“Sporcu her zaman özgüven ister”
Uzman psikolog aynı zamanda bireysel ve takımsal spor psikoloğu Gözde Acaray, spor psikolojisi hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Ahmet ÖZYAŞAR
Ülkemizde son zamanlarda adını duymaya başladığımız spor psikolojisi, aslında dünya spor camiasında çok uzun yıllardır yer edinmiş ve bir kaç başlık altında çalışılan bir alandır. Başarıya ulaşan sporcuları incelediğiniz de ise tek etmenin fiziksel antrenman olmadığı görülmektedir. Psikolojiye olan ilgiyi spor tutkusuyla birleştiren spor psikologları, amatörlerden profesyonel sporculara kadar herkesin performansını destekler. Bu konu ile ilgili uzman psikolog aynı zamanda bireysel ve takımsal spor psikoloğu Gözde Acaray önemli açıklamalarda bulundu.
Uzman psikolog Gözde Acaray, psikolojinin insan davranışını ve zihnini inceleyen bir bilim dalı olduğunu spor psikolojisinin ise psikolojinin spor ve egzersiz sırasında performansı etkileyen psikolojik/zihinsel faktörleri araştırdığını ve bulguları bireysel ve takım performansını arttırmakta kullanıldığını belirtti. Bu alanda sadece sporcularla değil aynı zamanda antrenörler ve zaman zaman yöneticilerle de çalıştıklarının altını çizdi.
Farklı temeller üzerine çalışmalar yapılabilir
Acaray spor psikolojisinde farklı temeller üzerinde çalışmalar yapıldığını belirterek ilk önce bireysel mi, takımsal çalışma yapılacağı sorusunun sorulduğunu ve klinik görüşmelerinin buna göre başlatıldığını söyledi. Daha sonra antrenör ile iletişime geçilip hem yönetim hem teknik kadro ile koordineli bir çalışma yürüttüklerini belirtti.
Klinik görüşmelerde sporcuya giyilebilir teknolojik ürünler giydirildiğini ve buradan ölçümler alındığını belirten Gözde Acaray, bu ölçümlerin odaklanma, kaygı stres seviyeleri ile sonuçlar ortaya çıkardığını söyledi. Bu ölçümler neticesinde ne kadar odaklandıklarını kaygı stres seviyelerinin ne olduğunu kopma noktalarının neler olduğunu belirlediklerini ve buna göre bir yol haritası çizdiklerini belirtti. Bu gibi ölçümlerde akıllı saatler gibi materyaller kullandığını belirtti. Bu süreç içerisinde antrenöre verilen raporda sporcunun kaygı seviyesinin hangi noktaya ulaştığını veya stres seviyesinin ne olduğunu belirtildiğini söyledi. Bu verilen raporlar ve geribildirimler sonucunda sporcuya uygulanacak tedavi şeklinin ortaya çıktığını belirtti. Uzman psikolog Gözde Acaray tedavi örneklerine meditasyon veya zihinsel antrenman çalışmalarını verdi.
Acaray özellikle futbolda saha içerisinde çok devşirme mantığının oluştuğunu ve örnek olarak sürekli sol bek oynayan futbolcuya zaman zaman antrenörünün sağ bekte görev verdiğini bunun da futbolcu üzerinde çok ciddi bir kaygı yarattığını ve futbolcunun başarısız olacak korkusu yaşadığını, bu noktada yapılabilecek zihinsel antrenman yöntemleri ile bu kaygıyı aşmaya çalıştıklarını vurguladı.
Takımsal sporlarda grup dinamiğinin çok önemli olduğunu vurgulayan Uzman psikolog Gözde Acaray, grup dinamiğinin çok iyi olmadığı takımlarda aksamalarının daha fazla yaşanabileceğinin altını çizdi. Buna örnek olarak futbol takımında çoğunluğun görevini doğru yaptığı bir ortamda sürekli sinirli olan futbolcunun takıma verdiği ciddi zarar veya birçok yetenekli futbolcu içerisinde o yetenekli arkadaşlarına uyum gösteremeyen bir futbolcunun takım dinamiğini aşağılara çekmek olduğunu söyledi.
Gevşeme çok önemli
Acaray ülkemizde yapılan spor dallarının amatör olduğunu kabul dersek tüm sporcuların gerek öğrenci gerekse çalışan olduğunu ve gün içerisinde antrenman veya maça giderken ya okuldan ya işten çıkıp sahaya gittiğini bundan dolayı da sporcunun fiziksel ve mental bir yorgunluk ile spora başladığının altını çizdi. Psikolog olarak tavsiyelerinin antrenmandan önce küçük bir meditasyon gibi gevşeme çalışmalarının yapılmasının sporcu üzerinde gün içerisinde oluşan negatif havayı dağıtabileceğini ve bunun da sporcuya oldukça olumlu yansıyabileceğini söyledi. Literatürde bunun mindfullness (Bilinçli farkındalık) olarak geçtiğini dünyada çok fazla kullanılan bir yöntem olduğunu belirtti.
Sporcu mental boyuta daha az güveniyor
Uzman psikolog Gözde Acaray sporcularda görülen en büyük sıkıntının mental boyuta olan güven azlığının olduğunu belirterek sporcunun daha çok gözle görülebilir sonuçlara odaklandığını söyledi. Sporcunun bir diyetisyende veya bir fizyoterapiste uyguladığı tedavinin sonucunu daha ölçülebilir olarak görebildiğini fakat bir psikologda gördüğü tedavinin sonucu daha uzun vadede görebildiği için güveninin azaldığını belirtti.
Acaray, spor psikolojisi alanına özellikle ABD’de çok önem verildiğini, Avrupa ülkelerinde bu bilim dalından çok destek alındığını fakat bize en yakın ülke olan Türkiye’de daha az, ülkemizde ise yeni yeni önem verildiğini belirtti. Özellikle tüm dünyada yaşanan pandemi sürecinde spor psikolojinin öneminin daha da ortaya çıktığını ve bu dönemde sahada aktif olamayan sporcuların spor psikolojisi teknikleri sayesinde mental açıdan güçlü kalmaya çalıştıklarını söyledi.
Yönetenler de kaygı yaşıyor
Gözde Acaray, sporun sadece sporcu üzerinden değil başkanlar ve yöneticiler üzerinden de konuşulması gerektiğini ve bu noktada onlarında ciddi kaygılar yaşayabileceğinin altını çizdi. Özellikle pandemi ile birlikte yönetenler üzerinde oluşan kaygıların daha da büyüdüğünü gördüğünü belirten Acaray, bu kaygının azaltılmasında en büyük görevin devlet yetkililerine düştüğünü söyledi.
Sporcularda kaygı nedenleri genelde aynı
Uzman psikolog Gözde Acaray, ülkemizdeki sporcularda görülen psikolojik kaygıların genelde aynı başlıklar altında toplandığını belirtti. Bunların içerisinde en çok dikkat çeken noktaların sporcuların sürekli başka sporcular ile kıyaslanması, takım içerisinde yaşanan devşirme kaygısı, ülkemizde yapılan sporun daha çok lokal olup dünyaya açılamaması olarak görüldüğünü söyledi.