Ev İçi Şiddet Yasası şart!
Sevgilisinden şiddet gören kadın, hakkını mahkemede aradı. Yasalar çerçevesinde şiddetin cezası sadece 20 bin TL olunca mağdur kadın buna isyan etti.
Hapse girse emsal olurdu… Sevgilisinden gördüğü şiddetin yasalar tahtında sadece 20 bin TL ile cezalandırılmasına isyan eden Ayşe Serbest, “Cezalar daha fazla ağırlaştırılmalı, ben hapis cezası alacağını düşünmüştüm ne yazık ki olmadı! Hapis cezası verilseydi emsal teşkil edecekti ve bundan sonra kimse bir kadına el kaldıramayacaktı.” dedi.
Yeterli ceza verilemiyor… KAYAD aktivisti Avukat Mine Atlı, ‘Ev İçi Şiddet Yasası’nın hayat bulması gerektiğine dikkat çekiyor. Kanun uygulayıcılarının, yasanın geçmemesi nedeniyle yeterli cezayı veremediğine vurgu yapan Atlı, bu durumun şiddet uygulayıcısı tarafından da bilindiğini ve çok daha rahat suç işleyebildiğini belirtti.
Elif ŞEN ÇATAL / Cemre CEMALİ
Sevgilisinden şiddet gördüğü için polise şikayet eden Ayşe Serbest isimli talihsiz kadın, birçok şiddet mağduru gibi korkusundan şikayetini geri çekse de kamu davası dosyalandı. Kısa bir süre önce karar açıklandı ve şiddet gösteren kişinin 20 bin TL ceza ödemesi kararlaştırıldı.
Şiddete maruz kalan Ayşe Serbest, yasalardaki yetersizliğe adeta isyan etti. “Ben konuşmak istiyorum, yaşadıklarımı anlatmak istiyorum.” diyerek KIBRIS muhabirine ulaşan mağdur kadın “Cezalar daha fazla ağırlaştırılmalı, ben 3 – 6 ay da olsa hapis cezası alacağını düşünmüştüm ne yazık ki olmadı. Hapis cezası verilseydi emsal teşkil edecekti ve bundan sonra kimse bir kadına el kaldıramayacaktı.” ifadelerine yer verdi.
Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD) aktivisti Avukat Mine Atlı, ‘Ev İçi Şiddet Yasası’nın hayat bulması gerektiğine dikkat çekti. Kanun uygulayıcılarının, yasanın geçmemesi nedeniyle yeterli cezayı veremediğini söyleyen Atlı, bu durumun şiddet uygulayıcısı tarafından da bilindiğini ve çok daha rahat suç işleyebildiğini belirtti.
“Yıllarca şiddete sessiz kaldım”
Şiddet mağduru Ayşe Serbest, 6 yıllık birlikteliğinde birinci yıldan sonra erkek arkadaşından şiddet görmeye başladığını söyleyerek bu şiddete yıllarca sesiz kalmak zorunda kaldığını ifade etti.
Serbest, maruz kaldığı şiddeti şu sözlerle anlattı:
“Ne zaman şikâyet etmeye kalksam ‘benim burada çevrem var, bana bir şey olmaz. Seni ve çocuklarını bu ülkeden attırırım’ diyerek beni tehdit ederdi. Ben çok sustum ama 5. yılın sonunda en son yine sözlü olarak başladığı şiddeti darpla sonlandırdı, birçok yerimde ezik ve morluklar oluştu. Ben de hem darp raporu aldım hem de beni dövdüğünü kabul ettiğine dair ses kayıtları vardı elimde dava açtım. Bu kez de şikâyetimi geri çekmem için tehdit etmeye devam etti. Ben de korkumdan geri çektim ama bu kez de kadına şiddet olduğu için devlet bu konunun peşini bırakmadı, kamu davasına döndü. Dava duruşmaları devam etti kendisi hep yaptıklarını inkâr ederek mahkemeyi 1 yıl oyaladı. Geçtiğimiz günlerde duruşmamız vardı aylarca reddettiği suçlamaları bu kez kabul etti ve mahkemenin ona verdiği ceza sadece 20 bin TL para cezası oldu. Bu davanın Yüksek Mahkemeye taşınmasını istiyorum.”
“Kadına şiddet bu kadar ucuz olmamalıydı”
Serbest, “Kadına şiddet bu kadar ucuz olmamalıydı.” diyerek mahkemenin verdiği cezaya tepki gösterdi.
Şiddet gören tehdit alan kadınların birçok nedenle korktuğu için polise başvurarak şikâyette bulunamadığına dikkat çeken Serbest, “ben daha önce başka bir adreste oturuyordum geç saatlerde evimin önünden geçtiğini görüyordum. İzimi kaybettirmek için evimi değiştirmek zorunda kaldım. Bu zor şartlarda 7 bin TL kira öderken şimdi yeni ev için 550 sterlin kira ödüyorum. Hem maddi hem manevi olarak hayatımı mahvetti.” dedi.
Şiddet mağduru Serbest, dava sonucunda verilen para cezasının ‘ödül’ niteliğinde olduğunun altını çizerek yetkililere seslendi:
“Lütfen kadınlara sahip çıkın, ben o kadar olaydan sonra cesaretimi toplayıp gittim ve şikayet ettim ancak sesini çıkaramayan kadınlar var. Ben sustum çok pişmanım keşke tehditlerini umursamasaydım ve daha önceden şikayetçi olsaydım. Cezalar daha fazla ağırlaştırılmalı, ben 3 ay 6 ay da olsa hapis cezası alacağını düşünmüştüm ne yazık ki olmadı. Hapis cezası verilseydi emsal teşkil edecekti ve bundan sonra kimse bir kadına el kaldıramayacaktı.”
KAYAD aktivisti Atlı: Yasa şart
Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD) aktivisti Avukat Mine Atlı, Ev İçi Şiddet Yasası’nın mutlaka hayat bulması gerektiğine vurgu yaptı.
Atlı, KAYAD’ın, Eğitim Bakanlığı ile bir protokol imzaladığını, protokole göre okullarda ev içi şiddet eğitimleri verileceğini ancak protokolün hiçbir gerekçe sunulmadan tek taraflı feshedildiğini söyledi. Atlı, “Pilot okullarımızdan biri de cinayete kurban giden Zehie Helin Reesur’un eğitim gördüğü okuldu. Biz, o çocukla temas edebilirdik; belki bizim anlattıklarımızdan kendi yaşadıklarını fark etmesini sağlayabilirdik. Yardım talep edebilirdi.” dedi. Atlı, bu nedenle toplumda infial yaratan bu cinayetin önüne geçilebilme ihtimalinin yok olduğunu dile getirdi.
İlgili yasanın bir an önce meclisten geçmesini beklediklerini belirten Atlı, “Bu yasa geçmediği sürece cezaların uygulanması noktasında caydırıcı, insanların iki kez düşünmesini sağlayan hiçbir mevzuat yürürlükte yok.” şeklinde konuştu.
“Yansıyan sadece buzdağının görünen yüzü”
Fiziksel ve cinsel şiddetin ev içi şiddette son nokta olduğuna dikkat çeken Atlı, fiziksel ve cinsel şiddet öncesinde kadının mutlaka psikolojik, ekonomik ve sözlü şiddete maruz kaldığını ifade etti. Tüm bunların yanı sıra çocukların da kadına şiddet konularında kullanıldığını anlatan Atlı, adli vakalarda kamuoyuna duyurulan vakaların, yaşananların sadece buz dağının görünen yüzü olduğunu kaydetti.
“Devletin, yetkililerin, ev içi şiddetle ilgili sıfır tolerans politikası uygulaması gerekmektedir.” diyen Atlı, bunun da Ev İçi Şiddet Yasası’nın yürürlüğe girmesinde geçtiğini vurguladı. Herhangi bir nedenden yolda tartışıp, birbirini darp eden iki erkekle, ev içinde eşini darp eden bir erkeğin alacağı cezanın mevzuatta aynı olacağına dikkat çeken Atlı, şiddet uygulayıcısının alacağı cezayı umursamadığını savundu.
“Ne ceza alırım diye soruyorlar”
Şiddet uygulayıcısının zaman zaman avukatlara giderek ne kadar ceza alacağını sorduğunu, bunu da göze aldığını anlatan Atlı, alınacak cezanın birkaç ay olduğunu belirtti.
Ülkede kadına karşı şiddet karşısında caydırıcı cezaların uygulamaya geçmesinin önemine işaret eden Atlı, teminatla serbest bırakılmanın da olumsuz tarafları olduğunu bildirdi.
Teminat karşılığında serbest bırakılan kişilerin kadın üzerindeki baskılarının arttığına dikkat çeken Atlı, öte yandan aile ve yakınların da kadına baskı yapması nedeniyle şiddet mağduru kadının şikayetini geri çekmek zorunda kaldığını ifade etti. Atlı, bu durumun da mevzuatta alınan cezaya etki ettiğini kaydetti.
Ev İçi Şiddet Yasası’yla ilgili hükümet edenlerin yanı sıra muhalefetin de yeterli önemi göstermediğini söyleyen Atlı, bir an önce harekete geçilmesi için çağrıda bulundu.