Ünlü şef Yeşilpınar, KIBRIS’a konuştu: “Annem beni mutfağa sokmadı, ben de şef oldum”
Ülkemizin ünlü şeflerinden Selim Yeşilpınar, BellapaisGarden’ın dillere destan mutfağının kapılarını KIBRIS’tan Pınar Savun’a açtı, çok keyifli bir söyleşiye imza atıldı.
. “Bir yemek olacak olsam makarna olurdum. Makarnayı çok seviyorum. Her gün yesem yine de bıkmam. Mesleki becerilerimden ötürü de artık makarnalara yeni yeni soslar da yapıyor olmam nedeni ile makarnadan bıkmam söz konusu değil.”
. “Annemin beni mutfağa sokmadığı, kovduğu gün mutfağa merak saldım. İlkokuldan itibaren her şeyimi kendim hazırlardım. Omletimi, gabiramı ben yapardım. Annem de yanacağımı, bir şeyleri döküp kıracağımı söyleyerek beni mutfaktan kovardı. Ama ben yine gizli gizli mutfağa girerdim. O zamandan itibaren yemeklere olan ilgim arttı.”
BellapaisGarden’da gerçek bir duayen şef olan Kıbrıs aşığı Leymosunlu Selim Yeşilpınar ile tadına doyulmaz bir sohbet gerçekleştirdik. Selim Yeşilpınar’ın her daim gülen yüzü ve pozitif enerjisi, insanlara olan sevgisini ve mesleğine olan tutkusunu hemen yansıtıyor. Hayatına girdiği herkes için onun bir şans olduğunu düşünüyorum. Ne yemeklerine ne de sohbetine doyum olmuyor.
Onun kendi ifadesi ile Leymosun’da başlayan yaşam öyküsünde pilot olmayı hayal eden bir çocuğun nasıl bir duayen şefe dönüştüğü hikayesini paylaşacağım. Gökyüzüne bakıp “bir gün ben de bu uçakları uçuracağım” diyen çocuğun mutfakta harikalar yaratarak, bu yarattığı lezzetleri insanların tabaklarına uçuracağını kim bilebilirdi! Yeşilpınar ile konuşurken doğaya aşık olduğunu, doğadan ilham aldığını, bundan esinlenerek de ‘Yeşil’ adlı bir kitap hazırladığını ilk kez bizimle paylaştı.
Yeşilpınar ile birlikte mutfağa girdik, en çok sevdiği makarna için çok kısa sürede birbirinden leziz farklı sosları birlikte hazırladık. Annesinin bir gün kendisini mutfaktan kovması ile gizlice mutfağa giren ve önce yumurtalarla farklı lezzetler yaratmaya başlayan Selim Yeşilpınar bugün ‘finedining’ alanında ülkemizin en önde gelen restoranlarından BellapaisGardens’da müşterilerine tam bir lezzet ziyafeti sunuyor. Master Şef olmanın yanında şarap konusunda da uzman olan Yeşilpınar, BellapaisGardens işletmesi içerisinde kendi bağlarından ürettikleri şaraplarda da iddialı. Doğaya, yeşile tutkulu olan Selim Bey Bellapais’ta yarattıkları otel ve restoran ile ülke turizmine de önemli katkı sağlamanın gururunu taşıyor.
Selim Yeşilpınar’a sorduğumuz farklı sorular ve verdiği birbirinden ilginç yanıtlar:
Pınar Savun: Bu mesleği yapmasaydınız hangi mesleği yapardınız?
Selim Yeşilpınar: Pilot olmak isterdim. Çocukluğumdan beri hep pilot olmak istedim. Annenim anlattığına göre, 3-4 yaşlarındayken ben yere gazete serer hep gökyüzüne bakarmışım.
Pınar Savun: Bir yemek olacak olsaydınız hangisi olurdunuz, neden?
Selim Yeşilpınar: Bir yemek olacak olsam makarna olurdum. Makarnayı çok seviyorum. Her gün yesem yine de bıkmam. Mesleki becerilerimden ötürü de artık makarnalara yeni yeni soslar da yapıyor olmam nedeni ile makarnadan bıkmam söz konusu değil. Benim makarnada en çok sevdiğim sos ise türüf mantarlı olan sostur.
Pınar Savun: Bundan dört nesil sonrasındaki torunlarınıza bir nasihat verecek olsanız bu ne olurdu?
Selim Yeşilpınar: Yapacakları işi gönülden ve severek yapmalarını, aşık olacakları işi yapmalarını ve aşık olacakları insanı seçmelerini nasihat ederdim. Sevmeyecekleri bir şeyi yapmalarını kesinlikle tavsiye etmezdim. İş, hayatımızın büyük bir bölümünü kapsıyor. O yüzden de yaptığımız işi severek yapmamız gerekiyor.
Pınar Savun: Yaşadığınız ülkeyi seçme hakkınız olsaydı bu hangi ülke olurdu, neden?
Selim Yeşilpınar: Bütün olumsuzluklarına rağmen yine Kıbrıs’ı seçerdim. Ben bir Kıbrıslıyım ve Kıbrıs aşığıyım.
Pınar Savun: Bunaldığınız zamanlarda sizi en çok ne rahatlatır?
Selim Yeşilpınar:Balığa gitmek. Sahilde sadece ben, oltam ve balık. O kadar. Beni en çok bu rahatlatır.
Pınar Savun: Sizce başarının tanımı nedir?
Selim Yeşilpınar: Yaptığınız işi ve hayatı sevmek ve ailenizle çok iyi bir diyaloğunuzun olması. Arkadaş çevrenizle iyi bir diyalog içinde olmanız da başarı için önemlidir.
Pınar Savun: Çevrenizdeki insanların sizinle ilgili en sevdiği özellik nedir?
Selim Yeşilpınar: Güzel yemekler yapmamdır, bir de dürüst olmamdır. Ben dürüst biriyim, sohbetim de güzeldir.
Pınar Savun: Sizin için hayatta en önemli şey nedir?
Selim Yeşilpınar: En önemli şey benim ailemdir. Çünkü biz çok geniş bir aileden gelmeyiz. Bu nedenle aile benim için çok önemlidir. Ailemle birlikte zaman geçirmeye çok büyük önem veririm.
Pınar Savun: Neye daha çok zaman ayırmak isterdiniz?
Selim Yeşilpınar: Aslında güzel bir soru. Bu konuyu düşündüğümde her zaman üzülürüm. İşimden dolayı ailemle, kızlarımla istediğim gibi çok zaman geçiremedim. BellapaisGarden’ı düzene sokana kadar çok yoğun çalıştım. Kızlarıma zaman ayıramadım. Eşim benim eksikliklerimi giderdi. Kızlarım büyürken çok fazla yanlarında olamadım, bu benim içimde büyük bir üzüntüdür. Ama şimdi bu eksikliğimi torunlarıma zaman ayırarak gidermeye çalışıyorum. İşten zaman bulup, kaçıp kaçıp torunlarımın yanına gidiyorum.
Pınar Savun: Doğadan neyi örnek alırsınız?
Selim Yeşilpınar: Doğanın yeşilini çok seviyorum. Doğa ile iç içe olmayı çok seviyorum. Doğa benim için her zaman bir ilham kaynağıdır. Otlara karşı büyük ilgim var, şimdi de tam ot zamanı. Ben bu dönemlerde doğadan topladığım otlarla özel lezzetler hazırlamayı çok seviyorum. Bunun için de yılın belli aylarında ot menüleri yapıyoruz. Yeşille bir şeyler yapmayı çok seviyorum. Bu konuda bir de kitap hazırlıyorum. Bu kitabın ismi de ‘Yeşil’ olabilir. Bunu da ilk kez sizinle paylaşıyorum.
Pınar Savun: Günlük bir ritüelinizi söyler misiniz?
Selim Yeşilpınar: Köpeğimle her sabah yaptığımız yürüyüşler benim günlük ritüelimdir.
Pınar Savun: Kendinizle ilgili en çok sevdiğiniz üç şey nedir?
Selim Yeşilpınar: Arkadaş canlısı olmam, yeme içmeyi çok sevmem, masalarda oturup sosyalleşmem ve bir de tabii ki balık tutmak benim için vazgeçilmezdir.
Pınar Savun: Birçok insanın sizinle ilgili farkında olmadığı bir şeyi söyler misiniz?
Selim Yeşilpınar: Çok açık bir insanım. İnsanların benim hakkımda bir şey bilmemesi imkansızdır.
Pınar Savun: Sizce insan doğuştan iyi midir?
Selim Yeşilpınar: İnsan sonradan, ortamından, çevresinden ve ailesinden dolayı iyi olur, ya da kötü olur.
Pınar Savun: Özgür olmak ne demektir?
Selim Yeşilpınar: Her şeyi düşünebilmek, her şeyi anlayabilmek ve onlara tepki vermektir.
Pınar Savun: Parayı değerli yapan nedir?
Selim Yeşilpınar: İnsanlardır. Paranın değerini insanlar belirler.
Pınar Savun: 40 yıl sonra hangi geleneğin unutulacağını düşünüyorsunuz?
Selim Yeşilpınar: Mesleğim bakımından en çok korktuğum şeylerden birisi geleneksel yemek ve ritüellerimizin, mutfağımızın unutulmasıdır.
Pınar Savun: Sizin için yapılması zor olan bir şey söyler misiniz?
Selim Yeşilpınar: Kıbrıs’ı terk etmek, ülkemden ayrılmak.
Pınar Savun: Bir kural koyacaksınız ve etrafınızdaki herkes bu kurala uyacak, bu ne olurdu?
Selim Yeşilpınar: Güzel yemek yapmaları…
Pınar Savun: Sizi kolayca sinirlendiren bir şey söyler misiniz?
Selim Yeşilpınar: Söylediğim bir şeyi karşımdakinin bana defalarca tekrarlatması beni çok sinirlendirir.
Pınar Savun: Şu anda hangi yaşta olmak isterdiniz? Neden?
Selin Yeşilpınar: Neden olduğunu bilmiyorum ama ben 48 yaşında olmak isterdim. 48 yaş benim için çok önemlidir.
Pınar Savun: Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey nedir?
Selim Yeşilpınar: Evlat acısıdır.
Pınar Savun: Başarıyı sağlayan yetenek midir çalışmak mıdır?
Selim Yeşilpınar: Çalışmaktır. Çalışırsanız zaten yetenek kendiliğinden gelişir.
Pınar Savun: Sizi bir eğitime gönderecek olsaydık tercihiniz ne olurdu?
Selim Yeşilpınar: Ben yine gastronomi ile ilgili bir eğitim almak isterdim.
Pınar Savun: Sabırlı bir insan olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Selim Yeşilpınar: Değilim. Koç burcu olmamdan dolayı istediğim her şeyin o anda olmasını isterim. Hiç sabırlı değilim.
Pınar Savun: Bir bardak olsaydınız nasıl bir bardak olmak isterdiniz?
Selim Yeşilpınar: Ben her türlü bardağı çok seviyorum: Evimde bir de bardak koleksiyonum var. Bardak konusu benim için çok ama çok önemlidir. Her içilecek içkinin bardağında içilmesinden yanayım. Bir bardak olacak olsaydım fantazi türü bir bardak olmak isterdim.
Pınar Savun: Bir mevsim olacak olsaydınız hangi mevsim olmayı isterdiniz?
Selim Yeşilpınar: İlkbahar tabii ki. Ben bir nisan çocuğu olduğum için ilkbahar diyebilirim.
Pınar Savun: Bir hayvan olacak olsaydınız hangisi olurdunuz?
Selim Yeşilpınar: Daha çok sadakatinden dolayı köpek diyebilirim. İşime, arkadaşlarıma, aileme karşı sadık biriyim. Bu sebepten köpek diyeceğim.
Pınar Savun: Sizi en çok ne mutlu eder?
Selim Yeşilpınar: Arkadaş ortamı, onlarla zaman geçirmek beni çok mutlu eder.
Pınar Savun: Sizi en çok ne üzer?
Selim Yeşilpınar: Yüzüme değil de arkamdan konuşulması beni çok üzer.
Pınar Savun: Sizi en çok ne öfkelendirir?
Selim Yeşilpınar: Koyduğum kurallara uyulmaması ve trafikteki saygısızlık, karmaşa beni çok öfkelendirir.
Pınar Savun: Dünyadaki hangi şefle aynı mutfağı paylaşmak isterdiniz?
Selim Yeşilpınar: Çok şeflerle birlikte çalıştım ama en değer verdiğim şeflerden bir tanesi Mısırlı Ebu Makbuli’dir. Bu şef benim ilk ustamdı, onunla ayni mutfağı paylaşabilme şansı bulduğum için de kendimi çok şanslı hissediyorum. Kendisi rahmetlendi, keşke onunla yeniden çalışma fırsatım olsa idi.
“Ben bir Kıbrıs aşığıyım”
“İlkokulu Leymosun’da okudum. Ben çok uslu, uyumlu ve çalışkan bir çocuktum. Çok fazla insanla arkadaş olmazdım ama çok iyi arkadaşlar seçerdim. Bunlar benim hayatıma da yansıdı. İlkokulda edindiğim arkadaşlarım hala benim hayatımdadır. Annemin beni mutfağa sokmadığı, kovduğu gün mutfağa merak saldım. İlkokuldan itibaren her şeyimi kendim hazırlarım. Kendi gabiramı, omletimi kendim yapardım. Annem de yanacağımı, bir şeyleri döküp kıracağımı söyleyerek beni mutfaktan kovardı. Ama ben gizli gizli yine mutfağa girerdim. O zamandan itibaren mutfağa olan ilgim başladı. Hayatımda mutfakta en unutamadığım anım mutfakta ilk kez tek başıma kalarak yaptığım yemekti. Ustam Mısırlı Mabukli bana hep tek başına mutfakta üretmenin gücünü aşıladı. Kendim ondan aldığım ilhamla deneye yanıla bir çok yeni lezzet keşfettim. Ben de bugün öğrencilerime malzemeyi verip kendilerinin bir şeyler üretmesine olanak sağlıyorum. İnsan denemezse öğrenemez. Üretme özgürlüğü ile ortaya çıkan farklı lezzetlerden dolayı BellapiasGarden’ın müşteri profili şekillendi. Damak tadı oturmuş, ne istediğini bilen, yeni lezzetler peşinde olan bir müşteri profilimiz var. Artık insanımız dünyaya açıldığı için farklı farklı lezzetlerle tanışıyor. Tanıştığı zaman ülkeye döndüğünde burada da farklı bir şeyler bulmak isteği içinde oluyor. Biz de onların bu isteklerini karşılayacak lezzetler sunuyoruz. Ben şarapları da çok seven biriyim. İtalya’da, Güney Fransa’da, Türkiye’de şarap konusunda bir çok eğitime katıldım, şarap konusunda çok araştırmalar yaptım. Sonra “neden biz de şarap üretmeyelim?” diyerek bağcılığa başladım ve şu anda kendi şaraplarımızı üretiyoruz. Bu konuda da başarılı olduk.”
“UFÜ öğrencilerin başarısı çok önemli”
“Ben ayni zamanda Uluslararası Final Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünde öğretim üyesi olarak da görev yapmaktayım. Bölüm öğrencilerimizin bizlerin verdiği eğitimler sonrasında 36 ülkeden 46 kategoride yüzlerce şef ve şef adayının yarıştığı ‘Gastro Antalya 2023’ yarışmasında KKTC’yi temsil ederek 3 altın ve 4 gümüş madalya kazanması bizler için büyük bir başarı ve gururdu.Yarışmaya KKTC’den katılan tek üniversite olmak da bizim için ayrı bir övünç kaynağı oldu. Yarışmada yerel ürünler kullandık.”
“Kıbrıs Mutfağını Türkiye’de ders müfredatına taşıyoruz”
“Türkiye’de açılması hedeflenen ilk gastronomi lisesinin ders müfredatına Kıbrıs mutfağı dersini dahil etmeyi başardık. Kıbrıs’a ait lezzet kültürünün önce Türkiye gastronomisinde ve orada yetişen öğrencilerin elçiliği ile dünya gastronomisinde de önemli bir yere gelmesini sağlamayı hedefliyoruz.