KKTCSon Dakika Haberleri

Arıcılık teşvik edilmeli

Ülkedeki arıcıların elde ettiği bal rekoltesi 200-300 ton arasında değişirken; ihtiyaç duyulan rakam, 700 ton civarında. İthal bal ile sorun aşılsa da arıcılar devletten üretimi artırmak için teşviklerin artmasını istiyor:

“İthalat bir yere götürmez, üretim şart!”… Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği Başkanı Hasan Kozok, ithalatın ülkeyi ileriye götürmeyeceğini vurgulayarak, üretimin artması için devletin destek ve teşvikleri arttırması gerektiğini söyledi.

300 TL’nin altındaki ballara dikkat !.. Kozok “raflardaki bilindik markalarda sorun yok, rafa yeni gelmiş bir ürünse ve fiyatı 300 TL’nin altındaysa dikkat; o bal değildir.” diyerek vatandaşı uyardı.

Emine Gül ÖZER

Ülkemizde arıcılıkla uğraşan 600’e yakın kayıtlı arıcı bulunurken, bunların yarıya yakını faal durumda değil.

Eskiden üretilen ballar üreticinin elinde kalırken, şuan nüfusun artmasıyla birlikte üretimin yetersiz kalması nedeniyle ülkeye yurt dışından bal getiriliyor.

Mevsim koşullarına göre, rekoltenin değişiklik göstermesi bal üretiminin zorluğunu gözler önüne sererken, son 10 yıldır ortalama rekolte 200-300 ton arasında değişkenlik gösteriyor. Son olarak geçtiğimiz yılın rekoltesi 250 ton olarak kayıtlara geçti.

Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği Başkanı Hasan Kozok ile arıcılık sektörünü konuştuk, üretilen bal ile ilgili düşüncelerini aldık.

Ülkede yılda 700 tona yakın bal tüketimi oldu bilgisini paylaşan Kozok, üretilen 300 ton balın yetersiz kaldığını anlattı. Bu durumda ithal ballara başvurduklarını kaydeden Kozok, bunun önüne geçilmesi için üretimin arttırılması gerektiğini söyledi. Devletin bal üretimine destek ve teşvikleri arttırması gerektiğini kaydeden Kozok,

tağşiş (sahte) bal konusunda vatandaşa uyarıda bulunarak, “300 TL’nin altında satılanlar bal değildir.” şeklinde konuştu.

“Üretilen bal, nüfusa yetmiyor”

Geçmiş yıllardan bilgiler paylaşan Başkan Kozok, “Eskiden üretilen bal üreticinin elinde kalıyordu, nüfusu tam olarak bilmesek de 1 milyona yakın bir nüfusumuz var. Üreticinin ürettiği artık elinde kalmıyor ama bu da şu sorunu doğuruyor, üretilen bal, nüfusa yetmiyor. Biz üretici birliğiyiz, esas amacımızın üreticiyi korumak olması lazımken biz olaya öyle bakmıyoruz. Bizim bakış açımız üretici ve tüketicinin birlikteliğidir. Üretici ürettiğini hak ettiği fiyata satsın, ama tüketici de fahiş fiyattan almasın.” ifadelerini kullandı.

Mevsim koşullarının rekoltede büyük rol oynadığını belirten Kozok, “Birinci yıl çok yüksek rakamlar elde edebilirsiniz üretimde, ama diğer yıl çok düşük rekolte alabilirsiniz. Ortalama son 10 yıldır 200-300 ton arasında bir bal üretimimiz var. Geçtiğimiz yıl 250 ton civarında bir rekolte oldu. Bu balın bize yetmesine imkan yok. Kıbrıs’ın Kuzeyi olarak aşağı yukarı bizim yılda 700 tona yakın bal tüketimimiz var. 200-250 ton üretiyoruz, geriye kalan 500 ton nereden sağlanılıyor denecek olursa; ithal ediliyor.” şeklinde konuştu.

“İthal etmeyeceksek, üretmek zorundayız”

Bal üretimin yetersizliği nedeniyle ülkeye ithal bal getirildiği vurgulayan Kozok, pek çok arıcının ithal bal gelmesine karşı olduğunu kaydetti. Üreticiyi korumak adına ithal edilen balların, kontrol ve kalitesinin yapıldığına dikkat çeken Kozok, “Üreticiyi korumak adına önce dedik ki gelen balın kontrollü olması lazım, kalitesinin bizim bala yakın olması lazım. Arıcı “ithal bal olmasın” diyor, ithal bal olmasın diyorsanız bunun karşısına bir şey koymanız lazım. Üretimi arttırmak lazım, üreticiler olarak bunu tek başımıza yapmamız imkansız. Şu an bizim 20 bin koloni arımız var, bunu 40’a çıkartmaya çalıştık ama başaramadık.” dedi.

Burada ekonomik noktanın ön plana çıktığını anlatan Hasan Kozok, sözlerine şöyle devam etti:

“Üretici bütün kazancını buna yatırsa da o rakamlara çıkamayız.. Bu görev de Tarım Bakanlığı’na, hükümete düşüyor. Devletten gelen doğrudan gelir desteği diye bir destek var ama o sadece mazot parasını bile karşılamıyor. İthal ballar hususunda Bakanlığa başvurduk. Bundan sonra bal izni verileceğinde, bize danışmalarını talep ettik. Öyle bir girişim yaptık ve şu anda bir vatandaş bal ithal etmek istediğinde, bakanlık bu izni bizden yazılı olarak talep ediyor. Gelen balların kontrolünü de biz birlik olarak yapıyoruz.”

“İthal ballara 230 tane analiz yapılıyor”

Ülkede üretilen ballarla bire bir aynı formatta olmasa da insan sağlığını olumsuz etkilemeyecek kaliteli balların ülkeye 230 teste tabi tutularak girdiğini kaydeden Kozok, “Balı getirirken, 230 analiz istiyoruz.. Antibiyotikler, karbon testi, polen analizi bunların hepsi yapılıyor. Geçen yıl 40 ton civarında bir bala ithal izni verdik. İthal bal konusunda da kalite olarak belki bizim balımıza çok yakın değil ama, en azından insan sağlığına zarar verecek boyutta değil. Baldır, içinde antibiyotik yoktur, pestisis yoktur.” dedi.

“Raflarda tağşiş bal yok”

Raflarda sahte bal olmadığı vurgusunu yapan Kozok, denetimlerin detaylı bir şekilde yapıldığını, sahte ürünler tespit edildiğinde nelerin yapıldığını anlatarak, “Herkesin gönlü rahat olsun, raflarda tağşiş bal yok. Arada bir çıkıyor ama üretici uyanık. Şüpheli bir bal gördüğünde üretici bizi arıyor, biz paramızla o balı satın alıyoruz. Burada gerekli testleri yapıyoruz. Mahkemede geçerli olabilmesi için akredite bir laboratuarda yapılması lazım ve resmi rakamlar tarafından alınması lazım. Bu durumda Veteriner Dairesi’ni devreye sokuyoruz. Veteriner Dairesi numuneleri alıyor ve Türkiye’de yaptırıyoruz. Burada bulduğumuz analizler doğruysa, malları toplatıyoruz ve Veteriner Dairesi cezasını kesiyor.” diye konuştu.

“Fiyatı 300 TL’nin altındakiler bal değildir”

Vatandaşların sahte balı bir bakışla anlayamayacağını belirten Kozok, yerli, bilinen markalardan alındığı sürece bir sıkıntının olmadığını kaydetti.

Vatandaşı bal alımı konusunda uyaran Kozok, “Raflarda da yeni giren bir bal görürlerse ve fiyatı 300 TL’nin altındaysa, dikkat etsinler bilsinler ki o bal değildir.” dedi. Oteller gibi toplu alım yapılan yerler ile ilgili sıkıntılar olabileceğini söyleyen Kozok, bunların takibini yaptıklarını anlattı.

“İthalat bizi bir yere götürmez, üretimi arttırmak lazım”

Devletin arıcılığa teşvik ve destek sağlaması gerektiğini belirten Kozok, üretimin artması için adımlar atılması gerektiğini söyledi ve devamla şunları kaydetti:

“Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum belli. Üretim şart. Üretmek bence en büyük mutluluktur. Üreten insan sağlıklı, mutlu olur. Ben özellikle kendine bir iş bulamayan gençlerimizin arıcılığa teşvik edilmesini istiyorum ilgi alanlarında bu varsa. İthalat bizi bir yere götürmez. Bizim üreticileri arttırmamız, üretimi 2-3 katına çıkartmamız lazım. Teşvik yeterli değil bu konuda, bir tüzüğe ihtiyacımız var. Bakanlığın bu işe el atarak, demesi lazım ki ben “şuan ki koloni sayısını 3’e katlayacağım”… Üçten fazlası olmaz zaten.. Coğrafyamız 60 bin koloninin üzerindeki arıyı kaldıramaz.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu