“Annemin Yüreğinin Sesi El İşi Sergisi” açıldı
Merhum Hacer Gökçora’nın el işlerinden oluşan “Annemin Yüreğinin Sesi El İşi Sergisi”, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da katıldığı törenle açıldı.
Lefkoşa İsmet Vehit Güney Sergi Salonu’nda yer alan sergi, 29 Mart Cuma gününe kadar mesai saatleri içinde gezilebilecek.
Gökçora’nın kızları tarafından Kıbrıs Türk Kadınlar Birliği ve Kültür Dairesinin katkılarıyla hazırlanan sergi, merhum Hacer Gökçora’yı ölümünün birinci yıl dönümünü anmak ve eserlerini sergilemek amacıyla organize edildi. Serginin açılışına Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk Kadınlar Birliği Başkanı Halide Tunceri, Gökçora’nın ailesi ve yakınlarıyla sanatseverler katıldı.
Açılış, müzik dinletisi ve Gökçora anısına saygı duruşuyla başladı.
Tunceri: “Vefa borcu”
İlk konuşmayı yapan Kıbrıs Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı Halide Tunceri, özel ve kıymetli geçmişi bugüne taşıyan biraz buruk ama özlem ve gurur yüklü bir serginin açılışına katıldıklarını belirtti.
Serginin sadece beğeniye sunulmuş bir etkinlik değil bir vefa borcunun tezahürü olduğunu dile getiren Tunceri, “Ölümünün birinci yıl dönümünde annemiz, büyüğümüz, Hacer Gökçora’yı sevgili evlatlarıyla birlikte anmanın en güzel yolunun ürettiklerine yeniden ruh vermek ve paylaşmak olduğuna inanarak yola çıktık ve yine şu anda bizlerle beraber olduğu hissiyatıyla kendisine hürmet, saygılarımızı ve rahmetlerimizi gönderiyoruz.” dedi.
Hacer Gökçora’nın yıllarca Kıbrıs Türk Kadınlar Birliği çatısı altında kıymetli katkılara imza attığını kaydeden Tunceri, Gökçora’nın toplumsal farkındalığı yüksek bir kişilik olduğunu söyledi ve Gökçora’nın giyimi, kuşamıyla üretkenliği ve yaratıcılığıyla farkındalık yaratarak farklılığını ortay koymuş bir kadın olduğunu söyledi.
Tunceri, yüreğinden taşan sevginin ve sesin peşi sıra yürümekten yılmayan iğnelerin ucunda ilmeklerin her birinde sabırla kumaşlara can katan çalışkan bir anne olduğunu belirttiği Hacer Gökçora’nın el emeğiyle eserler üretirken göz nuruyla bir hikaye yarattığını kaydetti.
Gökçora’nın yaptığı işlerle zamana meydan okuduğunu belirten Tunceli, sözün önüne geçen görselliğiyle bugün de onu sevgi, saygı ve rahmetle andıklarını söyledi.
Gökçora: “Annemize, kültürümüze ve ülkemize vefa borcumuzu ödemeyi amaçladık”
Hacer Gökçora’nın kızı Prof. Dr. Nahide Gökçora da, “Bir anma niteliği taşıyan bu sergi ile bir yandan canımız annemizin çok isteyip gerçekleştiremediği bir etkinliği tamamlayarak annemize, bir yandan da son 50 yılın dikiş, nakış ve örgü gibi el işi örneklerini günümüze taşıyarak geleneksel kültürümüze ve ülkemize bu alanda vefa borcumuzu ödemeyi amaçladık.” ifadelerini kullandı.
Annesinin 2010-2015 yılları arasında Atatürk Meslek Lisesi nakış bölümünde öğrenciyken yıl sonu sergilerinde yer alan el işlerinin ilgi ve beğeni toplamasının bireysel bir sergi açması düşüncesini doğurduğunu dile getiren Gökçora, annesinin yaşamı boyunca büyük bir heves ve mutlulukla yarattığı eserlerinin sergi hazırlıklarına başladığını fakat bir yıl önce sonsuzluğa göç etmesinden dolayı serginin yapılamadığını kaydetti.
Annesi Hacer Gökçora’nın özgeçmişini de okuyan Gökçora, serginin açılmasında emeği geçen herkese teşekkür etti.
Tatar: “Kültürel mirasa katkı”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da konuşmasında, merhum Hacer Gökçora’yı sevgiyle anmak için toplandıklarını belirterek Kıbrıs Türk kadınının zorlu mücadelesinde yıllar itibarıyla yaptıkları çalışmaların Kıbrıs Türk kültür ve sanatının becerilerinin Gökçora’nın marifetiyle ortaya çıkmasının kültürel miras olduğunu dile getirdi. Tatar, Gökçora’nın saygı duydukları Mustafa Toros’un ablası olduğunu da belirtti.
Göçora’nın, Mustafa Toros’un açtığı fabrikada terzilik mesleğiyle görev aldığını ve fabrikanın gelişmesine katkı koyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Gökçora’nın yaptığı çeşitli çalışmalarla Kıbrıs Türk sanatına ve kendi marifetleriyle bu güzelliklerin ortaya çıkmasını sağladığını söyledi.
Göçora’nın çalışkanlığı ve mesleğine olan saygısıyla sergide yer alan ürünlerin yaratıcısı olduğunu dile getiren Tatar, Kıbrıs Türkü’nün kültürel mirasına katkılarını hep birlikte görmekte olduklarını kaydetti.
“Böylesine bir neslin insanları olarak kendi mücadelemizle, çalışkanlıklarımızla bu ülkeyle sonuna kadar sahiplenme duygusuyla yaptıklarımızla hep birlikte kendi siyasal varlığımıza da büyük hizmetler vermekteyiz.” ifadelerini kullanan Tatar, siyasi tezlerinin Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve iki ayrı devlet olduğunu ve bu tezlerin altında da Hacer Hanım ve onun gibilerin emekleri olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Hep birlikte bütün bu zenginliklerimize sahip çıkma anlayışıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni sonuna kadar yaşatmak ve Kıbrıs’ta kendi kültürümüzle, edebiyatımızla, müziğimizle ve her türlü sanatımızla varlığımızı dünya dilini konuşarak bütün bunları dünyayla paylaşmak hepimizin görevidir.” diyerek yaşamı boyunca sanatını ve ürettiklerini toplumla paylaşmak için çalışan Gökçora’yı rahmetle andı.
Eserler…
Hacer Gökçora’nın anısına açılan sergide, son 50 yılda bürüncük, ipek, şifon, güpür dantel, organza, saten, keten ve yünlü kumaşlardan diktiği gelinlik, elbise ve paltolar; şal, hırka, elbise, kaban, kaşkol bere gibi örgüler; masa, sehpa, yatak örtüsü gibi çeşitli işler; perde, pano ve aksesuarlardan örnekler yer alıyor.
Bu eserlerde kullanılan nakışlar elde yapılan düz dikiş, geri dikiş, zincir, dolgu işi, Fransız düğümü, kaz ayağı, tembel papatya tekniği, örümcek gülü, çarpı işi, balık kılçığı, kesik dikiş, kök dikişi, ajur, kanaviçe gibi klasik nakış tekniklerinin yanı sıra Türk işi, Lefkara işi, goblen ve altın nakış gibi özel teknikleri içeriyor.
Ayrıca bu nakışlarda kullanılan malzemeler arasında klasik nakış iplikleri, moline, yün, kurdeleler, dore ve lame gibi özel iplikler ve ipek böceği kozalağı, boncuk ve payet gibi özel malzemeler bulunuyor.