Atölye çalışmaları yapıyor musunuz?
Serhat Selışık: Talebe göre hem yetişkinlere hem de çocuklara yönelik olarak atölyeler düzenliyoruz. En az 6 en çok 12 kişilik gruplarla atölye çalışmaları yapıyoruz.
Pınar Savun: Bu işi yapmasaydınız ne iş yapardınız?
Serhat Selışık: Yine üreteceğim bir işi yapardım.
Pınar Savun: İnsanlar sizce meslek seçiminde neye dikkat etmelidirler?
Serhat Selışık: Kesinlikle meslek seçmeden kendilerini iyice bir tanımalıdırlar. Popülist yaklaşmamalıdırlar. İnsan 30’lu, 40’lı yaşlarında kendisini bulur ve doğru bir meslek seçimi yapar.
Pınar Savun: Hangi tanışıklık size ilham oldu?
Serhat Selışık: Kişi olarak bir şey söyleyemem ancak Berlin bana ilham oldu.
Pınar Savun: En son ne zaman bir şeyi ilk kez yaptınız?
Serhat Selışık: En son ilk kez yaptığım bir şey olarak bu dükkanda pizza yaptığımı söyleyebilirim.
Pınar Savun: En çok hangi ortamlarda takılmaktan hoşlanırsınız?
Serhat Selışık: En çok kendi ruh ve aidiyeti olan mekanlarda takılmaktan hoşlanırım.
Pınar Savun: Bir yemek olacak olsaydınız, hangi yemek olurdunuz? Neden?
Serhat Selışık: Lazanya olurdum. Çünkü lazanya çok derinlikli ve katmanlıdır.
Pınar Savun: Doğacağınız ülkeyi seçebilecek olsaydınız bu hangi ülke olurdu?
Serhat Selışık: İtalya olurdu.
Pınar Savun: Bugüne kadar hep isteyip de yapamadığınız bir şey var mı?
Serhat Selışık: Hep isteyip de yapamadığım içimde baba olma duygusu vardı, şimdi o da oluyor.
Pınar Savun: Kendinizi nasıl ödüllendirirsiniz?
Serhat Selışık: Yurt dışında güzel bir restorantta güzel bir yemek yiyerek ödüllendiririm.
Pınar Savun: Yapmaktan keyif aldığınız üç şeyi söyler misiniz?
Serhat Selışık: Yemek yemek, güzel insanlarla sohbet etmek ve gezmek.
Pınar Savun: Bir arkadaşlıkta aradığınız üç özellik nedir?
Serhat Selışık: Samimiyet, kabullenmek ve arkadaşlığı sürdürmek için mücadele vermek.
Pınar Savun: Özgürlük sizce nedir?
Serhat Selışık: Bence özgürlük kendiniz olabilmektir.
Lefkoşa’nın merkezinde Abdi Çavuş sokağında doğan Serhat Selışık için Lefkoşa surlariçi bölgesi, Büyük Han, Arasta, Asma Altı, Kumarcılar Hanı ayrı bir yere ve öneme sahip.
“Bu nedenle tarihi ve kültürel anlamda çok zengin ve değerli olan bir noktada restoranımı açtım. Hayatta hep yeni bir şeyler yaratmak için uğraş veren birisiyim.” diyen Serhat Selışık, “Benim sanat geçmişim var. Hacettepe Üniversitesinde Güzel Sanatlarda Heykel ana bilim dalında okuduktan sonra orada üç yıllık yüksek lisans eğitimini tamamladım.” dedi. Selışık, üniversitede asistanlık yaptığı yılların kendisine çok şeyler kattığı görüşünde.
Potansiyelin insanın kendi içerisinde hep olduğuna ve onu çıkarması için bazı şeylere ihtiyaç duyduğuna inandığını anlatan Selışık, üniversite eğitimi süreci sonrasında bir yıl ‘gap year’ yapmış ve yurt dışına giderek farklı gözlem ve deneyimlerde bulunmuş. Bu süreçlerin sonunda ise bugün Asma Altı’nda açtığı mekana risk alarak hayat vermiş. Mekanında basitliği öne çıkaran Selışık, makarnanın insanların beslenmesinde çok ayrı ve özel bir yere sahip olduğu görüşünde.