Cumhurbaşkanlığı Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Özel Danışmanı Profesör Dr. Hüseyin Işıksal, KKTC’nin Azerbaycan’da yapılacak TDT Zirvesi’ne davet edilmesinin önemine vurgu yaptı.
“Şuşa’ya yapılan davet benim açımdan muazzam derecede önemli bir adım… Bunlar resmi tanınma olmasa bile resmi tanınmaya benzeyen her türlü adımı atabileceğimizi ve muameleyi göreceğimizi gösteriyor.”
Taha Can GÜRLEK
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Özel Danışmanı Profesör Dr. Hüseyin Işıksal, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in KKTC Devleti’ni temmuz ayında Azerbaycan’ın Şuşa şehrinde düzenlenecek Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmi Zirve toplantısına davet etmesini değerlendirdi.
Işıksal, Türk Devletleri Teşkilatı’na 2022 yılında tüm üye devletlerin onayı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) gözlemci üye sıfatı kazandığını belirtti.
TDT gözlemci üyeliğinin KKTC için tarihi bir adım olduğunu vurgulayan Işıksal, Türk Devletleri Teşkilatı’nın Türk dünyasının birliğinin somut bir ifadesi olduğunu dile getirdi.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadelerini hatırlatan Işıksal,” Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi, KKTC’nin katılımıyla Türk dünyasında ve TDT’de aile resmi tamamlanmış oldu. Biz bu üyeliğimizle birlikte hak ettiğimiz yerde varlık gösteriyoruz.” dedi.
Işıksal, KKTC’nin TDT’ye katılımının örgütü daha güçlü kıldığını vurguladı. Işıksal, KKTC’nin bu birlik içindeki tek ada devleti ve en güneydeki Türk devleti olmasıyla, jeopolitik konumunun ve stratejik öneminin TDT’ye ciddi bir güç kattığını belirterek, şunları aktardı:
“KKTC olarak biz TDT’de bulunan tek ada devletiyiz ve en güneydeki Türk devletiyiz. Bundan dolayı bizim gerek jeopolitik konumumuz gerekse de bulunduğumuz nokta bu teşkilata ancak ciddi anlamda güç katar ve etkisini genişletmesine neden olur.”
“Aliyev’in “Azerbaycan’da KKTC bayrağı dalgalanacaktır” sözü çok önemli”
Işıksal, Şuşa davetinin büyük önem taşıdığını belirterek, KKTC’nin şu anda resmi olarak yalnızca Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanındığını hatırlattı. Işıksal, bu durumun Türkiye’deki etkinliklere devlet olarak en üst düzeyde katılım sağlamalarını mümkün kıldığını ifade etti.
Işıksal, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in daha önce Bakü’de gerçekleştirdikleri ziyarette KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı resmi devlet töreniyle karşıladığını, başkanlık sarayında resmi bir görüşme gerçekleştirdiğini ve bu olaya resmi ajanslar tarafından da yer verildiğini anımsatarak, “Hemen bunun akabinde de Sayın İlham Aliyev’in resmi sayfasında ve Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı resmi sayfasında da “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı konuk ettim” ifadesini görmüştük. Bunun hemen öncesinde de İlham Aliyev’in “bundan sonra Azerbaycan’da KKTC bayrağı dalgalanacaktır” şeklinde bir açıklaması vardı. Bunlar çok önemli ve ciddi gelişmeler. Bunlar resmi tanınma olmasa bile resmi tanınmaya benzeyen her türlü adımı atabileceğimizi ve muameleyi göreceğimizi gösteriyor. O nedenle Şuşa’ya yapılan davet benim açımdan muazzam derecede önemli bir adım. Zaten Azerbaycan ile aynı milletin evlatları olarak bundan daha doğal bir şeyin olması da mümkün değildi.” dedi.
“İlişkilerimizi Azerbaycan seviyesine yükseltmek için çabalıyoruz”
Prof. Dr. Işıksal, sözlerini şöyle noktaladı:
“Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’den aldığımız davet bizi çok mutlu etti. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev bizzat Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar’ı telefonla arayarak Şuşa’ya davet etti. Şuşa’da KKTC heyeti olarak yerimizi alacağız. Umuyorum ki TDT üyesi diğer devletlerle de ilişkilerimiz aynı Azerbaycan ile getirdiğimiz seviyeye yakın zamanda getirebiliriz. Tamamen bu yönde çalışıyoruz ve bunu umut ediyoruz.”
