DAÜ’de protokol bilmecesi
Gözler Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne çevrildi. DAÜ VYK Başkanı Dr. Erdal Özcenk, sendikalarla uzlaşılacak anlaşma hazırlığında olduklarını söylese de, DAÜ-SEN ve DAÜ-Per-Sen eylem kartını masaya koydu
“Ortak hareket edilmeli”… DAÜ-SEN’den yapılan açıklamada DAÜ’deki sorunun çözümü için ortak akıl, uzlaşı ve ortak hareketin yegane yol olduğuna dikkat çekilerek, “İş kaçınılmaz noktaya gelindiğinde ülke tarihinin en büyük eylemlerini ve hatta grevini de yapabiliriz” uyarsında bulunuldu. Açıklamada Hükümetin, DAÜ Yönetiminin ve Sendikaların sorumluluk içerisinde hareket etmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
“Üyenin ‘hayır’ dediği protokole imza atmayız”… DAÜ-PER-SEN Başkanı Erdal Altun, yönetsel personel adına kaosun kapıda olduğunu söyleyerek bir açılım yapılmaz ve hükümet tarafından üniversite yönetimine destek verilmezse çok ciddi eylemlere başvuracaklarını ifade etti. Altun, üyelerinin “hayır” dediği hiçbir protokolü sendika olarak kabul etmeyeceğinin altını çizdi.
“Uzlaşıya geldik, son noktadayız”… DAÜ VYK Başkanı Dr. Erdal Özcenk ise, hükümet tarafı olarak protokolü sendikaların kabul edeceği şekle getirmek için çalıştıklarını belirterek “uzlaşıya geldik, son noktadayız” dedi. Özcenk, en geç pazartesi gününe kadar protokol taslağını üyelerine oylatmaları için sendikalara göndereceklerini açıkladı.
“HP’yi nasıl ödeyeceğiz?”… Özcenk, protokol dışında önemli bir soruna daha dikkat çekti. Maliye Bakanı’nın ocak ayı hayat pahalılığının yüzde 48,5 olacağı yönündeki açıklamasının kendilerini kara kara düşündürdüğünü söyleyerek, bu rakamı nasıl ödeyeceklerini düşündüklerini söyledi. Özcenk, hem iç, hem de dış borçlanmanın gerekliliğini ortaya koydu.
Cemre CEMALİ
Doğu Akdeniz Üniversitesi’ndeki (DAÜ) mali krizin çözümü için “çare” olarak görülen protokolün taslağını Vakıf Yöneticiler Kurulu (VYK) en geç pazartesi günü sendikalara göndermek üzere hazırlıklarını yapıyor.
“İç borçlanma” adı altında yapılan maaş kesintilerine karşı olan ve konuyu yargıya taşıyan DAÜ Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) ve DAÜ Personel Sendikası (DAÜ-Per-Sen) uzlaşı çağrısı yaparken, eylem seçeneğini de hatırlattı.
Konu ile ilgili KIBRIS’a konuşan DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu (VYK) Başkanı Dr. Erdal Özcenk, “uzlaşıya geldik, son noktadayız” diyerek hükümet tarafı olarak protokolü sendikaların kabul edeceği şekle getirmeye hazırlandıklarını ve en geç pazartesi gününe kadar protokol taslağını üyelerine oylatmaları için sendikalara göndereceklerini açıkladı.
DAÜ-Per-Sen Başkanı Erdal Altun ise, kaosun kapıda olduğunu ve açılım yapılarak hükümet tarafından destek verilmezse çok ciddi eylemlere başvuracaklarını ifade ederek üyelerinin “hayır” dediği hiçbir protokolü sendika olarak kabul etmeyeceğini belirtti.
DAÜ-SEN de yaptığı basın açıklamasında, “en büyük grevi de yapsak, yaşadığımız mali krizin çözümü yine uzlaşı masasında tarafların uzlaşısıyla gelecektir. Dolayısıyla en akılcı olan yaklaşım, mahkemelere, eylemlere, grevlere gerek kalmadan sorunları uzlaşı masasında vaktinde çözmektir” ifadelerini kullandı.
DAÜ-SEN: Mali krizin çözümü uzlaşı masasında gelecektir
DAÜ-SEN, üniversitede yaşanan sorunların çözümü için “diyalog ve uzlaşı” çağrısı yaptı, eylem ve grev uyarısında bulundu.
DAÜ-SEN’den yapılan yazılı açıklamada, 2023 Temmuz ayından beridir DAÜ yönetiminin, tek taraflı olarak çalışanın rızasını almadan “iç borçlanma” adı altında yaptığı maaş kesintilerinin, yasalara, tüzüğe ve Toplu İş Sözleşmesi’ne (TİS) aykırı olduğunu kaydetti.
Bundan dolayı DAÜ-SEN, DAÜ PER-SEN ve DAÜ BİR-SEN’in çeşitli davalar açtığı belirtilen açıklamada, TİS’e aykırılık ve alacak davaları olarak devam etmekte olan yargı süreçlerinin aralık ayında veya ocak ayında sonuçlanacağı ifade edildi ve şunlar kaydedildi:
“Bu davalar büyük oranda kazanılacaktır, çünkü ihlaller açık ve nettir. Ancak davaların kazanılması mali sorunun çözümünü doğrudan getirmeyecektir ve sorunların çözümü için tarafların uzlaşı ihtiyacı devam edecektir. DAÜ-SEN olarak sorunların çözümü için öncelikli olarak her zaman diyalog ve uzlaşı süreçlerini tercih ettik. Diyalogun sonuç vermediği noktalarda dava da açtık, eylem de yaptık. Bundan sonra da diyalog süreçlerinin tıkandığı noktalarda dava açmak, eylem yapmak kaçınılmaz bir sendikal yöntem olarak önümüzde olacaktır. Kaçınılmaz noktaya gelindiğinde ülke tarihinin en büyük eylemlerini ve hatta grevini yapabiliriz.”
DAÜ-SEN olarak daha önce de eylem ve grevler yaptıklarını anımsatarak, “Bundan sonra da yapmaktan çekinmeyiz. Ancak bilmeliyiz ki, en büyük grevi de yapsak, yaşadığımız mali krizin çözümü yine uzlaşı masasında tarafların uzlaşısıyla gelecektir. Dolayısıyla en akılcı olan yaklaşım, mahkemelere, eylemlere, grevlere gerek kalmadan sorunları uzlaşı masasında vaktinde çözmektir. Bunun için Hükümetin de, DAÜ Yönetiminin de, Sendikaların da sorumluluk içerisinde hareket etmesi şarttır” denildi.
Yaşanan görev değişiminden sonra DAÜ Rektörlüğünün de üzerine düşeni yaparak, akılcı ve vaktinde çözüm için hükümetin adım atması gerektiğinin bilinci içerisinde olması gerektiğine inandıklarını ifade edilen DAÜ-SEN açıklamasında şunlara dikkat çekildi:
“Hükümetin de kararlı ve samimi olması durumunda DAÜ’de mali krizin çözümü için hazırlanan Protokol imzalanacak ve uygulanacak noktaya gelecektir. Bugüne kadar çok zaman kaybettik ve bundan kurum olarak, çalışanlar olarak ve nihayetinde toplum olarak çok zarar gördük. Daha büyük zararların oluşmasını ve geri dönülemez noktalara gidilmesini bir an önce engellemeliyiz. Bu noktada, en büyük yetki de sorumluluk da hükümettedir. DAÜ-SEN olarak bir kez daha tarafları uyarmak istiyoruz: Ortak akıl, uzlaşı ve ortak hareket, sorunun çözümü için yegane yoldur. DAÜ Toplumun bize emanetidir, bu emanete hep beraber sahip çıkmalıyız. Başarı için tüm tarafların sorumluluğunu tam olarak yerine getirmesi ve süreçte etkin olması şarttır.”
DAÜ-Per-Sen Başkanı Altun: Hükümet üniversiteye sahip çıkmadı
DAÜ-Per-Sen Başkanı Erdal Altun, temsil ettikleri işçi ve memur kitlesinin maaşlarının düşük olduğunu ve bu kişilerin her gün yapılan zamlar karşısında çaresiz kaldıklarını ifade ederek “bir tedbir alınacaksa hükümet elini taşın altına koymalıdır” diyerek hükümetin üniversiteye sahip çıkması gerektiğini kaydetti.
Protokolle ilgili bazı küçük açılımların yapılacağı yönünde duyumlar aldıklarını söyleyen Altun, bu açılımların nasıl olacağını bilmediklerine vurgu yaptı.
Hükümetin bazı kurumların borcunu sildiğini iddia eden Altun, üniversiteye herhangi bir mali yardımın söz konusu olmadığını hatta borçlanmasına dahi izin verilmediğini belirtti. Altun, “13. Maaşlar bile şu anda pazarlık konusu haline geldi. Hükümet havaalanını yapan şirketin 59 milyon Euro vergi borcunu affedebiliyor ancak gözbebeğimiz olan uluslar arası tanınırlığı olan bilim yuvamız için toplumda “işe yaramaz bir kurum algısı” yaratmaya başladılar. DAÜ bu sıkıntıları aşabilir ancak borçlanarak yürütülmesine dahi izin verilmiyor sıkıntı buradadır” dedi.
“Emekliliği gelen personel ayrılıyor”
18 bin 100 TL ile 30-32 bin TL maaş alan 350-400 personel olduğunu belirten Altun, yönetsel personelle ile ilgili yaşanan son gelişmeler hakkında bilgi verdi.
Altun, emeklilik hakkını kazanan birçok yönetsel personelin hayat pahalılıklarını ve 13. Maaşını alamama endişesi içinde olduğunu ve emekliliğe başvurduğunu söyleyerek “mevcut hayat pahalılığında yaşam sıkıntısı yaşarken hayat pahalılığını alamama, 13. Maaşı alama tedirginliği nedeniyle emekliliği gelen personeller birkaç gündür sürekli emekli olmayı tercih ediyorlar. Bu ay emekliliğe başvuran 30 kişi oldu” şeklinde konuştu.
Bu durumun yetkin eleman sıkıntısı yaşanmasına neden olduğunun altını çizen Altun, üniversitenin döndürülebilmesi için tecrübeli personele ihtiyaç varken; aksine bakım onarım bahçe işlerini yürütebilecek işçi personelin ocak ayında uygulanacak olan hayat pahalılığının verilmeyeceğini düşündüğünü için 3’te 1 oranına düştüğünü açıkladı.
“Yakında kalifiyeli işçi personel bulunamayacak”
Altun, “Çok yakın zamanda bu kaostan dolayı üniversitede kalifiyeli işçi personel bulunamayacak” diyerek bunun sebebinin üniversiteye katkı yapılmaması olduğunu kaydetti.
‘Çok yüksek maaş alıyorlar’ algısının aksine işçi ve memur olan DAÜ emekçilerinin maaşlarının devlet çalışanlarından daha düşük seviyede olduğunun altını çizen Altun, “Ben 30 yıllık personelim devlet memuru olan eşimden çok daha düşük maaş alıyorum” diyerek hükümete üniversiteyi yıpratmaktan vazgeçmeleri için çağrıda bulundu.
“Kaos kapıda”
Altun, yönetsel personel adına kaosun kapıda olduğunu açıklayarak bir açılım yapılmaz ve hükümet tarafından destek verilmezse çok ciddi eylemlere başvuracaklarını ifade etti.
Protokol taslağı önlerine geldiğinde DAÜ-PER-SEN olarak protokolü nasıl karşılayacakları ile ilgili de bilgi veren Altun, şu şartlarda DAÜ-PER-SEN üyelerinin bu protokolü kabul etmesini mümkün görmediğini söyledi.
Altun, üyelerinin “hayır” dediği hiçbir protokolü sendika olarak kabul etmeyeceğinin altını çizerek protokolün üyeleri tarafından kabul görmesi için beklentilerini açıkladı:
“Normalde kabul edilecek bir durum değil ancak şartların zorluğu göz önünde bulundurularak çalışanın onay vereceği şeklini yaratabilirlerse olabilir. Hayat pahalılığının uygulanacağı veya ne kadar verileceği tespit edilebilir. 13. Maaşların da taksitlendirilmesi sunulabilir. Uzlaşılacak bir noktada ise o şekilde konuşabiliriz. Mevcut şekliyle protokol hiçbir şekilde kabul edilebilir değildir.”
VYK Başkanı Özcenk: Protokol belli bir noktaya geldi
DAÜ VYK Başkanı Dr. Erdal Özcenk, üniversitede örgütlü sendikalarla görüştüklerini ve protokolü belli bir noktaya getirdiklerini ifade ederek, en geç pazartesi gününe kadar protokol taslağını üyelerine oylatmaları için sendikalara göndereceklerini açıkladı.
Özcenk, hükümet tarafı olarak VYK’nın protokolü sendikaların kabul edeceği şekle getirmeye hazırlandıklarını belirterek, “uzlaşıya geldik, son noktadayız” dedi.
“Anlaşacağımız noktasında bir işaret aldık”
DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara ile konuştuğunu kaydeden Özcenk, “protokolde ufak tefek pürüzler vardı, onları hallettik. Geçenlerde Ercan bey ile de konuştuk sanırım onaylayacaklar. 16 Kasım’da görüşmemiz var hükümetin de kabul etmesini sağlayacağız inşallah. Anlaşacağımız noktasında bir işaret aldık. Her şey yolunda gidiyor” vurgusu yaptı.
DAÜ-SEN’in “iç borçlanma” adı altında yapılan maaş kesintilerinin, yasalara, tüzüğe ve Toplu İş Sözleşmesi’ne (TİS) aykırı olduğuna yönelik açıklamasını değerlendiren Özcenk “Protokolü TİS sözleşmesi olmadan yaptık odur uygun olmayan. Protokol ve TİS imzalanırsa daha uygun hale gelecek diyorlar. Protokolün hazırlanma sürecini hızlandırmak için bu açıklamayı yaptıklarını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Tüzük ve yönetmenlikleri bakanlığa gönderdiklerini, Başbakan ile de konuştuklarını söyleyen Özcenk, en erken zamanda değişikliklerin geçirileceği yönünde bilgilendirildiklerini açıkladı.
Özcenk, şahısların kendi sözleşmeleri ile ilgili bireysel dava açabileceğini kaydederek, ancak üniversitenin durumunu bildikleri için böyle bir duruma kalkışmayacaklarını düşündüğünü belirtti.
“Yüzde 48 zammı nasıl vereceğimizi düşünüyoruz”
Üniversiteyi kurtarmak için herkesin elini taşın altına koyacağının altını çizen Özcenk, geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanı Özdemir Berova’nın ocak ayı hayat pahalılığının % 48,5 olacağı yönündeki açıklamasının kendilerini kara kara düşündürdüğünü açıkladı.
Özcenk, “Enflasyonu düşünün yüzde 48 zam gelecek diyor Maliye Bakanı. Biz bunu nasıl vereceğimizi kara kara düşünüyoruz” diyerek öğrenci ücretlerini yeniden hesapladıklarını ancak yeni fiyatların önümüzdeki yılın ekim ayında belli olacağını kaydetti. Yeni ücretler belli olmadan çalışanın maşına yüzde 48 zam gelmesi halinde bunu ödemekte sıkıntı çekeceklerini ifade eden Özcenk, şöyle devam etti:
“Önümüzdeki ekim ayına kadar gerek iç borçlanma gerekse de dış borçlanma yaparak halledeceğiz. Bu arada da üniversitenin tanıtımı için daha aktif olacağız. 3. Ülkelere tanıtımı daha iyi yaparak daha fazla öğrenci getireceğiz. Öğrenci ücretlerini de Tüfe’ye göre yeniden düzenleyeceğiz.”