Geleceğin şefleri göğsümüzü kabarttı
İstanbul’da yapılan 20. Uluslararası Gastronomi Festivali’nde yarışan Haydarpaşa Ticaret Lisesi öğrencileri 8 altın, 4 gümüş ve 3 bronz madalya kazanmayı başardı
“Ara eleman değil, aranan eleman yetiştiriyoruz”… Haydarpaşa Ticaret Lisesi Okul Müdürü Meltem Adalı, “Biz buradayız ve gastronomi alanında harika çocuklar yetiştiriyoruz. Sektörün bizi daha çok fark etmesi, daha çok katkı koyması, öğrencilerimizi desteklemesini istiyoruz” diyerek ‘ara eleman’ değil, aranan eleman yetiştirdiklerini ifade etti.
“Bütün dünyaya göstermek istiyorum”… Pizza ve tatlı tabağı dalında 2 altın madalya kazanan Haydarpaşa Ticaret Lisesi son sınıf öğrencisi Niyazi Can İlan,“Gelecekte gastronomi alanında kendimi geliştirebileceğimi düşünüyorum. Kıbrıs’ın sayılı şeflerinden olmak istiyorum. Hatta bunu yurt dışına da taşıyarak Kıbrıs’ta meslek lisesinden çıkışlı birinin başarabileceğini bütün dünyaya göstermek istiyorum” vurgusu yaptı.
Dilem Konaç iş teklifi aldı… Hem bireysel, hem de ekip olarak 2 ayrı kategoride yarışan ve 2 ayrı madalya kazanan Dilem Konaç, “Antalya’dan gelen bir şef, makarna tabağımı tadımladı ve ‘Tabağını başarılı buldum. Bu yarışmada şimdiye kadar böyle desenli aviyole hiç görmedim. Seninle çalışmak isterdim. Okulun bitince lütfen bana ulaş’ dedi ve kartını verdi” ifadelerine yer verdi.
Cemre CEMALİ
İstanbul Tuzla’da 13-16 Aralık 2023 tarihlerinde düzenlenen 20. Uluslararası Gastronomi Festivali’nde yarışan Haydarpaşa Ticaret Lisesi öğrencileri gururumuz oldu. Öğrenciler, festivalden, 8 altın, 4 gümüş ve 3 bronz madalya ile geri döndü.
Ülkemizde lise kategorisinde yarışmaya katılan tek okul olan Haydarpaşa Ticaret Lisesi’nin müdürü ve madalya alan öğrencileri, yarışma öncesindeki hazırlık serüvenlerini, yarışma anında yaşadıklarını ve ileriye yönelik hedeflerini KIBRIS’a anlattı.
Haydarpaşa Ticaret Lisesi Müdürü Meltem Adalı, geçen yıldan farklı olarak bu yıl hem daha fazla dalda yarıştıklarını, hem de takım olarak yarışmaya katıldıklarını ifade ederek, geçen sene 4 altın, 2 gümüş, 1 bronz madalya, bu yıl ise 8 altın, 4 gümüş ve 3 bronz madalya kazandıklarını söyledi.
Pizza ve tatlı tabağı dalında yarışan ve 2 altın madalya kazanan Haydarpaşa Ticaret Lisesi Mutfak Bölümü son sınıf öğrencisi Niyazi Can İlan, “Kıbrıs’ın sayılı şeflerinden olmak istiyorum. Hatta bunu, yurtdışına da taşıyarak Kıbrıs’ta meslek lisesinden çıkışlı birinin başardığını ve başarabileceğini bütün dünyaya göstermek istiyorum” dedi.
Hem bireysel, hem de ekip olarak 2 ayrı kategoride yarışan ve 2 ayrı madalya kazanan Haydarpaşa Ticaret Lisesi son sınıf öğrencisi Dilem Konaç, ekip yarışmasında tatlı tabağını hazırladığını, bireysel olarak da makarna tabağı dalında yarıştığını belirtti. Konaç, makarna tabağını tadımlayan Antalyalı bir şefin ‘tabağını başarılı buldum. Bu yarışmada şimdiye kadar böyle desenli aviyole hiç görmedim. Seninle çalışmak isterim. Okulun bitince lütfen bana ulaş’ dediğini ve kendisine kartını verdiğini kaydetti.
Adalı: Geçen yılki başarılarımızı katlayarak geri döndük
Haydarpaşa Ticaret Lisesi Müdürü Meltem Adalı, geçen sene de okul olarak gastronomi festivaline katıldıklarını ifade ederek, o ortamı öğrencilerin görmesi ve tecrübe sahibi olması adına bu yıl daha güzel hazırlıklar yaparak yarışmaya yeniden katıldıklarını belirtti.
- Uluslararası Gastronomi Festivali’nin 30 ülkeden bin 570 katılımcının olduğu bir yarışma olduğunu söyleyen Adalı, Haydarpaşa Ticaret Lisesi olarak bu yılki yarışmada geçen yılki başarılarını katlayarak geri döndüklerini vurguladı.
“8 altın, 4 gümüş ve 3 bronz madalya kazandık”
Adalı, geçen sene 4 altın, 2 gümüş, 1 bronz madalya kazandıklarını, bu yıl ise 8 altın, 4 gümüş ve 3 bronz madalya ile geri geldiklerini belirterek, bu yıl geçen yıldan farklı olarak hem takım olarak da yarışmaya katıldıklarını, hem de daha fazla dalda yarıştıklarını ifade etti.
Bu yıl ana yemek, tatlı tabağı, makarna ve pizza dallarında yarışmaya katıldıklarını söyleyen Adalı, “10 öğrencimiz, 3 öğretmenimiz ve okul müdürü olarak ben de yarışmaya gittim. Başarılarımıza başarı kattık. Bunun gururu ve mutluluğunu yaşıyoruz” vurgusu yaptı.
Adalı, bu yarışmanın gastronomi alanında mesleğini devam ettirecek öğrenciler için inanılmaz bir tecrübe olduğuna işaret ederek, yarışmaya nasıl hazırlandıklarını şöyle anlattı:
“Haftanın 1 günü okul, 4 gün staj”
“Okulumuzda 2 tane profesyonel mutfak var ki şu anda turizm uygulama otelimiz tadilatta, ona rağmen alt kat mutfağımızda çocuklarımıza yer açtık, ortam ayarladık. Öğretmenleri de destek oldu. Çok güzel hazırlanarak gittik. Hazırlıkların ürününü de aldık. Ciddi bir hazırlık sürecinden geçtik. Öğrencilerimizle toplantılar yaptık, hangi menülerle katılacağımızı belirledik.
Çocuklar, haftanın 1 günü okula, 4 günü de staja gidiyor. Belli zamanlarda okulda öğretmenleri ile hazırlanıp, yarışmaya çalışmaları gerekiyordu. Staja giden öğrencileri işyerlerinden almak çok kolay değildi ancak çok güzel staj yerleri vardı, çok büyük destekleri oldu izinleri aldık. Öğleden sonraları çocuklar buraya gelip gece gündüz çalıştı, evlerinde de çalıştı. Çünkü yarışmada yapacakları menüleri, onlara verilen süre içerisinde çıkarmaları gerekiyordu. Çocuklar staj yerlerinde de tecrübe elde ettiler. Bu nedenle staj için öğrencilerimizi gönderdiğimiz yerler çok önemlidir”.
Adalı, bazı otellerin, meslek liselerinin eğitimini bilmediğinden çok fazla stajyer öğrenci kabul etmediğini, bu nedenle de bunun eksikliklerini ve zorluklarını yaşadıklarına dikkat çekerek, sektörden daha çok destek beklediklerinin altını çizdi.
“Ara eleman değil, aranan eleman yetiştiriyoruz”
Sektörle daha çok iç içe olmak istediklerini anlatan Adalı, şöyle devam etti:
“Eskiden ‘ara elemandı’ ya, bizler burada ara eleman değil aranan eleman yetiştiriyoruz. Gönül ister ki 5 yıldızlı otellerde öğrencilerimiz her yönden daha çok tecrübe edip kendilerini geliştirsinler. Biz buradayız ve gastronomi alanında harika çocuklar yetiştiriyoruz. Sektörün bizi daha çok fark etmesi ve daha çok katkı koyması, öğrencilerimizi desteklemesini istiyoruz. Yanlarımızdalar, fakat bu katkının daha çok artması gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle de staj konusunda 5 yıldızlı otellerin bizlere kapısını daha çok açmasını, 1 öğrenci değil de 3-4 öğrenci alabilmeleri bizleri çok mutlu eder. Sadece bu yönde sıkıntılarımız var ama bu başarıların ardından bunun değişeceği inancındayım”.
‘Mezun olun gelin, sizleri bekliyoruz’ diyen şefler ve oteller oldu
Adalı, başarıların artması ve devam etmesi için ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerini ve seneye de yarışmaya yeniden katılmayı hedeflediklerini ifade ederek, “Yarışma sonunda elde ettiğimiz başarıların ardından Türkiye’den öyle güzel iş teklifleri aldılar ki, ‘mezun olun gelin, sizleri bekliyoruz’ diyen 5 yıldızlı oteller ve çok ünlü şefler oldu” dedi.
Yarışmaya katılmanın maddi boyutunun biraz yüksek olduğunu, bu nedenle de sponsor olmadan bu yarışmalara katılmanın çok zor olduğunu ifade eden Adalı, “Sponsorlarımıza teşekkür ederiz. Çok güzel destekler, maddi katkılar alarak katıldık bu yarışmaya. Bu yıl ülkemizden yarışmaya katılan başka meslek lisesi yoktu” şeklinde konuştu.
Son sınıf öğrencisi Niyazi Can İlan yarışmada iki altın madalya kazanmayı başardı
Pizza ve tatlı onun işi
Haydarpaşa Ticaret Lisesi Mutfak Bölümü’nde son sınıf öğrencisi olan Niyazi Can İlan, geçen seneki tecrübesine dayanarak bu sene 2 dalda yarışmaya girmeyi tercih ettiğini belirterek, bu seneki yarışmada pizza dalında ve tatlı tabağı dalında yarışarak 2 altın madalya kazandığını açıkladı.
İlan, geçen seneki yarışmada 1 madalya alırken şimdi 2 madalya ile ülkeye döndüğünü ifade ederek, yemek yaparken kullanacakları bütün eşyaları yanlarında götürdüklerini, bunun için valiz hazırladıklarını söyledi.
En önemli şeyin eşya hazırlama süreci olduğunu kaydeden İlan, “Herhangi bir eşyayı unutursak yarışma esnasında bulamayabilirdik, bunun için çok ciddi kontroller yaptık. Ben farklı dalda yarıştığım için eşyalarımı hazırlarken ekstra bir hazırlık sürecim oldu” dedi.
“Pizzamda talar peyniri ve köy hellimi kullandım”
İlan, yarışmada karidesli bir pizza yaptığını belirterek, hem kültürünü yansıtmak, hem de diğerlerinden farklı bir vizyon yaratmak için pizzanın içerisinde talar peyniri ve köy hellimi kullandığını ifade etti.
Köy hellimi, talar peyniri, un gibi malzemeleri buradan götürdüğünü, karides bozulan bir ürün olduğu için onu İstanbul’dan aldıklarını söyleyen İlan, en büyük sıkıntılardan birinin de buradan giderken yanlarında eşya götürmek olduğunu kaydetti.
İlan, yarışma anında yaşadığı bir sıkıntıdan kriz yönetimi uygulayarak nasıl başa çıktığını da şöyle anlattı:
“Pizzamda teknik bir sıkıntı olmuştu. Pizzamı yapıp malzemesini koydum ama altını unlamayı unutmuştum, o pizza mahvolmuştu. Son 10 dakikam vardı ve staj yerlerinde öğrendiğimiz kriz yönetimini uyguladım. Tekrar hızlıca hamur açtım ve 10 dakikada pizzamı çıkarmayı başararak altınımı kazandım.
Baklavalı cheesecake
İlan, tatlıda da baklavayı çeşitlendirdiğini, cheesecake gibi bir kalıpta çıkarıp baklavalı cheesecake yaptığını belirterek “Yarışmaya hazırlanırken birçok kez denemeler yaptık. Tatlımı bayağı değiştirdik. İlk karar verdiğimize göre en az 5-6 kez aşamalardan geçmiş bir tatlı oldu” dedi.
Yarışmaya hazırlanırken nasıl bir süreçten geçtiğini anlatan İlan, hazırlık sürecinde haftanın 4 günü staja gittiğini, okuldaki uygulama oteli tadilatta olmasına rağmen sponsorların ve müdürlerinin destekleri ile birlikte gelip çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti.
“Kendim gibi olduğum yerdir mutfak”
İlan,“En kendim gibi olduğum yerdir mutfak. Zamanın nasıl akıp geçtiğini anlamam, mutfakta her şey eğlenceli geçiyor” diyerek, mutfakta olmanın kendisine nasıl hissettirdiğini de bu sözlerle ifade etti.
Staj yerlerinin de kendisini geliştirdiğine inandığını söyleyen İlan, gelecekle ilgili hedeflerini şöyle anlattı:
“Gelecekte gastronomi alanında kendimi geliştireceğimi düşünüyorum. Kıbrıs’ın sayılı şeflerinden olmak isterim. Hatta bunu yurtdışına da taşıyarak Kıbrıs’ta meslek lisesinden çıkışlı birinin başardığını ve başarabileceğini bütün dünyaya göstermek istiyorum”.
2 ayrı kategoride yarışıp 2 ayrı madalya kazanan Dilem Konaç’ı Antalyalı bir şeften iş teklifi aldı
“Okulunu bitir, yanıma gel”
Haydarpaşa Ticaret Lisesi son sınıf öğrencisi olan Dilem Konaç, bu sene 20’ncisi düzenlenen Gastronomi Festivali’ne ciddi hazırlıklar yaparak katıldıklarını ifade ederek, bu yıl 2 ayrı kategoride yarıştığını ve 2 ayrı madalya kazarak ülkesine geri döndüğünü açıkladı.
Konaç, birinci kategorinin 3 kişilik ekip yarışması olduğunu söyleyerek, “3 kişinin bulunduğu bir tezgâhtı, çok ciddi bir emek harcamak lazımdı. Ekip yarışmasında tabakların birbiri ile uyum içerisinde olması lazım. Başlangıç, ana yemek ve tatlı tabağı olarak bir sunum hazırladık. Tatlı tabağı bendeydi” dedi.
Tatlı tabağında çikolata galaj dolgulu bir kek yaptığını, teknik isteyen bir tabak olduğunu belirten Konaç, “Dökülmesi gereken ara plaka çikolataları vardı. Bunlar için belli çikolata markaları kullanılması lazımdı. Çikolata, krema gibi belli başlı ihtiyaçlarımı buradan götürdüm. Çünkü burada farklı bir marka ile çalıştığımda bile fark ettim ki tutmuyordu” dedi.
“Antalya’dan gelen bir şef bana iş teklif etti”
Konaç, makarna tabağında ise desenli bir aviyoli seçtiğini, iç dolgusunda karides ve hellim kullandığını ifade ederek, “Yapması çok zor, profesyonellik isteyen bir tabaktı. Çizgileri olan renkli bir aviyoliydi. Antalya’dan gelen bir şef, makarna tabağımı tadımladı ve ‘tabağını başarılı buldum. Bu yarışmada şimdiye kadar böyle desenli aviyole hiç görmedim. Seninle çalışmak isterdim. Okulun bitince lütfen bana ulaş’ dedi ve kartını verdi” dedi.
Yarışma için Türkiye’ye gittiklerinde alışveriş günü yaptıklarını ve eksik malzemelerini aldıklarını, bavullardan liste kontrolü yaptıklarını anlatan Konaç, şöyle devam etti:
“Ne yapacağınızı senaryo gibi kafanızda tekrar tekrar oynatmanız lazım. Uçaktan otele gidene kadar tek düşünce vardı kafamda, makarnamı nasıl yapacağım? Ne lazım? Tezgahıma önce ne koyacağım? gibi bir sıralama yaptım. Bunun sıralamasını yaptığınızda ve bu senaryoyu izlediğinizde başarısız olmak imkânsız. Hızlı ve pratik düşünce olmalı. Örneğin galaj dolgum tutmazsa nasıl çözümlerim? Kekim pişmezse nasıl toparlayabilirim? Gibi düşünerek hep bir şeyler ürettim”.
Konaç, ekip olarak birbirlerine hep destek olduklarını, en basitinden, o an kullanmayan arkadaşları ile bir tahta ya da tabak değişimi yaptıklarını ifade ederek, “mesela benim ellerim biraz fazla sıcaktır ısınmayan bir ortamda hamurları tepsiyle birlikte elime koydular sardık ve orda ben oturup hamurları mayaladım” dedi.
Yarışma anında yaşadığı bir sıkıntıyı nasıl aştığını anlatan Konaç, su ısıtıcını fişe taktığında tuşunun attığını bu nedenle streç parçası keserek o tuşu tutturduğunu, yarışma anında bir anda ısıtıcısının başkası tarafından alındığını, bunu fark ettiğinde hemen ocağa su koyduğunu belirtti.
“Mutfak benim için güvenli bir alan”
Konaç, “Mutfakta olmak benim hem kendimi kaybettiğim, hem de kendimi bulduğum bir yer. Güvenli bir alan, canım sıkıldığında, stresli olduğumda, çok mutlu olduğumda da mutfağa girerim. Mutfakta olmak, bana çok zevk veriyor” diyerek, ileride de bu alanda eğitimler almak istediğini açıkladı.
Üniversite eğitimini ülkesinde okuyarak belli eğitimler almak için yurtdışına gitmek istediğini söyleyen Konaç şöyle devam etti:
“Daha sonra ülkeme dönmek ve öğrendiklerimin eğitimini vermek istiyorum ki kimse buradan gitmek zorunda kalmasın. Alabildiğim kadar bilgi alacağım ve burada onlara sunacağım. Böylece benim aldığım eğitimi yurtdışında aramak yerine bana gelebilsinler, o eğitimlerden burada faydalansınlar”.
Konaç, geçen seneki yarışma deneyimlerinden ve o süreçte yaşadıklarının kendilerine tecrübe olduğunu ifade ederek, “Geçen sene kaldığımız otelden yarışma alanına giderken metro kullanmıştık. Yanımızda yarışmada kullanacağımız malzemelerin olduğu bavullarla birlikte 30 durak gitmek zorunda kalmıştık. Bu zorluğu geçen sene gördük, müdürümüz bu yıl bizim için çabaladı ve bizim için özel arabalar tuttular” şeklinde konuştu.