Katıldığı bir ‘yüzleşme’ programına konuk olan Serdar Denktaş, çocukluk ve gençlik günlerine değindi
Klinik psikologlar Deniz Erkal ve Selen Üstüner’in sunduğu Yüzleşme programına konuk olan Serdar Denktaş, çocukluk, gençlik günleri hakkında konuştu.
Babasının hep davasının peşinde olduğunu bu yüzden çok fazla anı birliktiremediklerini aktaran Denktaş, babası için “ama evde birlikte olduğumuz zamanlarda herkesin sığınacak limanıydı.” Şeklinde konuştu.
Uzun uzun ailesinden bahseden Denktaş, annesinin her yükü sırtladığını belirtirken, en zor günlerini ağabeyi Raif Denktaşı kaybettikten sonra yaşadığını söyledi.
Babasından göremediklerini kendi çocuklarına da gösteremediğini vurgulayan Denktaş, “Babam gibi bir babayım” şeklinde konuştu.
“TARİHE HAPSOLARAK GELECEK KURAMAYIZ”
Klinik psikologlar Deniz Erkal ve Selen Üstüner’in sunduğu Yüzleşme programına konuk olan Serdar Denktaş, artık tarihe hapsolarak bir gelecek kurulamayacağını söyledi. Programda çocukluk ve gençlik günlerini anlatan Denktaş, “Babam Rauf Denktaş’tan da ağabeyim Raif Denktaş’tan da öğrendiğim çok şey var. Fakat benim kendi zamanıma has, kendi düşüncelerime has bir vizyonum var. Refah seviyesi yüksek ve mutlu olduğumuz bir ülke hayal ediyorum ve bunun için çalışacağım. Rum tarafına ayrı bir demokrasi, ayrı bir irade ve ayrı bir egemenliğimizin olduğunu göstermemiz gerekiyor. Bunun için de Kıbrıslı Türk kimliğimize sahip çıkmalıyız, devletimize sahip çıkmalıyız” diye konuştu.
“RAİF’İN YOLUNDAN YÜRÜMEYE SÖZ VERDİM”
Çocukluk ve gençlik günleri hakkında konuştu. Babasıyla çok fazla anı biriktiremediğini söyleyen Denktaş, “Babam hep davasının peşindeydi. Haliyle bizlere çok fazla zaman ayıramıyordu. Ama evde birlikte olduğumuz zamanlarda herkesin sığınacak limanıydı.” dedi. Denktaş, ailenin bütün yükünün annesi Aydın Hanım’da ve ağabeyi Raif Denktaş’ta olduğunu anlatırken, annesinin bir yandan da babalık görevi üstlendiğini söyledi. Hayatlarının en zor günlerinin ağabeyi Raif Denktaş’ın vefatının ardından yaşandığını söyleyen Denktaş, “Raif ağabeyim geçirdiği kaza sonrası hastanede yatarken, babam sadece Kur’an okudu, annem ise aldığı iğnelerden kendine gelemezdi. Ben ise hep ağabeyimin yanındaydım. Üç gün onunla konuştum ve son nefesinde de onun yolundan yürüyeceğime söz verdim” dedi.
“BABAM GİBİ BİR BABAYIM”
Babasından göremediklerini, kendi çocuklarına da gösteremediğini söyleyen Denktaş, kendisinin de hep memleket meseleleriyle meşgul olduğunu, gerektiği kadar çocuklarıyla vakit geçiremediğini söyledi. Fakat buna karşılık, çok daha iyi bir dede olduğunu belirtti. Denktaş, “Günün sonunda ben çocuklarım büyürken yanlarında olamadım ama her biriyle övünüyorum. En nihayetinde günün birinde onlar söyleyecek nasıl bir baba, nasıl bir dede olduğumu” dedi.
