Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York’ta BM Genel Sekreteri ile görüşmek için adadan ayrılmadan önce KIBRIS Medya Grubu Genel Yayın Yönetmeni Mete Tümerkan’ın sorularını yanıtladı.
“Crans Montana’yı reddediyoruz”… BM Genel Sekreteri Guterres’e giderken çantasında ‘egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü talebi’ olduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu kabul edilmeden yeni bir müzakere sürecine başlamayacağız.” dedi. “Rum tarafı bizi Crans Montana görüşmelerine çekmeye çalışıyor, bunu reddediyoruz.” diyen Tatar, tüm bunları Genel Sekreter’e aktaracağını kaydetti.
“Baskıya teslim olmayız”… Yeni müzakere sürecine ancak ortak zeminin oluşmasıyla girebileceğine dikkat çeken Tatar, “Kıbrıs Türkü’ne uygulanan ambargo ve izolasyonların kalkması gerektiğini söyleyeceğiz.” diye konuştu. Tatar, “Baskılarla teslim olmamızı hiç beklemesinler, bu halk yalnız değildir, arkasında Türkiye Cumhuriyeti devleti vardır.” diyerek garantörlüğü ve Türk askerinin varlığı konusunun da önemine vurgu yaptı.
KIBRIS ÖZEL
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in daveti üzerine bugün Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmek için yola çıkacak. Tatar bu önemli görüşme öncesinde KIBRIS Medya Grubu Genel Yayın Yönetmeni Mete Tümerkan ile bir araya geldi.
Tatar, New York’ta görüşeceği Genel Sekretere Kıbrıs’ın gerçeklerini anlatacağını ifade etti.
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Danışmanı Maria Holguin ile daha önce görüştüklerini anımsatarak “Holguin’e de söylediğimiz gibi onun görevi ortak zemin olup olmadığının tespitini yapmak. Ortak zemin var ise yeni bir süreç başlayabilir.” dedi.
“Rum tarafı bizi Crans Montana görüşmelerine çekmeye çalışıyor. Oradan tekrar başlanması isteniyor, biz bunu reddediyoruz.” diyen Tatar, sözlerine şöyle devam etti:
“Masayı Rumlar deviriyor, yollarına aynen devam ediyorlar”
“Benim cumhurbaşkanı seçilmem sonrasında anavatan Türkiye’nin de desteğiyle yeni bir siyaset ortaya koyduk. Bu da nedir, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü talep ediyoruz. Bu kabul edilmeden yeni bir müzakere sürecine başlamayacağız. Farklı baskılar olabilir ama bu durum nettir. Geçmişte müzakere masalarından Rumların çekilmesi ya da masayı devirmeleri sonrasında onlar ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ olarak yollarına devam ederken, bizler burada izolasyon ve ambargolar altında haksızlığa uğramaya devam ediyoruz. Yeni siyasetimizde mutlak suretle egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüzün teyidi çok önemlidir.”
“Ambargo ve izolasyonlar kalkmalı”
İki toplum lideri olarak masaya oturulduğunun söylendiğine değinen Tatar, bu konuyu şu sözlerle değerlendirdi:
“Öyle olabilir ama o ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanıdır, ben bu tarafta Kıbrıs Türk cemaatının toplum lideriyim. ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit kurucu ortağı olarak bizim de egemenliğimiz var, bizim de devlet kurma hakkımız var. Kıbrıs Cumhuriyeti Rum Cumhuriyetine dönüştü. 1974 sonrasındaki süreçte federal çözüm arayışında bizim ciddi anlamda iyi niyetimiz girişimlerimiz tüketilmiş olması dolayısıyla biz artık yeni bir süreç başlattık. Ortak zeminin oluşmasıyla ancak yeni bir müzakere sürecine girebiliriz. Bunu Genel Sekretere de anlatacağız. Ambargo ve izolasyonların artık üzerimizden kalkması gerektiğini söyleyeceğiz.”
“Hedefleri Türkiye’nin adadan çıkmasıdır.. Asla kabul etmeyiz”
BM’nin 4 Mart’ta aldığı 186 no’lu kararı anımsatan Tatar, bu kararın birkaç yıllığına bu iş çözülür düşüncesiyle alındığını ancak o günden bu yana geçen 60 yıldır ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yasal hükümet kabul edildiğinden şikayet etti. Kıbrıs Türk tarafının masada her türlü fedakarlığı yapmış olmasına rağmen bir sonuç alamadığını anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, Annan planı sonrasında ambargo ve izolasyonların kalkacağı sözlerinin verildiğini ancak bu sözlerin tutulmadığını hatırlattı.
Annan planına ‘Hayır’ diyen Rumların AB’ye girmesiyle birlikte çözümün daha da zor bir hal aldığını dile getiren Ersin Tatar, “İzolasyon ve ambargo büyük bir haksızlıktır. Eşitlik temelinde bir anlaşma olacaksa bu ambargo ve izolasyonlar kalkmalıdır. Sürekli baskı altındayız gençlerimize bir futbol maçı dahi oynatmıyorlar. Türkiye’nin de pes etmesi ve halkımızın da yama olalım düşüncesine girmesini bekliyorlar. KKTC otoritesinin ortadan kaldırmayı hedefliyorlar ve zaman içerisinde egemenliklerini Kuzey’e de yaymayı düşünüyorlar. Sıfır asker sıfır garanti istiyorlar. Türkiye AB’de olmadığı için ve Kıbrıs Federal Devleti AB üyesi olacağı için Türkiye’nin buradan askerini çekmesidir emelleri ve böylelikle Kıbrıs Türkü’nün sonunu getirmeyi planlıyorlar. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir.” dedi.
“Türkiye’nin Kıbrıs politikası millidir”
Rum Lider Nikos Hristodulidis’in ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı olarak kabul görmesini eleştiren Tatar, “Her yerde sesini duyurabiliyor. Bizim sesimiz sadece Anavatan’da çıkıyor. Sağ olsun Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kıbrıs Türk halkının her yerde hakkını savunuyor, O’nun sesi duyuluyor.” diyerek bu eşitsizlikleri bir kez daha Genel Sekretere aktaracakları bilgisini paylaştı.
Türkiye – Yunanistan yakınlaşmasının Kıbrıs milli politikasına etkisine ilişkin soruya yanıt veren Tatar, “Türkiye – Yunanistan ilişkileri başkadır, Kıbrıs sorunu başkadır. Kıbrıs ayrı bir milli davadır.” ifadelerine yer verdi. Tatar, son 3 yıldır Türkiye ile birlikte ortaya konuşan egemen eşit ve eşit uluslar arası statü talebinin oluşturduğu politikayı savunmaya devam edeceğini kaydederek, “Rum lider ne derse desin; o bizi bağlamaz. Biz asla yalnız değiliz. Kıbrıs Türkü ambargo ve izolasyonlar altında olabilir ama bunlar bizi müzakere masasına tekrar çekmek için kullanılıyor. Buna müsaade etmeyiz. Bizim devletimiz var, cumhuriyetimiz var, 85 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti bizlerin arkasındadır.” diye konuştu.
“Garantörlük hem bizim hem Rumların güvencesidir”
Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs Türk halkının eşit egemenlik hakkı artık yerleşmiştir. Türkiye’nin desteğiyle artık bu milli siyaset bir yere gelmiştir. Baskılarla teslim olmamızı hiç beklemesinler, bu halk yalnız değildir, arkasında Türkiye Cumhuriyeti devleti vardır.” diyerek, Türkiye’nin adadaki varlığının önemine değindi.
“Bu davaya yüreğini, canını verenlere de borcumuz vardır. Kıbrıs’ta bir anlaşama olacaksa devletimiz bir parçası olacaktır. Devlete ve egemenliğe sonuna kadar sahip çıkacağız.” diyen Tatar, Türkiye’nin garantörlüğü ve Barış Kuvvetlerinin varlığının öneminin altını çizdi. “Kim derdi Ukrayna’da bunlar yaşanacak, gün gele burada da olabilir.” uyarısında bulunan Tatar, “Türkiye çıkarsa, Türk askeri giderse işte o zaman kimse buralara gelemez. O nedenle ordunun varlığı ve garantörlük hem bizim, hem de Rumlar için güvencedir.” ifadelerine yer verdi.
