“Gençler sorumluluk alarak çalışıp üretmelidirler”
12 yaşından beridir lastikçilik yapan ve her şeye inat hayata hep gülümseyerek bakan Nisa İmamoğlu:
“Lastikçilik yaparak hayatımı kazandım. Fakir bir aileden geldim. Çok yardımseverim. Çok sayıda insan yaptığım işi yadırgasa da yaptığım iş nedeniyle birçok tebrik de aldım. ‘Bravo, bir kadının böyle bir iş yapması çok güzel bir şey.’ gibi cesaretlendirici sözler beni onurlandırdı. İsteyince bir kadının başaramayacağı bir iş yoktur.”
“Ben işimi çok seviyorum. Ticaret yapmayı, insanlarla iç içe olmayı çok severim. Kendi işimi yaptığım için kendimi özgür hissediyorum. Bir yere, bir kimseye bağımlı olmak çok güzel bir şey. Kimse bana müdahale edemez. İşim bana babam ve amcamdan kaldı. Şu anda işimi eşimle, kız kardeşimin oğlu ile hep birlikte yürütüyoruz.”
Pınar SAVUN
Çok güler yüzlü biri Nisa İmamoğlu. Yüzünde gülümseme eksik olmayan Nisa İmamoğlu, lastikçilik yapıyor. Oğlunu kalp krizi nedeni ile 30 yaşında kaybeden Nisa Hanım evlat acısına rağmen hayata sarılmayı bildi. “Ailemi yarı yolda bırakmadım.” diyen Nisa Hanım için en önemli şey ailesi. Kendisi ile Girne’deki lastikçi dükkanında konuştuk. Daha kapıdan girer girmez hemen kahvemizi hazırlayan Nisa Hanım ile çok keyifli bir sohbet yaptık. 12 yaşından beridir lastikçilik ile uğraşan Nisan İmamoğlu bu işe lastiklere hava koymakla başladığını anlattı. Babası ile birlikte o yaşlarda alış-verişe çıktıklarını, lastik almak için babası ile lastik ithalatçılarına gittiklerini söyleyen Nisa Hanım, deyim yerindeyse çekirdekten bu işi öğrendi. Ortaokula giderken babasının yanında lastikçilik yapmaya devam eden, liseye yıllarında da hem okuyup hem de lastikçilik yapan Nisa Hanım, bu işi yapmasını o günlerde birçok kişinin yadırgadığını ama kendisinin bunları hiç ciddiye almadığını belirtti. “Ben fakir bir ailenin çocuğuydum, başarmak için ailemin çizdiği yolda ilerleme hedefim vardı. Yaptığım işi yadırgayanlar bu nedenle umurumda değildi. Bu süreç beni daha da güçlendirdi.” diye anlatan Nisa Hanım, başarısının sırrının o günlerdeki çalışma azmi ve kararlılığına bağlı olduğunu söyledi.
Babası ve amcasından lastikçi dükkanını devralan Nisa İmamoğlu, yıllarca kendi sürdüğü yol servisi aracı ile lastik tamirine gittiğini ama artık ofis işleri dışında diğer işleri yapmadığını ifade etti. İşinin her detayına her yönü ile tam anlamı ile hakim olan Nisa Hanım, bu durumdan da gurur duyuyor. Çok sayıda yadırgayan olmasına rağmen yaptığı iş nedeniyle birçok tebrik de aldığını gülümseyerek anlatan Nisa Hanım, “Bravo, bir kadının böyle bir iş yapması çok güzel bir şey” gibi cesaretlendirici sözlerin kendisine söylendiğini ve bu sözleri işitince onur duyduğunu söyledi. Ayrıca İş Kadınları Derneğinin,2022 Yılın Kadın Girişimcileri Ödül Töreni’nde “Yılın İlham Veren Kadını” ödülünü alan Nisa Hanım, bu değerli ödülün de kendisi için çok anlamlı olduğunu ifade etti. Gelin bu güçlü ve işinde başarılı kadınla ile yaptığımız güzel söyleşiyi birlikte okuyalım.
“Babamdan işi öğrenmeye çalışırdım”
Pınar Savun: Nisa İmamoğlu kimdir? Sohbetimize sizi tanıyarak başlayalım.
Nisa İmamoğlu: 1963 Limasol doğumluyum. 1974’te babam, annem ve kardeşlerim ile birlikte Girne’ye yerleştik. Yerleştikten bir ay sonra burada babam amcamla birlikte ilk lastikçi dükkanımızı açtı. Limasol’da yaşadığımız günlerde babam maunacıydı. Babamın elinden her iş gelirdi. amcamın da öyle. Babam, Türk Ocağı’nın kurucularındandı. Kardeşim de Limasol’da lastikçi yanında çırak olarak çalışırdı. Bu tarafa geçtikten sonra babam, amcam ve kardeşim hep birlikte bu işi kurdular. Ben hep babamın yanındaydım. Onu takip eder yaptığı işleri yapmaya çalışırdım. Önceleri bu iş benim hobimdi. Küçük yaşlardan lastikle ilgili her şeyi öğrendim. Babam beni hep yanında götürürdü. Babam araç kullanmazdı, ben kullanırdım ve her yere birlikte giderdik. Girişimciliği onunla birlikte çalışırken öğrendim.
Pınar Savun: Okumak istemediniz mi?
Nisa İmamoğlu: İlkokulu bitirdikten sonra babamın yanında kaldım. Lastiklere hava koyar, kendi harçlığımı çıkarırdım, mutluydum. Okula devam etmek istemedim. Anaokul Müdürü kızı arkadaşımdı. Müdüre okula gitmeyeceğimi söyledim. O da bana, “Olmaz Nisa, okuluna devam etmelisin, istemezsen daha sonra bırakırsın.” dedi. Ona, “Tamam okula devam edeceğim.” dedim ve ettim. Bir yandan okula gittim diğer yandan lastikçi dükkanında babama yardım ettim. Liseyi bitirmeyi başardım. Liseyi bitirdikten sonra babamın yanında devam ettim. İş hayatı bana cazip geldi. O zaman üniversiteye devam edenlerin sayısı kısıtlıydı. Şimdi herkes okuyor ama eğitim kalitesi eskisi gibi mi? Ben hayat üniversitesini bitirdim.
Pınar Savun: Lastikçi olmanın zorluğu nedir?
Nisa İmamoğlu: Hiçbir zorluğu yoktur. İşini yeter ki sev, başarı gelir. Ben hayata olumlu bakarım ve yüzüm hep güler.
Pınar Savun: Evet, ben de onu fark ettim, sizin yüzünüz hep gülüyor. Bunu neye borçlusunuz?
Nisa İmamoğlu: Küçük yaşta hayata atılmış olmama, her insanla konuşabilmeme, her çevreye girebilmeme ve insanlara duyduğum sevgiye borçluyum.
Pınar Savun: Geriye dönüp baktığınızda yine bugün yaptığınız bu işi seçer miydiniz?
Nisa İmamoğlu: Bu işi seçerdim. Ben işimi çok seviyorum. Ticaret yapmayı, insanlarla iç içe olmayı çok severim. Kendi işimi yaptığım için kendimi özgür hissediyorum. Bir yere, bir kimseye bağımlı olmak çok güzel bir şey. Kimse bana müdahale edemez. Bana babam ve amcamdan kalan işi şu an eşimle ve kız kardeşimin oğlu ile birlikte yürütüyoruz. Başka şube açmadık. Bir tane olsun tam olsun, bize yeter. Bu bizim aile işletmemizdir. Osmanlı’da olduğu gibi.
“Önemli olan sevilmek”
Pınar Savun: İşin başında sizsiniz, yani tahtta?
Nisa İmamoğlu: Önemli olan tahta oturmak değil, halkın arasında olmak, sevilmek ve saygı görmektir. Taht benim için önemli değildir. Benim için önemli olan başarıdır, ailemin başarısıdır.
Pınar Savun: Hangi lastik tedarikçisi ile çalışıyorsunuz? Siz doğrudan ithalat yapıyor musunuz?
Nisa İmamoğlu: Hayır, yapmıyoruz, biz tüm ithalatçı firmalarla çalışıyoruz. Bizim yükseklerde gözümüz yoktur. Yaptığımız işten memnun ve mutluyuz. Hayat pahalılandıkça kaliteli, marka değeri yüksek lastiklere ilgili azaldı. Müşterilerin çoğu artık daha uygun fiyata geldiği için Çin’den gelen lastikleri tercih ediyor.
Pınar Savun: Lastikçilik işine genelde erkek işi olarak bakılıyor. Sizin bir kadın olarak bu işi yapıyor olmanız olumlu ya da olumsuz olarak nasıl tepkilere neden oldu?
Nisa İmamoğlu: Genelde olumlu tepkilere neden oldu. Tabii ki beni işin başında görünce hayretler içerisinde bakanlar çok oldu. Ama başarı çok güzel bir şeydir. Ben lastikle ilgili her konudan çok iyi anlarım. Beni hiçbir çırak kandırıp, yanlış yönlendiremez. Şimdi dükkanımızda egzoz emisyon testleri de yapıyoruz. Ben o işi de en ince ayrıntısına kadar yaparım. Ondan da anlarım.
Pınar Savun: Çalışma saatleriniz nasıldır?
Nisa İmamoğlu: Cumartesileri 12.00 ya da 13.00’e kadar dükkanda kalmaya başladım. Eskiden daha çok çalışırdım. Ama artık cumartesileri erken çıkıyorum. Hafta içi ise hep işimin başındayım.
Pınar Savun: Bu yaptığınız işle ilgili kız çocuklarına bir tavsiyeniz olur mu?
Nisa İmamoğlu: Böyle bir işi yapabilmek için insan bunu istemelidir. İçinden gelmelidir. Biri gelir ve benden destek, yardım isterse yaparım.
Pınar Savun: Günlük rutininizde neler var?
Nisa İmamoğlu: Eşimle birlikte her sabah altıda kalkarız. Eşim yürüyüşünü yapar, o geldikten sonra kahvaltısını hazırlarım, birlikte kahvaltı yaparız. Sonra Ozanköy’den buraya 4.5 km yürüyerek Girne’ye dükkanımıza gelirim. Her gün bu yürüyüşü yaparım. Eşim sabah yapar, ben dükkana gelirken yaparım böylece işlerimize engel olmaz. Tüm günüm dükkanda geçer. Dükkanı kapatınca da eşimle birlikte eve döneriz.
“Bahçemle uğraşmayı severim”
Pınar Savun: Ev işleri ile aranız nasıl?
Nisa İmamoğlu: Pazar günleri de ev işleri yaparım. Her türlü yemeği yaparım. Zeytinyağlıları da diğer çeşitleri de hem lezzetli hem de severek yaparım.
Pınar Savun: Bahçe işleriyle de ilgilenmeyi sever misiniz?
Nisa İmamoğlu: Bahçemde uğraşmayı, zaman geçirmeyi çok severim. Bahçemde tavuklarım da var. Soğancık, bibercik, kabak eker kendi sebzemi kendim yetiştiririm.
Pınar Savun: Ailenizden aldığınız en değerli hediye nedir?
Nisa İmamoğlu: Beni iş sahibi yapmalarıdır. Bana verdikleri en güzel hediye odur.
Pınar Savun: Hobileriniz var mı?
Nisa İmamoğlu: Spor yapmayı, yüzmeyi çok severim. Bahçemde zaman geçirmeyi severim.
Pınar Savun: Ailenizden en çok kim size benziyor?
Nisa İmamoğlu: Yeğenim Ali. O da benim gibi girişimci, konuşkan, insanlarla güzel iletişim kurabilen birisi. Herkese yardım etmesi ve merhametli olması yönüyle de bana benzediğini söyleyebilirim.
Pınar Savun: Sizce mutluluk ne demektir?
Nisa İmamoğlu: Mutluluk aile ile huzur ve sağlıklı bir şekilde yaşamaktır.
Pınar Savun: Sizi en çok ne mutlu eder?
Nisa İmamoğlu: Ailemle birlikte olmak, onlarla birlikte çalışmak.
Pınar Savun: Sizi en çok ne öfkelendirir?
Nisa İmamoğlu: Yanlış bir şey olursa çok öfkelenirim.
“Gençler girişimci olmalı”
Pınar Savun: Öfkelendiğinizde nasıl bir tepki verirsiniz?
Nisa İmamoğlu: Parlarım ama kısa sürede sönerim. Öyle çok sinirli kalamam.
Pınar Savun: Kendinizde en çok takdir ettiğiniz özelliğinizi bize söyler misiniz?
Nisa İmamoğlu: Çok merhametliyim. Herkesle severek konuşur, herkese yardım ederim.
Pınar Savun: İnsanlar size dışarıdan baktığında sizinle ilgili hangi olumlu taraflarınızı görürler, size hangi iltifatları ederler?
Nisa İmamoğlu: Herkes bana saygı duyar ve abla diye hitap eder.
Pınar Savun: Gençlere bir mesajınız olacak mı? Gençleri nasıl görüyorsunuz?
Nisa İmamoğlu: Gençler olmaları gereken noktada değil. Girişimci değil. Bu beni çok üzüyor. Gençler her şeyi ailelerinden beklememelidirler. Kendileri çalışarak kazanmalıdırlar. Kendi kendilerine yetmek için çaba sarf etmelidirler. Gençler ailelerinin ellerine bakmamalı, girişimci olmalı, üretken olmalı, her yönden ailelerine yardımcı olmalıdırlar. Ailelerini üzmemeye özen göstermelidirler. Eskiden çocuklar hem çalışıp hem de okula giderlerdi. Şimdi öyle değil. Onun için gençler daha çok sorumluluk alıp, çalışmalıdırlar.
“Kadınlar işlerini severek yapsın”
Pınar Savun: Kadınlara bir mesajınız var mı?
Nisa İmamoğlu: Yeni iş kuracak girişimci kadınlara önerim yapacakları işi severek, isteyerek yapsınlar.
Pınar Savun: Dünyada bir şeyleri değiştirebilecek olsaydınız neyi değiştirirdiniz?
Nisa İmamoğlu: Gençleri değiştirirdim. Sihirli değnekle dokunup onların gençliklerinin değerini bilmelerini, ailelerine saygılı olmalarını, çok çalışıp, üretmelerini, sorumluluk almalarını sağlamaya çalışırdım. Gençler daha çok işlemeli.
Pınar Savun: İşinizle ilgili unutamadığınız güzel bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Nisa İmamoğlu: Çocukken bir gün babamla birlikte bir işe gittik. Babam biraz kilolu idi. Arabasının lastiğini değiştirmeye gittiğimiz adam da sivil kıyafetler içerisinde bir albaydı. Albayın arabasının lastiğini çıkaracaktık. Babam kilosundan dolayı eğilmedi. Ben, “Baba, dur” dedim. Hemen krikoyu koyup lastiği çıkarıp değiştim. Hala daha o albay, o günkü şaşkınlığını anlatır. Bugün oldu hala onunla görüşüp konuşuyoruz. Buluştuğumuzda bana o günü hep anlatır. Bu olay olduğunda ben 13 yaşındaydım.